Bülent KORUCU

Ben Çankaya'ya çıkmam, O insin!
21.08.2015
1992

 14 Mayıs 1950. Ülkeyi 1923'ten beri tek parti olarak yöneten CHP seçimi kaybetmiş ve Demokrat Parti ipi göğüslemişti.

Valilerin aynı zaman partinin il başkanı olduğu, İçişleri Bakanı'nın parti genel sekreteri koltuğunu da işgal ettiği, bütün bürokrasinin ‘partili' kimliği taşıdığı günlere veda mı edilecek? ‘Milli Şef' Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün iktidarı devredip etmeyeceği merak konusudur. Hatta başta askerler olmak üzere bürokrasinin direniş çağrısı yaptığı fısıldanmaktadır.

İnönü, iktidarı hemen devretmek için Meclis'i toplamak gerektiğini söyler: “Meclis'i çağırmalıyız. Onlara hükümeti kurmayı önermeliyiz. Ben iktidarı bırakmaya giden onurlu bir yolu tutmakla arkadaşlarıma karşı ve belki de tarihe karşı bir durumda görülebilirim. Fakat başka türlü hareket, rejimi bir ayaklanmayla sona erdirmek olurdu.” 15 Mayıs günü DP Genel Başkanı Celal Bayar Köşk'e çağrılır. 18 Mayıs'ta kesin sonuçlar resmen ilan edilir ve 22 Mayıs'ta 1. Adnan Menderes Hükümeti kurulur.

6 Kasım 1983. Türkiye, 12 Eylül darbesinden üç yıl sonra sandığa gitmişti. Darbenin lideri ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren seçimlerden önce açıkça MDP'nin seçilmesi gerektiğini dikte eden konuşmalar yapmıştı. Emekli Orgeneral Turgut Sunalp'in başbakan olarak kendi misyonlarını sürdüreceğini belirterek halktan oy istemişti. 7 Kasım sabahı en büyük şoku o yaşadı, zira vatandaş, seçimlere kerhen sokulan buçuk parti olması beklenen ANAP'ı tek başına iktidar yapmıştı. ‘Turgut' kısmı tutmuştu ama bu Özal'dı. ‘Seçimlerin iptal edileceği, darbecilerin ülkeyi Özal'a teslim etmeyeceği' iddia ediliyordu. Tam tersine ANAP hükümeti kısa sürede kuruldu ve Turgut Bey'in görevi alırken Evren'e elense çekip öpmesi tarihî fotoğraflar arasında yerini aldı.

20 Ekim 1991. Ülkeyi iki dönemdir tek başına yöneten ANAP yenilmiş, üç puan farkla ikinci parti konumuna düşmüştü. Birinci parti ise yüzde 27 oyla DYP olmuştu. Süleyman Demirel, eski çırağı Cumhurbaşkanı Özal'a karşı yıpratıcı bir seçim kampanyası yapmıştı. Onun adı ‘Çankaya'nın şişmanı' idi. Demirel onu Köşk'ten indireceğini, yolsuzluk dosyalarını açacağını yüksek sesle dile getiriyordu. Seçimlerden sonraki ilk beyanatlarından biri de ‘Ben Çankaya'ya çıkmam, Çankaya inecek' olmuştu. Özal'ın eski partisi ANAP üç puan gibi küçük bir farkla ikinci olmuştu ve pekâlâ koalisyon kurabilirdi. Özal'ın böyle bir manevra yapacağını düşünenler yanıldı. Daha yemin töreni bitmeden Demirel Köşk'e çağrılmıştı. Kısa sürede DYP-SHP Hükümeti kuruldu.

3 Kasım 2002. Kurulalı bir yıl bile olmamış AK Parti seçimi kazanmış ve ülkeyi tek başına yönetme yetkisi almıştı. Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasaklı olduğu ve ülkenin ‘bin yıl sürecek' denilen 28 Şubat sürecinin etkisinden kurtulamadığı günlerdi. Postmodern darbenin hedef aldığı siyasi kadronun yedek takımı kupayı kaldırmaya hak kazanmıştı. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda laik kimliği ile bilinen Ahmet Necdet Sezer oturmaktaydı. Kulisler yine hareketliydi. AK Partililer bile görevin kendilerine verileceğinden emin olamıyorlardı. ‘Her an her şey olabilir' havası ülkeye hâkimdi. Tam tersine gecikmeksizin hükümet kuruldu. Üstüne üstlük hızlı bir manevrayla Erdoğan'ın yasağı kaldırılarak milletvekili seçilmesi ve başbakan olması sağlandı.

7 Haziran 2015. AK Parti tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu kaybetti. Seçimlerin üzerinden 74 gün geçti ve hâlâ ortada hükümet yok. Ahmet Davutoğlu hükümeti kuramadığı için yetkiyi iade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Beştepe'yi bilmeyenle kaybedecek vakit yok' diye CHP'ye hakkı olan görevi vermiyor. Yandaş yazarlar 28 Şubat'ta Demirel'in Çiller'i değil Yalım Erez'i görevlendirmesini örnek gösteriyor. Diğer misallerden bir farkı daha var bugünün: Ülke terör ateşiyle yanıyor, seçimlerden sonra 50'den fazla şehit geldi, ekonomide alarm zilleri çalıyor ve Suriye'de IŞİD'le savaş halindeyiz. Fazla söze hacet var mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar