Bülent KORUCU
10 Ağustos cumhurbaşkanı seçimi, kazananı kadar kaybedenleri ile anılacak. Mağluplar listesinin başına Parlamento’nun iki büyük muhalefet partisini yazmak lazım.
Ortak aday gösterme konusundaki cesaretleri takdiri hak etse de, kampanya sürecindeki performansları CHP ve MHP’yi kaybedenler sınıfına soktu. 30 Mart yerel seçimlerinde oy aldıkları 19,4 milyon seçmeni sandığa gitmeye ve belki de Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermeye ikna edemediler. Daha doğrusu yeterince çaba gösterdikleri söylenemez. ‘Çatı aday’a destek açıklayan irili ufaklı diğer partilerden oy gelmesinin muhtemel olduğunu düşündüğümüzde, CHP-MHP’deki kaybın daha büyük olduğu ortaya çıkıyor. Bu blokta yaşanan oy erozyonu yaklaşık 5 milyon. 30 Mart’ta 20,5 milyon oyla yüzde 43’te kalan AK Parti, 10 Ağustos’ta hemen hemen aynı oy oranı ile yüzde 51,5’i elde etti. Yerel seçimdeki katılım ve tercihler tekrarlansaydı AK Parti adayının yüzde 50 barajını geçmek için iki buçuk milyon oy daha alması gerekecekti.
Kaybedenler listesine sandık süreciyle üçüncü dereceden ilgili kurumları da alabiliriz. Mesela anket şirketleri… Yüzde 57-58’e varan araştırma sonuçlarıyla itibarlarına halel getirdiler. KONDA son hafta yayınladığı yüzde 57 tahmini ile aynı zamanda katılımın düşmesine katkı yapmakla suçlanıyor. ‘Galibi belli seçim’ düşüncesine yol açarak katılımı düşürdükleri eleştirisi peşlerini bırakmayacak. Aynı şekilde sandık sonucu vermeye çalışan devlet ajansı AA yine manipülasyon suçlamalarının ortasında kaldı. Önceki seçimde yaşananlar tekrar etti. Anadolu Ajansı çok yüksek oy yüzdesiyle Erdoğan’ı önde gösterdi. Saatler sonra rakamlarını realize ederek Cihan Haber Ajansı’nın yanına indi. 12 yıldır sandık sonucu vererek marka haline gelen Cihan, bağımsız ajansçılığın önemi ve gerekliliğini de yeniden ispatladı.
İHSANOĞLU VE DEMİRTAŞ SÜRPRİZİ
Seçimde kazanan değil kazananlar olduğunu teslim etmek lazım. İpi göğüsleyen ve seçimin galibi AK Parti adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısını kaydedip geçelim; ona uzun bir paragraf ayıracağım. Diğer adaylarda ‘galiptir bu yolda mağlup’ deyişindeki gibi yarıştan kazançlı çıktılar. Ekmeleddin İhsanoğlu kendisini aday gösteren partilerin desteğini sahada arkasında hissedemedi. Yıllardır yurtdışında çalışan biri olarak yüzde 39’luk oy oranı fena sonuç değil. Kampanyaya beyefendi üslubuyla yaptığı katkı da inkar edilemez. İhsanoğlu, lider profilinde biri değil ama bundan sonra siyasetteki yeni yapılanmaların içinde kendine önemli yer bulabilir. BDP adayı Selahattin Demirtaş da sürecin kârlılarından. Partisinin oy oranını sadece yüzde hesabıyla değil oy sayısı itibarıyla da yükseltti. Bir milyondan fazla yeni seçmenden oy aldı. Uzlaşmacı dili ve siyasi zekâsıyla ön plana çıktı. Türkiyelileşememe sorunu yaşayan partisinin eksiklerini fiilen göstermiş oldu. İcazetli siyasetçi imajını yıktı, bir özgül ağırlığa sahip olduğunu kayıtlara geçirdi.
ERDOĞAN’IN KAYIPLARI
Seçimin galibi Erdoğan’ın arzu ettiği sonucu elde ettiğini söylemek zor. 30 Mart’ın üzerine neredeyse hiç ekleme yapamadı. Üç milyona yaklaşan yurtdışı seçmenlerin katılımıyla yapmayı umduğu patlama gerçekleşmedi. 2010 referandumunda 49 milyon seçmen varken 22 milyonun desteğini almıştı. Şimdi 55 milyon seçmenden 20,5 milyon oy çıkardı. Ayrıca kontrolündeki medya ve anket şirketlerinin beklentiyi yükseltmesinin psikolojik kaybını yaşadı. Yüzde 60’ları bile az gören taraftarları yüzde 51 buçuğa razı oldu. Hukuki ve ahlaki olmamasına rağmen bütün devlet imkânlarını kullandı. Halkın vergileriyle yaşayan TRT’nin ‘bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul’ paylaşımıyla verdiği desteği arkasına aldı. Devlet ihaleleriyle kurduğu medya imparatorluğu müthiş algı operasyonları gerçekleştirdi. Sonuçta alınan 51 buçuk, partiyi dizaynda ve Köşk’teki planlarında elini rahatlatmadı. 55 ve üstü sonuçlar baskın bir genel seçimi ve baştan ayağa dizayn imkanını Erdoğan’a sunabilirdi. Ancak ucu ucuna sayılabilecek sonuç Abdullah Gül adını kolayca taca atamayacağının mesajını verdi. Köşk’te rahat oturabilmek için gücünü koruyan AK Parti’ye ihtiyacı var. Bir emanetçinin bunu sağlaması bu sonuçla imkân dâhilinde durmuyor.
Seçim sürecindeki üslubu ve Çankaya’da anayasanın sınırladığı çizgiyi pek umursamayacağını beyan etmesi demokrasimiz adına talihsizlik. Yemin edip göreve başlayacağı 28 Ağustos’a kadar başbakanlık ve genel başkanlık yetkilerini kullanacağını söylemesi de bu çerçevede değerlendirilebilir. 367 krizini icat edenler anayasa ve o güne kadarki uygulamayı çiğnemişti; bugün Erdoğan’ın çizgisi de farklı değil. Anayasa’da Kenan Evren’in bile akıl edip kullanmadığı gedikler arıyor. Seçilmesi halinde Erdoğan’ın ara dönemde yargılamaya açık ve dokunulmazlık zırhının dışında olacağını söyleyenlere AK Parti itiraz etmişti. “Seçildiği andan itibaren cumhurbaşkanıdır” tezini öne sürenler şimdi ‘yemine kadar cumhurbaşkanı değil ki’ diyor. Artık bir karar vermeleri gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016