Hasan Bülent KAHRAMAN
Fransa'nın güneybatısında ve İtalya'nın Toscana bölgesindeki köylerde biraz zaman geçirdim hayatımın bazı dönemlerinde. Artık gitmiyorum. O köylerde sabah kalkmak, küçük, dar sokaklardan yürüyüp gidip bakkaldan alışveriş yapmak bir zevktir. Yollar tozludur. Ev duvarlarının dibinden yürünür. Etraf serindir. Ağaç dalları insanın üstüne sarkar. Hepsinden önemlisi ortalıkta çıt yoktur.
Şu kaldığım tatil kasabasında bir vesileyle sabah erkence bir saatte gazete almaya gittim. Kaldığım siteden sessiz bir köy içine değil, bal gibi şehirlerarası sayılacak bir yola çıktım. Ortalık ana baba günüydü. O saatte neden o kadar gürültü, koşuşturma olduğunu anlayamadım.
Bakkala girdim, bağırış çağırıştan geçilmiyordu. Sanki alışveriş yapan 'üç- beş kişi' (Adalet Ağaoğlu'nun kulakları çınlasın) birbirini boğazlayacaktı. Bakkal da önüne gelene haykırıp, 'çemkirip' duruyordu. Peki!... Bakkala yürürken bakmıştım. Dönerken de baktım. Belediye bir bisiklet yolu yapmış. Gelin görün ki (ya da hiç görmeyin, daha iyi) bu yol, öyle şeritle, çizgiyle falan değil, her birisi 10 cm'ye yakın yüksekliği olan, 15 cm aralıklarla dikilmiş metal (?) bloklarla ana yoldan ayrılmış. Üstünden arabayla geçmek bir eza. Binaların önündeki otoparklara girip çıkmak o mertebede ürkütücü.
Derken burnum keskin bir kokuyla sızladı. Baktım, çöp için ayrılmış yerde, akşam alınmış bile olsa, müthiş bir birikinti var. Kirpasak içinde. Koku cabası.
Bütün binaların önü işportacı diyeceğim şekilde, hiçbir estetiği olmayan, ucuz, uydurma mal satan dükkânlarla dolu. Hayatımızın en önemli gerçeğinin bu olduğunu düşünüyorum, artık: işportacılar. Bütün kentlerde, görüyorum ki, hayatımız bu işporta gerçeğinin etrafında düğümleniyor. Bütün pasajların, binaların girişi, onlarla işgal edilmiş durumda.
Döndüm eve geldim. Ne yalan söyleyeyim ruhum biraz sıkılmıştı. Ama gerçek bu. Bu olmasına bu da, bu gerçek nedir derseniz, bence anahtar 'gecekondu' kavramıdır.
Demin işportadan bahsettim. Evet, bir toplum eğer bir 'sistemi' belli bir ağrılıkla uyguluyorsa, o sistem artık kendisiyle sınırlı olmaktan çıkar. Bütün hayata yayılır. Bütün hayatı kapsar.
Bu muhakemenin tersi de doğrudur: bir sistemi bir toplum ancak onu üretecek, somutlaştıracak bir birikimle, bir mantıkla meydana getirir. Yani, ne gecekondu bir tesadüftür, alelusul bulunmuş bir yöntemdir ne de onun bir uzantısı olan işporta. Hayır, ikisi de bizi, bilincimizi, zihin dünyamızı, ruhsal gerçeğimizi yansıtır.
Çünkü kentlerde, varoşlarda gecekondu var da evlerimizde de aynen mevcut. Dürüst olalım, hangimiz, 'ekleme- kenetleme' mantığıyla her an bir şeyleri yan yana getirmiyoruz evlerde? Bakın apartman girişlerine... Hangimizin evi işportayla bütünleşmemiş durumda? Gördüğümüz birçok şeyi ucuz diye alıp, biriktirip, yan yana getirip işporta mantığı içinde sergilemiyor muyuz?
Ne yapalım ki, bütün bunların altında yatan da estetik duygusunu, duyarlılığını yitirmişkentler üretmek diyeceğim ama işte ruhumuzu işportaya ve gecekonduya teslim edince o estetik de bunlarla uyum içinde oluyor. Yani kent gecekondu ve işportayı değil, bunlar kenti üretiyor. Velhasıl, gecekondu bir mimari 'stil' değil bir zihniyettir ve hepimizin zihinsel gerçeğini yansıtır.
Dedim... Ve elimdekileri atıp denize doğru yürüdüm. Bana göre tek güzel, estetik şey oydu, bir de yürürken burnuma gelen rengârenk çiçeklerin kokusu. Denize adımı atarken, 'kentler deniz değildir' dedim, kendi kendime, artık ne demekse...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024