Fehim TAŞTEKİN
Arap ve İslam aleminden 57 ülkenin buluşması Gazze’de soykırım yapan İsrail’i titretti mi? Şu şaaşalı zirveden savaşı durduracak bir ağırlık çıktı mı?
İsrail hiç tınmadığına göre yanıt olumsuz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ne kadar mühim bir iş başardıklarına dair “maiyetindeki gazetecilere” uzun uzun anlattıklarına bakılırsa İsrail’in hayli tırsmış olması gerekirdi.
Doğrusu savaşın 36’ncı gününde ancak toplanabilmiş Arap ve İslam ülkelerinin kendi içlerindeki derin çelişkiler ve çıkar ilişkileri ortak bir tutuma izin vermiyor.
Normalde Riyad’da Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ayrı ayrı zirve yapacaktı. Arap Birliği’nin Dışişleri Bakanları’nın hazırlık toplantısında üye devletlerin tutumları öylesine taban tabana zıttı ki zirve kaçınılmaz olarak fiyaskoya dönüşecekti. Bundan kaçınmak için Suudiler oldubittiyle Arap Birliği ve İİT zirvelerini birleştirdi.
***
Arap Birliği’nin hazırlık toplantısında İsrail’i üzecek yaptırım önerilerine geçit verilmedi.
Arap ülkelerindeki ABD askeri üsleri ve diğer üslerin İsrail'e silah ve mühimmat sağlamak için kullanılmasının engellenmesi önerilerinden biriydi. Reddedildi.
Üslerin olduğu ülkeler belli: Katar, Bahreyn, Kuveyt, BAE, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün ve Irak.
İkinci öneri “İsrail ile diplomatik, ekonomik, güvenlik ve askeri ilişkilerin dondurulması” idi. Bunun muhatapları Mısır, Ürdün, BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan. Ürdün elçisini geçici olarak çekerken Bahreyn elçisini çekip ticari anlaşmaları askıya alma önerisini kralın onayına sundu. İlişkiyi donduran ya da bitiren yok. Pek çoğu bu tür bir adımın kendilerini özellikle Batı’da parya durumuna düşüreceğini düşünüyor. Yani ABD ve AB de bize misilleme yaparsa korkusu…
Bir diğer öneri saldırganlığı sona erdirecek bir baskı yaratmak amacıyla petrol ve ekonomik ambargoya gidilmesiydi. Suudiler Amerikalılara peşinen petrolün silah olarak kullanılmayacağı garantisi vermişti. Yine Suudiler Abraham Anlaşmalarını müzakere sürecine dönebileceklerini belirtiyor.
Bu tür öneriler yaptırım altındaki Suriye’nin dışında çok az sayıda taraf toplayabilir.
İsrail sivil uçaklarının Arap hava sahasında uçmasının engellenmesi de kabul edilmeyen öneriler arasındaydı. Yaptırım Arap siyasi zümresine çok uzak bir fikir.
Korkmalarını gerektirmeyen bir öneri vardı ki o da benimsenmedi: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını durdurma talebini iletmek üzere New York (BM), Washington, Brüksel (AB), Cenevre, Londra ve Paris'e gidecek bakanlar düzeyinde bir Arap komitesinin oluşturulması.
Üst düzey bir diplomatik baskı hamlesi bile lüzumsuz görüldüyse Arap Birliği’nin varlık nedeni kalmamış, hepten çürümüş demektir.
Arap Birliği’nin bu haliyle dikkate alınma şansı sıfır.
***
Arap İslam Ortak Olağanüstü Zirvesi’ne gelince. Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi sözden fiile geçilmesini isteyen konuşmalar yaptı. Esad “katliam ve yardım” sarmalından çıkıp siyasi ve ekonomik tüm araçlarla İsrail’in durdurulması gerektiğinden söz etti. Reisi ise 10 maddelik bir öneri sundu. Mısır’a yardım edip Gazze’ye ablukanın kırılması, İsrail’le siyasi-ekonomik ilişkilerin koparılması, İsrail ordusunun terör örgütü ilan edilmesi, İsrail ve ABD liderlerini yargılayacak uluslararası mahkemenin kurulması, Hıristiyanlara ait El Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalandığı günün soykırım günü olarak resmi takvimlere yazılması, Gazze halkına silah verilmesi öneriler arasındaydı.
Yaptırım ve ilişkileri kesme seçeneklerine kapıyı peşinen kapatmış olan Erdoğan da İsrail’i durduracak kararlılıktan bahsetse de Yahudi devletini zorlayacak somut bir adım atabilmiş değil.
Bunun dışında fiili karşılığı olmayan tonlarca laf edildi. Arap ve İslam aleminin en büyük hastalığı bu; nutuk, hamaset, köpürtme…
***
Zirve savaşın gidişatını değiştirecek somut bir şey üretmese de sonuç bildirisi biraz sıra dışıydı.
Kısaca özetlersek:
- Filistin halkına karşı barbar, vahşi ve insanlık dışı katliamlar kınanıyor.
- Misilleme saldırılarının meşru müdafaa olarak görülmesi reddediliyor.
- Tüm devletler işgal yönetimi, ordusu ve terörist yerleşimcilerin Filistin halkını öldürmek, evlerini, hastanelerini, okullarını, camilerini, kiliselerini ve tüm mallarını yok etmek için kullandığı silah ve mühimmat ihracatını derhal durdurmaya çağrılıyor.
- BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in saldırganlığına son verememesindeki acziyete dikkat çekiliyor.
- BM Güvenlik Konseyi’nden İsrail’in Gazze’deki eylemlerini savaş suçu olarak tanımlayan ve bu politikalardan vazgeçmesini isteyen bir kararın çıkarılması isteniyor.
- Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması ve insani yardımın derhal ulaştırılması gerektiği vurgulanıyor.
- Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya ve Nijerya Dışişleri Bakanları üye devletler adına savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı barışın teminine yönelik gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için uluslararası eylemde bulunma yetkisi veriliyor. İsrail’i koruyarak çifte standarda düşen ülkelerin yol açtığı tehlikeye dikkat çekiliyor.
- Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili soruşturma talep ediliyor. Bunun takibi için iki uzman komitenin yanı sıra işlenen suçları belgeleyecek dijital medya platformlarının kurulması öngörülüyor.
- Gazze’nin kuzeyinden insanların güneyine doğru yerlerinden edilmesi ve bölgeden sürülmesi girişimleri kınanıp reddediliyor.
- Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’da Filistin davasını bertaraf etmeye yönelik tüm girişimleri kırmızı çizgi ilan edip bunları savaş suçu sayıyor.
- Tüm tutukluların ve sivillerin bırakılması isteniyor.
- Terör estiren yerleşimci dernek ve örgütlerin uluslararası terörizm listelerine eklenmesi öneriliyor.
- İsrailli bir bakanın nükleer silahla Gazze’nin haritadan silinmesi önerisinden hareketle Orta Doğu’nun nükleer silahlar ve kitle imha silahlarından arındırılmasına yönelik olarak BM çerçevesinde konferansın gündeme alınması öneriliyor.
- Lübnan’ı taş devrine döndürme tehditleri kınanıyor ve fosfor bombası gibi yasaklı silahların araştırılması isteniyor.
- 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulması ve devredilemez haklar için verilen meşru müdafaaya destek ifade ediliyor.
- Kalıcı barışın ancak işgalin sona erdirilmesi ve iki devletli çözüm temelinde mümkün olacağı belirtiliyor.
- Barışın engellenmesinden İsrail sorumlu tutuluyor. İşgal bitmeden ve gasp edilen haklar iade edilmeden güvenliğin sağlanamayacağının altı çiziliyor.
- Filistin Kurtuluş Örgütü’nün, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu vurgulanıyor. Tüm Filistinli gruplar FKÖ çatısı altında toplanmaya davet ediliyor.
- Filistin topraklarının yanı sıra Suriye’nin Golan Tepeleri, Lübnan’ın Şebaa Çiftlikleri, Kfar Şuba tepeleri ve El Mari’nin dış bölgelerindeki işgalin sonlandırılması isteniyor. Bunun peşi sıra iki devletli çözüm için uluslararası barış konferansı çağrısı yapılıyor.
- Gazze'nin yeniden inşası için uluslararası toplumun harekete geçirilmesinden söz ediliyor.
***
Bildiride sıkça geçen “sömürgeci”, “işgalci”, “sömürgeci işgalci”, “terörist yerleşimci”, “yerleşimci terörü” gibi ifadelerle Arap ve İslam ülkelerinin kendilerini aştığı da söylenebilir.
Abraham Anlaşmaları ile tabutuna çivi çakılmak istenen Filistin davasının yeniden iki devletli çözüm zemininde gündemleştirilmesi İsrail’in istemediği bir sonuç.
İsrail’in ne inkâr ne teyit siyasetiyle BM denetiminden kaçırdığı nükleer programının gündeme taşınması da kayda değer.
Öngörülen takip ve tespit komitelerinin etkili çalışıp çalışamayacağı şüpheli.
Hamas’ın belinin kırılmasını şiddetle arzulayan üyeler olmasına rağmen bildiride adı bile geçmiyor. Fakat siyasi temsiliyet açısından kadavraya dönüşmüş El Fetih’in liderliğindeki FKÖ’nün Filistin’in yegâne temsilci olduğu vurgulanıyor. Bununla Gazze’deki direniş güçlerine bir sınır çiziliyor. Kontrolü ele almak için neredeyse İsrail tankı üzerinde Gazze’ye gitme kıvamına gelmiş Abbas da Filistin adına orada olduğuna göre onu da memnun etmelerinin yolu bu!
Fakat bu bildirinin İsrail’in canını yaktığını ya da Netanyahu’nun savaş kabinesini köşeye sıkıştırdığını söylemek mümkün değil. İsrail’in bazı Batılı destekçileri sivil katliamlar ve insanlığa karşı suçlar yüzünden yavaş yavaş ateşkesi ağızlarına almaya başladıysa bunun sebebi İslam ve Arap ülkelerinin duruşu değil kendi kentlerinde aldıkları bütün önlemlere rağmen Filistin bayrakları eşliğinde yükselen itirazdır. ABD üzerinde de hedeflenen baskı hasıl olmuş değil. Biden yönetiminde de “Netanyahu’ya ellerini kaptırdıkları” hissi oluştuysa bunun nedeni Arap-İslam tepkisi değil. ABD 57 ülkenin yekûnundan yaptırımlar eşliğinde caydırıcı bir cephenin çıkmayacağından emindi. Fakat bir taraftan yönetim içinde ABD’nin küresel liderliğinin altını oyacak tehlikeli bir yola girildiği korkusu öne çıkıyor. Bölgedeki başkentlerden Washington’a uyarılar gidiyor. Hiçbir Amerikan başkanının bu kadar gaddarlaşmadığı, bunun karşılığı olacağı uyarıları yapılıyor. Diğer taraftan Arap ve İslam ülkeleri arasında yıllardır tecrit etmeye çalıştıkları İran ve Suriye gibi ülkelerin etkinliği artıyor. Çin ve Rusya da Filistin için takındıkları tutumla kolektif Batı'nın stratejik rekabetteki erozyonunu büyütüyor.
İsrail 75 yıllık işgal ve sömürge politikalarıyla kuşatılmış Filistin meselesini Gazze, özelde de Hamas sorunu diye dar bir çerçeveye hapsetmeye çalışıyor. Filistin’i siyasi-ekonomik ilişkilerin önünde yük sayanlar ve Müslüman Kardeşlerle hesabı olanlar da bu çerçeveye akşamdan razı. Gazze’deki soykırım savaşı, dünyayı, meselenin bir Filistin sorunu olduğu gerçeğine yeniden uyandırdı. 7 Ekim’den itibaren çapa 1948’e geri fırlatıldı.
***
Bu bildiriden Erdoğan kendisine çok büyük bir pay çıkartıyor. Haliyle Erdoğan’ın değerlendirmelerine değinmeden bu bahsi kapatmak olmaz. Erdoğan’a bakılırsa sonuç bildirisinin bütün çerçevesini neredeyse Türkiye çizdi. Bunu da “Hemen hemen icra ile ilgili bütün teklifler bizden geldi” sözleriyle ortaya koyuyor. Bildiriye giren “terörist yerleşimciler”, “ablukanın kırılması” ve “nükleer silahlar” gibi ifadelere büyük anlam yüklüyor. Ablukayı kırma ifadesinin eyleme geçmek isteyen ülkeler için referans olacağını savunuyor. Böyle bir ülke var mı? Ablukayı kırma girişimi olarak Mavi Marmara eyleminin arkasında duramayan, kurbanların kanını paraya çeviren, Türk yargısında açılmış davayı kapatıp İsrailli yetkililere dokunulmayacakları güvencesi veren, buna itiraz edenleri de “Giderken bana mı sordunuz” diye azarlayan bir lider eylemsellikten bahsediyor. İsrail’le ilişkileri kesmek gibi bir şeyin uluslararası diplomaside olamayacağını savunan, yaptırım sözünden ifrit olan bir lider; Türkiye’den İsrail limanlarına yanaşan gemilerden hiç rahatsız olmayan, Ceyhan Limanı’ndan yüklenen petrole kesintisizlik garantisi veren, ABD ile ilişkilere neredeyse kutsallık atfeden; Suriye’de vekalet savaşında koç başlığı yaparak İsrail’e en büyük iyiliği yapan; yasadışı ikili anlaşmayla Kürdistan/Kerkük petrolünün İsrail’e ulaşmasına aracılık eden; bu yüzden Türkiye’yi de tazminata mahkum ettiren…
Eyleme yönelik sözlerin hepsi yine söz olarak kalacak. Eylemsiz eylemcilikten “büyük ülke” mefkuresi çıkartıyor!
Bu arada düne kadar cephe açtığı, şeytanlaştırdığı, katil ve darbeci dediği ne kadar lider varsa onlarla aile fotoğrafına girdi. Baş başa samimi görüntüler verdiği Mısır lideri Abdulfettah el Sisi’nin Gazze politikasını övdü. Ürdün, Filistinlileri sürmeyi savaş nedeni ilan ederken, Mısır Sina’da tek bir kum tanesi için binlerce askeri feda edeceğini söylerken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ankara’da Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara açtığı o büyük kucakta illaki Filistinli sürgünlere de yer olacağı aklını veriyordu. Bundan yüksünen olmadı. Eğer sürgün planı bozulduysa belki Kral Abdullah ve Sisi bir teşekkürü hak edebilir.
Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda ateşkes çağrısına çekimser kalan 40 ülkeyi etkilemeyi büyük bir vazife olarak bellemiş. “Adam adama markaj yapacağız” diyor. Esasen etkilemesi gereken tek ülke var: ABD. Ama Başkan Joe Biden’den telefon bekliyor. "Blinken daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar” diyor. NATO’da İsveç için jest yaptı ya artık Beyaz Saray daveti çıkarsa içini üşüten o buzlar eriyecek. Gazze sancısı da kendiliğinden geçer bu arada. Gelmeyen telefonla zül eylemiş yine de “Bu coğrafyada Türkiye’ye rağmen bir girişimde bulunmak mümkün değil” diye büyüklük taslıyor.
İrlanda’dan bile Türkiye’den daha fazla İsrail’e acıtacak çıkışlar geliyor. Londra’da yüzbinlerin sesi 57 ülkeninkinden daha fazla etki yapıyor. Fransızlar yavaş yavaş Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a nedamet getirtiyor.
Genişlemekte olan işgali bitirmeden iki devletli çözüm hayal iken politik diskur bunun etrafında dönüyor. Erdoğan’ın eylem setinde işgali bitirmeye yönelik ne var? Hiçbir şey! Erdoğan zirvedeki havaya göre bazı önemli kararlar alacağını söylemiş ve merakları celbetmişti. Zirveden çok memnun kaldığına göre o kararlara ne oldu? “Laf değil icraat” da sonuçta laf! Hatta laf-ı güzaf!
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025