Burhanettin DURAN
Bugünlerde Trump yönetimi Suriye'ye ve Ortadoğu'ya geri dönüşünün çerçevesini şekillendiriyor. CIA direktörü Pompeo bunun için Ankara'daydı. Rakka operasyonunun nasıl yapılacağı da bunun ilk işaretlerini verecek.
Washington'ın Suriye ve Irak'ta Deaş ile mücadele stratejisinde Türkiye'ye aktif rol tanımayı tartıştığı biliniyor. Ancak YPG'ye yaklaşım yeni dönem Ankara-Washington ilişkilerinin mimarisini belirleyecek kadar kritik. Ankara'nın, Pompeo'ya içinde ÖSO, SDF'nin Arap güçlerinin ve Türk-ABD özel birliklerinin olduğu bir plan önerdiği medyaya yansıdı. Washington'ın YPG'yi dışarıda bırakan, ancak Telabyad üzerinden geçen bir plana nasıl cevap vereceği merak konusu.
Deaş ile mücadelede etkin olduğunu gösteren NATO üyesi Türkiye ile işbirliği YPG'nin Kuzey Suriye'de düşüşe geçmesi demek olacak. Trump yönetimi muhtemelen bir orta yol bulma arayışında olacak. Ancak oldukça zor ve yaratıcı formüller bulmaları gerekecek. Zira Trump Yönetimi "radikal İslamcılıkla mücadeleyi" ve "İran'ı sınırlandırmayı" yeni Ortadoğu politikasının iki temel taşı olarak görüyorsa Türkiye ile gerçekten kapsamlı,stratejik bir işbirliğine ihtiyacı var. Obama tarzı "hem Türkiye hem YGP ile çalışalım"yaklaşımıyla bu işbirliği sağlanamaz.
Trump Yönetimi Ortadoğu'da kısa vadede Deaş ile mücadeleyi orta vadede İran'ı sınırlandırmayı hedefliyor. Ve Obama'dan farklı olarak İran'ı da "terörü finanse eden birnumaralı ülke" görüyor. Ancak bu hedefler Trump'ın seçim döneminde ABD askerlerini sahaya sürmeme yaklaşımı ile çelişecek bir boyut taşıyor. Hatta ABD'nin Ortadoğu'ya daha fazla müdahalesini gerektirebilir.
Nasıl mı? Öncelikle Trump'ın Putin ile arzu ettiği yakın ilişkiyi kurmasının pek de mümkün olmadığı gittikçe netleşiyor. Hem kabinesinden güçlü isimler hem de Kongre Rusya'ya yaptırımların kaldırılmasını uygun bulmuyor.
Yine Trump'ın Ukrayna, Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'da Rusya ile çalışabilecek bir denge bulması gerekiyor. Ayrıca, Körfez ülkelerinden ve İsrail'den karşı bir blok kurmak İran'ı sınırlandırmak için yeterli olmayacak. Hatırlayalım, 2003 Irak'ın işgalinden Obama'nın yakınlaşma politikasına kadar bölgesel yayılma konusunda altın fırsatlar bulan İran neredeyse bir imparatorluğa dönüştü.
Ve Rusya ile müzakere edilmeden bu sınırlandırma hamlesi yapıldığında Rusya- İran yakınlaşmasını artırarak başka bir küresel bloklaşmanın gerilimini ateşleyebilir. ABD'nin İran'ı "bölgeyi bloklaştırma" siyaseti üzerinden sınırlandırmasının iki formunuöngörebiliriz:
İlki yumuşak bir sınırlandırma politikası. Ekonomik yaptırımlar ve vekalet savaşları üzerinden. Şiilik ideolojisi etrafında kenetlenen İran'ın her ikisine de direnebilecek bir tecrübesi, geçmişi var. Trump'ın şimdilerde makro bir hesaplaşma yaşadığı Avrupa ülkelerini de İran ile canlanan ekonomik ilişkiden vazgeçirmesi gerekiyor. Ve Yemen, Irak ve Suriye'deki varlığını koruma güdüsüyle hareket edecek İran'ın vekil güçleri üzerinden Körfez'de yeni sorunlar çıkaracağı göz ardı edilmemeli. Füzelerin Cidde ya da Riyad'a düşmesi veya Suudi Arabistan'ın Doğu vilayetinde isyanın patlak vermesi düşünülebilecek örneklerden bazıları. İran'ı sınırlandırmanın ikinci formu ise doğrudan İran'a karşı sert güç kullanımını içeren radikal bir politika olabilir. Bu seçeneğin bölgeye ve dünyaya getireceği sonuçları öngörmek bile ürkütücü.
Trump yönetimi Türkiye, Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan gibi klasik müttefiklerinin taleplerini kendi öncelikleri ile harmanlayan bir sentez kurmak zorunda. Rusya'nın bölgedeki oyun değiştirici müdahalelerine de hazır olarak. Bu sebeple ABD, devletleri "aktör" olarak görmek ve YPG gibi grupların alanını daraltmak mecburiyetinde. Ya da bölgedeki hedeflerini revize etmek durumunda.
Gidişat, Ortadoğu'nun yeni bir jeopolitiğe evrildiğinin habercisi.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020