Eser KARAKAŞ
Her terör eylemi bir mesajdır, bir taleptir.
Mesajın veriliş biçimi şiddete, teröre dayalı olduğu için de mesaj ne yasaldır, ne de meşrudur.
Ancak, mesajın, talebin yasal ve meşru olmaması önemini de azaltmaz.
Seri cinayetler işleyen katiller de mesaj bırakırlar, polis de bu mesajı çözebildiği ölçüde sonuca yaklaşır.
Mesajın yasallık, meşruiyet dışı olması başka şeydir, önemi başka şeydir.
Meşruiyet içermeyen mesajların dikkate alınmaması büyük hatadır.
Terör mesajlarında çözümlenmesi gereken üç temel mesele var muhtemelen.
Mesaj, talep kimden geliyor, kime yönelik veriliyor ve mesajın, talebin içeriği.
Bu üç konunun; terörle ulaşan mesajın göndericisi, alıcısı ve içeriği iyi analiz edilmeli.
Zira, çok karmaşık bir ilişkiler bütünü içinde ilk bakışta gördüğünüz büyük ölçüde yanıltıcı olabilir.
Sadece bu nedenle bile, devletlerin çok nitelikli istihbarat analiz birimlerine büyük ihtiyaçları var.
Ankara faciasından beri ortada bir istihbarat açığının olup olmadığı tartışılıyor.
Genel kanı istihbarat düzeyinde bir sorunun büyük ölçüde olmadığı ama önleyicilikte zafiyet yaşandığı.
Ama kimse istihbaratın nasıl analiz edildiğini, ham bilgiden, istihbarattan sağlam bir analizle, doğruya yakın sonuçlara ulaşılıp ulaşılmadığını sorgulamıyor.
Muradım, yukarıda belirttiğim üç temel soruya, “kim, kime ve ne” mesaj iletildiği sorusuna doğru yanıtın verilip verilmediği.
Aşil’in topuğu da muhtemelen burası.
Sahadaki güvenlik güçlerinin işlerini yeterince nitelikli bir biçimde yapıp yapmadıkları kanımca temel mesele değil, zaten de muhtemelen yapıyorlar.
İstihbarat haber kelimesinden türemiş bir kelime.
Ülkelerin gizli servisleri bu istihbaratı topluyorlar ve büyük ölçüde ham biçimde, bazen de sübjektif bir ayıklama yaparak, siyasete sunuyorlar.
Siyaset de bu ham bilgiden bir eylem biçimi oluşturuyor.
Arada bir kademenin eksik kaldığı kanısındayım.
Bu da çok farklı bakışlara açık bir istihbarat (haberler) temelli analiz.
Türkiye’de temel problemin akan ham bilgiden, istihbarat da diyebilirsiniz, gerekli sonuçların nasıl çıkarıldığı meselesi olduğu kanısındayım.
Ham bilgiden istihbarat yorumu, analizi yapması gereken kadroların nitelikleri bu iş için yeterli kalifikasyonlarda olmayabilir.
Muhtemelen de değildir.
Devlet bu istihbarat analizi işini çok kapalı bir devre içinde yapıyor.
Kapalı devre analizlerde ise olumsuzluklar, analiz hataları kendilerini yeniden üretebiliyorlar.
Daha da vahimi, istihbarat analiz birimlerinin yaptıkları yorum ve analizlerde kendilerini çok da özgür hissetmemeleri.
Türkiye bugün çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor.
Bu sürecin daha başlarında miktar olarak büyük sıkıntısı olmayan istihbaratın, çoğu da açık istihbaratın nasıl kötü çözümlemelere konu olabildiğini, ya da hiçbir çözümlemeye gerek kalmadan kullanıldığını gördük.
Başbakanların, cumhurbaşkanların, bakanların kimi açıklamalarının arkasında ciddi bir analizin eksikliği hiç mi bugüne dek gözünüze çarpmadı?
2016 Türkiye’sine bir de çok büyük bir uluslararası siyaset krizi damgasını vuruyor.
Bu krizin kökeninde bile analiz eksikliği yatıyor.
Daha başlangıç aşamalarında, arap baharının, Suriye krizinin nedenlerinin ve muhtemel sonuçlarının Ankara’da nitelikli bir analize konu olduğu söylenebilir mi?
Devlet mesajı, istihbaratı almalı, iyi analiz etmeli, doğru sonuçlar çıkarmalı; yapılması gerekenin ne olduğu ve yapılıp yapılmayacağı ise siyasetin işi ama siyaset de bu manevra marjını çok dikkatli kullanmalı.
Devlet ağzı “Çin füzesi alacağız” derken, çok merak ediyorum, bu sözün arkasında bir analiz yatıyor mu idi?
Yoksa başımızı belaya sokacak banal bir batı karşıtlığı mı idi söz konusu olan?
Gelinen noktada, terörün azdığı bu aşamada, küresel dengelerin yaklaşık hiçbir analize konu edilmediği anlaşılıyor.
Teröre karşı bu kadar hassas bir bölge ve ülkede bir devletin Rusya ile, ABD ile, AB ile kavgalı olması ne demektir
Irak’la, Suriye ile, İsrail ile, yaşanan sorunları saymıyorum bile.
Birleşik Krallık ve Almanya’yı zaten, nedendir bilinmez, pek izlemiyoruz bile.
Ben ifade edebilirim, bu vahim küresel ilişkiler cehalet, öngörüsüzlük ve saçma bir kibir demektir.
Böyle bir uluslararası ilişkiler ağı teröre karşı sizin gardınızın tamamen düşmesi de demektir.
Böyle bir uluslararası ilişkiler ağı, bir de olmayan istihbarat analizi ile birleşince ortaya bir felaket manzarası çıkmaktadır.
Türkiye’nin istihbarat, küresel ilişkiler, güvenlik, istihbarat analiz kadrolarının düzeyi ciddi bir milli güvenlik meselesidir.
Birileri Cumhurbaşkanına hem Rusya hem de ABD ile kavgalı iseniz teröre açık bir ülke haline gelirsiniz demiyor mu acaba?
Danışman demek itiraz eden adam, istihbarat elemanı ise haber toplamaktan öte analiz eden, analiz sonuçlarını ama nitelikli analiz sonuçlarını sunan adam demek olmalı.
Bu niteliklere sahip adamlar var mı Ankara’da?
Çok ama çok kuşkuluyum.
Bağırıp çağırmak bir işe yaramıyor.
Yarasa idi, mesela Braga’ya elenmez idik.
ESER KARAKAŞ / HABERDAR
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025