Etyen MAHÇUPYAN
Kürt meselesinde barışı yakalamak, çözümü demokrasiye teslim etmek üzereyiz… Bir süre sonra geriye bakıldığında Türkiye’nin kadim kimliksel çoğulculuk zemini üzerinde kendine bir ‘kişilik’ aradığını söyleyeceğiz. Şu an yaşanan özgüvenin, saygı arayışının, dik durma gayretinin bir kimlik siyasetine denk düştüğünü sananlar bu dönüşümden pek de bir şey anlamamış olanlardır. Osmanlı’nın hatırlanması, geçmişin geleceği ‘Türkiyelilik’ üzerinden bağlanması, hatta ‘yeni’ vurgusu aslında bir ‘kişilik’ peşinde olduğumuzu söylüyor.
Kürt meselesinde atılan adımlar bu kişiliğin oluşumunda büyük pay sahibi. Meseleye tersten bakarsak, edinilecek ortak kişiliğin harcında bir sürü isimsiz Kürt’ün ezilmiş, harcanmış, yağmalanmış kişilikleri yatıyor. Bu toplumsal israfın tek sorumlusu devlet olmadı. PKK da vasat olanı alıp kişilikli kılarken, aynı zamanda içindeki en parlak kişileri harcadı. Bir TESEV çalışmasında yurtdışında yapılan görüşmelerde PKK’dan ayrılmış biri 1990’larda PKK’ya katılmamanın ama 2000’ler sonrasında da ayrılmamanın bir kişilik zaafı olarak yorumlanabileceğini hatırlatmıştı. Kürt meselesine ilişkin son on yıl boyunca yaptığımız bunca görüşmenin içinde zihnimizde ve yüreğimizde en fazla yer edenler, muhakkak ki kendi iradeleriyle PKK’ya katılıp, sonra da yine kendi iradeleriyle ayrılanlar oldu. Her biri olağanüstü güçlü kişilikleriyle, berrak zihinleri ve her şeye rağmen kucaklayıcı yürekleriyle üzerimizde derin izler bıraktılar.
Eğer Kürt meselesi çözülecek ve buradan bir ‘yeni’ üretilecekse, bunun tohumlarının ‘ayrılanlar’ ya da ‘bağımsızlar’ grubunun içinde şimdiden yaşadığını bizzat görme şansımız oldu. Bugün o kişilikli insanlardan birinin, Ruken Hatun Turhallı’nın Erbil’den gönderdiği 19 Ağustos tarihli mektubun bir bölümüyle sizi baş başa bırakıyorum…
“… Gecen 15 Ağustos günü PKK’nın silahlı mücadele günüydü. Ama bizim aile için çok acı bir gündü o gün. Çünkü daha yaşamın çocuk evresini tamamlayamamış kız kardeşim Ayfer Turhallı’nın, onun gibi çocuk yaştaki 15 arkadaşıyla birlikte gerillaya adım atmasının 40. gününde, Siirt’in Sirvan İlçesi’nin Taşlıca Köyü’nde, 1991 yılında, korucular ve devlet güvenlik güçleri tarafından sağ yakalanıp katledildikleri gündü o gün…
Savaş yıllarında acılarımızı hep erteleyerek yaşama mücadelesi verdik. Acılar, yıkımlar, savaşlar adeta kara bir gölge gibi her daim bizleri takip eder oldu… Bugün IŞİD’in mevcut kitle potansiyeli her ne kadar Ortadoğu’daki Şii ve Sünni çelişkilerine dayanıyor olsa da, özünde oyun çok büyük ve yürütülen savaş bir o kadar vahşiyane ve insani değerlerden uzak. IŞİD, kullandığı enstrümanlar, uyguladığı vahşet anları ve bunların sosyal medyadaki paylaşımları ile hedef odağına oturttuğu halklara ve kitlelere karşı bir psikolojik üstünlük yaratmış vaziyette. Şehirler, ilçeler, nahiyeler tek bir direniş göstermeden düşürüldü. Bu yerlerde yaşayan Sünni Arapların onlarla organize bir şekilde hareket etmesi, onlarla birlikte savaştan ganimet toplaması ve kadın kitlelerinin, çocuk denilebilecek yaşta küçük kızların bile cariyeleştirilmesiyle, bu çirkin savaşta yeni bir pazar ve yeni bir ekonomi oluşmuş durumda.
Buradaki zenginlerin, ailelerin savaş alanının dışına çıkartılması zor olmadı. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ise yine kendilerini dağların koruyuculuğuna bıraktı. Bizlerin, yani 10 yıldır PKK’dan ayrılan ve çocuk sahibi olan ailelerin, kadınların, çocukların, hayatın sıfır noktasından başlayarak hayatını idame etmeye çalışanların, yasal anlamda statüsüz olması, kimlik ve pasaport sahibi olamayışı nedeniyle hareket alanı oldukça kısıtlıydı. Biz her hâlükârda IŞİD’i bulunduğumuz yerde karşılıyor olacaktık... Çözüm sürecine yönelik basında çıkan yol haritaları ve zamanlamalar, gecikmelere vesile olacak durumları da objektif olarak içinde taşımakta. Burada PKK’dan ayrılan ve kırmızı bültenle aranan 51 kişiden söz ediliyor. Bu da bizler için çok kafa karıştırıcı bir durum. Kime göre neye göre bu kadar çok kişi kırmızı bülten ile aranıyor? Bu konuda mağduriyetler yaşanılacak, itirafçılar yolu ile sağlıklı olmayan tespitlerle yine onca kişinin yaşama sevinci ve yaşam hakkı elinden alınacak gibi görünüyor. Umarım başka mağduriyetlerin yaşanılmasına izin verilmeden hakikate dayalı tespitlerle daha objektif bir rakam çıkar.
Bana gelince ben çok fazla imkânı olmayan bir ortamda bir şeyler yazmaya ve karalamaya çalışıyorum… Sağlık sorunlarım var ve yurtdışına çıkma imkânım da yok. Her şey çözüm sürecine endeksli bir şekilde öylece duruyor…“
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023