Fikret Bila
AK Parti’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra, Türkiye’de bir sorgulama başlamıştı: Acaba AK Parti’nin Türkiye’yi bir din devleti yapma gibi gizli bir gündemi var mıydı; yoksa bu parti, askeri vesayeti kaldırıp ülkeyi demokratik bir Avrupa Birliği ülkesi yapmak konusunda samimi miydi?
İki görüşü de savunan aydınlar oldu. Özelikle 1968 kuşağının sosyalistlikten liberal demokratlığa dönüşen solcu aydınları, bu partinin Türkiye’yi askeri vesayet altındaki yarı-demokrasiden, sivil tam demokrasiye dönüştüreceği, gizli bir gündemi olmadığı konusunda hemfikirdi ve bu nedenle iktidarı destekleyerek ona demokratik bir meşruiyet kazandırdılar.
AK Parti; iktidarının ilk döneminde, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Patisi, Saadet Partisi olarak devam eden Erbakan siyasetine karşı bir duruş sergileyip, “Milli Görüş” doktrininden ayrıldığını “gömlek değiştirdik” diyerek ilân etti.
Siyasal İslam’ın lideri konumundaki Necmettin Erbakan’a karşı bayrak açtı ve AK Parti’yi kurdular. Parti, iktidara geldiği 2002 sonundan 2005’e kadar Avrupa Birliği değerlerini hedefleyen ve birliğe tam üye olmak isteyen bir politika izledi. Erbakan’ın anti Avrupa Birliği politikasını terk etti.
Birinci iktidar döneminde Kıbrıs davasının rotasını değiştirmek dahil ulusal politikaları terk ederek Avrupa Birliği hedefine kilitlendi ve 2005 yılında tam üyeliği müzakere eden ülke konumuna geldi.
Bu politikanın alt mesajı; Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne tam üye yaparak parti kapatılmasının ve askeri darbelerin önüne geçmekti.
AK Parti’nin birinci iktidar dönemi (2002-2007), kendini ulusal ve uluslararası topluma kabul ettirme gayreti ile geçti.
Hedef değişikliği
2007 yılı Türk siyasi hayatı bakımından bazı kırılmaların yaşandığı önemli bir yıldır.
AK Parti’nin ikinci iktidar döneminin başlangıç yılı olan 2007’nin Mart ayında ünlü “367 krizi” patlak verdi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün TBMM’de Cumhurbaşkanı seçilmesinin önünün kapatılması için CHP, oturumda 367 milletvekilinin hazır bulunması gerektiği savıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme bu yönde karar verdi ve Gül’ün seçilmesini önledi.
AK Parti iktidarının bu karara tepkisi 22 Temmuz 2007’de seçime gitmek oldu. Seçimi oylarını artırarak kazanan AK Parti, MHP’nin de desteğiyle 367 sorununu aştı ve Gül, Cumhurbaşkanı seçildi.
İkinci önemli olay ise Ergenekon operasyonun başlamasıdır.
12 Haziran 2007 tarihinde İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduya yapılan baskında 27 el bombası bulunduğu açıklandı ve Ergenekon davası başlamış oldu.
Arka arkaya gözaltılar yapıldı. Soruşturma genişletildi.
Gözaltılar, Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç gibi emekli komutanlarla sınırlı değildi. Hemen hemen toplumun her kesiminden önde gelen aydınlar ve gazeteciler de vardı. Kemal Gürüz, Mehmet Haberal gibi bilim insanları, İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi tanınmış gazeteciler, Doğu Perinçek, Yalçın Küçük gibi siyaset, düşünce insanları da.
Bu süreçte dikkat çeken bir olay da Mayıs 2008’de AK Parti’ye kapatma davası açılmasıydı. AK Parti kapatılmaktan bir oy farkla kurtuldu.
Daha sonraki operasyonlarda Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ve eşi de gözaltına alındı.
Balyoz davasıyla Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve birçok üst düzey komutan da tutuklandı.
Ergenekon ve Balyoz davaları torba davalara döndü.
2007 ve 2008’de yaşananlarla birlikte AK Parti iktidarının, AB üyeliği hedefinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığı gözlenir.
AK Parti, iktidarının ikinci döneminde “eski Türkiye” diye tanımladığı anayasal kurumları etkisiz hale getirmeye başladı. Bunu yaparken o zaman “cemaat” sonradan terör örgütü olarak tanımlanan FETÖ kadrolarından özellikle bürokraside yararlandı. FETÖ’cü yargıçların ve savcıların yürüttüğü tutuklama kararları ve davaları destekledi. Aynı süreçte Genelkurmay Başkanı dahil üst düzey muvazzaf ve emekli komutanların tutuklanmasına da “yargı bağımsızdır” gerekçesiyle seyirci kaldı.
Ancak bu süreç, TSK’daki tasfiyeler ve FETÖ’cü subayların yerlerine atanmasından sonra 17-25 Aralık operasyonlarına ve 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar geldi.
Atatürk ilkelerine, Cumhuriyet değerlerine bağlı olan TSK’yı, yargıyı kullanarak tam aksi bir yapıya dönüştürüp Siyasi İslam devleti kurmayı hedefleyen FETÖ sivil-asker tüm gücüyle sahneye çıkmıştı.
Bugün hâlâ TSK’da, yargıda operasyonlar yapılıyor ve FETÖ bağı saptanan yüzlerce subay gözaltına alınıyor.
Bu durum Türkiye’nin karşılaştığı tehlikenin henüz geçmediğini gösteriyor.
Bu kadar araştırmaya, soruşturmaya ve operasyona karşın TSK, emniyet teşkilatı ve yargı içinde kendini saklamayı başarmış binlerce FETÖ’cünün varlığından söz ediliyorsa, başta iktidar olmak üzere siyaset kurumunun şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021
30.04.2021
14.04.2021
5.04.2021