Fehmi KORU
Türkiye’nin bir saldırı altında bulunduğu görülüyor. Hakkında hemen her gün olumsuz haber ve yazılar çıkan, ekranlardan itibarı karalanan bir ülkeyiz; uluslararası medya bu açıdan başı çekiyor.
Uzun yıllardır ‘ittifak’ ilişkisi içerisinde bulunduğumuz ABD de Türkiye’ye sıradan bir ülke muamelesi çekiyor. İki bakana ‘yaptırım’ uygulamak da ne demek? Washington kaynaklı, başkan ve başkan yardımcısı düzeyinde mesajlardaki üslup da kabul edilebilir seviyenin çok altında.
Çoğumuz bu görüntüye bakıp TL’nin Dolar karşısında değer kaybetmesini dışarıdan gelen medya saldırısı ile ABD’nin tavrına bağlıyoruz. Doların TL karşısında kazandığı her puan, medya saldırısı ile ABD’den gelen mesajların kesiştiği zaman dilimlerine denk geliyor ve bu da kanaatimizin doğrulanması olarak değerlendiriliyor.
Acaba öyle mi?
Saldırılar ve saygısızlıklar sebep mi, sonuç mu?
Dolar-TL kurundaki oynamaların sebebi dış etkiler mi, yoksa esas sebep farklı mı?
Bir kere, paramızın Dolar karşısında değer kaybettiği bir gerçek, ama TL yalnızca Dolar karşısında değer kaybetmiyor; aynı süre içerisinde Türkiye’den daha zenginler kadar çok fakir ülkelerin paraları da TL karşısında değer kazandı.
TL resmen bütün diğer paralar karşısında eriyor.
’’Ne yapalım, biz böyle de yaşayabiliriz’’ diye konuya yaklaşanlar, hatta bundan övünülecek yönler çıkartanlar da var; ancak bu tür söylemlerin sahipleri bir yerlerden itibar görseler bile, hem kendilerine hem de ülkelerine yararlı bir iş yapmıyorlar. Türkiye de pek çok hesabın Dolar cinsinden yapıldığı bir ülke ve yabancı paranın değer kazanması, başka her şey sabit kalsa dahi, Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşayan herkesin fakirleşmesini getiriyor.
Kamunun ve özel sektörün Dolar cinsinden borçları bir sorun bugün; bütçe açığı ve cari açık yüzünden Merkez Bankası rezervleri azalıyor, TL’yi değerli tutmak için başvurulan tedbirlerle rezervler bayağı dibe vurdu.
‘‘Dışarının etkisiyle, uluslararası medya saldırıları ve Amerikan politikacılarının nezaketsiz tavırları yüzünden’’ teşhisleri bu gerçekler karşısında fazla bir anlam taşımıyor. Uluslararası medya sussa, Washington’da yürütülen müzakereler olumlu sonuç verse bile, bunun TL’nin değerine fazla olumlu bir katkısı olabileceğinden emin değilim.
Seçimden önce ‘‘Göreceksiniz, Dolar 4 TL’nin altına kendiliğinden inecek’’ denildiğini hatırlayın; referandumdan önce de hedef onu 3 TL’nin altına indirmek olarak konulmuştu. İniyor, inmesini sürdürüyor ve bir türlü daha yukarıya çıkabileceği görüntüsünü vermiyor TL…
Neden acaba?
Başarı hikayesiydik, ne oldu?
Türkiye ekonomisinin son 16 yılın önemli bir bölümünde kalkınma arzusuyla dolu gelişmekte olan ülkelere bir ‘başarı hikayesi’ olarak örnek gösterildiğini unutmuş değiliz. Dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girileceği iddiası o yıllarda gerçekleşebilecek bir hedef olarak görülüyordu. Bütün ekonomik göstergelerde göz kamaştıran sıçramalar yaşandı aynı dönemde.
Şimdi haklı olarak şikayetçi olduğumuz uluslararası medya o günlerde ülkemize methiyeler düzüyordu.
Dünya bankacılık sistemi Türkiye’den gelen kredi taleplerini derhal karşılıyor, yabancı yatırımcı ülkemizi en fazla tercih edilir ülkeler arasında sayıyor ve hem borçlanma hem de doğrudan yatırım çekme yönünden hiçbir zorlukla karşılaşılmıyordu.
O günlerle bugün arasında ne fark/lar varsa sebepleri orada aramamız gerekiyor.
Biz şu anda sebepleri sonuç yerine koyuyor, sonucu da en önemli sebep olarak biliyoruz.
‘‘Türkiye uluslararası medya ve yabancı ülkelerin hasmane tavırlarına muhatap ve bu yüzden ekonomisi alarm sinyalleri veriyor’’ kabulünü tersine çevirmemiz galiba mümkün: ‘‘Türkiye içeride yapılan bir dizi hata yüzünden ekonomik yönden sıkıntılar yaşıyor, uluslararası medya ile yabancılar bunu fırsat bilerek üzerimize çullanıyor’’ da denilebilir pekala…
Bu yazıyı neden yazdım?
Tespitim gerçekse, Washington’daki müzakereler olumlu sonuçlansa ve papaz Andrew Craig Brunson serbest bırakılıp ülkesine dönebilse dahi Türkiye’ye bakışın ve Dolar-TL paritesinin değişmeyeceğini, hatta daha da bozulabileceğini hesaba katmamız gerekebilir.
Yargıya, demokratik kurallara, anayasada da yer alan temel hak ve özgürlüklere ilişkin olumsuz önyargılar biraz daha pekişebileceği için…
Gazeteler bugün Washington’daki Türk heyetinin konuya ilişkin temaslarını bir müzakere, bir tür pazarlık olarak yansıtıyor. Brunson, belki birkaç ABD vatandaşı veya ABD çalışanı daha serbest bırakılacak, buna karşılık Halk Bankası’nın ABD’de yargılanıp hapis cezasına çarptırılan genel müdür yardımcısı cezasını Türkiye’de çekecek, bankaya da ABD yönetimi yumuşak davranacakmış…
Pazarlık bunun üzerineymiş…
Bu görüşümü o haberleri okuyunca sizlerle paylaşmak istedim.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025