Hasan CEMAL
Emekli Koramiral Atilla Kıyat’tan: “Biz yıllar boyunca kendimizi ülkenin tek sahibi ve tek seveni olarak gördük. Her şeye maydanoz olduk. RTÜK’e üye verdik, YÖK’e üye verdik. Ülkeyi yönetmeye kalktık, yönettik de...”
Türkiye’nin asker sorunu nedir? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugün içinde bulunduğu ve bazı bakımlardan acıklı diye nitelenebilecek durumun kökleri nereye gidiyor?
Bu soruların yanıtlarını merak edenler, emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın, Uğur Dündar’ın Arena programındaki sözlerini okuyabilirler.
* * *
‘Her şeye maydanoz olduk!’
Biz yıllar boyunca kendimizi ülkenin tek sahibi ve tek seveni olarak gördük. Bu nedenle de bazı hatalar yaptık. Tabirimi maruz görün, tırnak içinde her şeye maydanoz olduk.
RTÜK‘e üye verdik, YÖK‘e üye verdik. Hatta Balkan Kadınları Dernekleri’nin toplantısına gidecek olan kadınların dosyalarını hazırladık, konuşmalarını hazırladık.
“Ülkeyi yönetmeye kalktık!”
Milli Güvenlik Kurulu kanalıyla ülkeyi yönetmeye kalktık.
Hatta yönettik de.
MGK toplantıları amacını kaybetti. Sanki askerlerin her ay hükümetin icraatını denetlediği toplantılar haline dönüştü.
Biz bunu da yaptık.
Biz dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerinden biriydik. Fakat güç ve kudretimizi muhakkak bir tehdidin var olması halinde sürdürebileceğimizi düşündük.
Dolayısıyla mevcut tehdidin ortadan kalkması bizi korkutur hale geldi.
Bu da bizim hatamızdı.
“Kanun dışı işler yaptık.”
Üç darbe yaptık.
Üstelik darbelerin en fazla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne zarar verdiğini bile bile bu darbeleri yaptık.
Bu darbeler sonucunda kanun dışı işler yaptık. Darbenin kanunu olmaz ama kanun dışı yapmış olduğumuz işler, silahlı kuvvetlerden nefret eden bir neslin yetişmesi sonucunu doğurdu.
“Kendimizi tel örgülerin içine çektik.”
Kendimizi toplumdan soyutladık. Kendimizi tel örgüler içine çektik. Ama esas kaynağımızın tel örgüler dışından geldiğini unutmamalıydık.
Bunu dışa doğru yaparken içeride neler yaptık?..
TSK içinde neler oldu?
İç Hizmetler Talimatı’na baktığınız zaman, subayı, asteğmenden mareşale kadar olan rütbedeki insanlar olarak tarif eder.
Biz bu tarifi İç Hizmetleri Kanunu’nun maddelerinde bıraktık. Önce subay, üstsubay, general, amiral diye ayırdık. Sonra general amirallerle yetinmedik tuğgeneral tuğamiral olarak ayırdık.
Sonra bizi bu da kesmedi.
‘Kor’larla ‘Or’ları ayırdık.
Daha da ileri gittik ‘Or’ları da kuvvet komutanları veya Genelkurmay Başkanlığı yapanlar ve yapmayanlar diye ayırdık.
“Sorumsuzca yaşamak...”
Esasında, bu askeri hiyerarşi gereği değildi. Ama bu ayırım yükseldikçe, bizi namütenahi bazı hakların tanındığı bir yere götürmeye başladı.
Biz bunu sevdik.
Bunu da bir yerde lükse demeyeyim ama böyle bir hayatı yaşamak hoşumuza gitti.
Sorumsuzca ve plansızca harcamaya başladık.
Peki bu, TSK bünyesinde neyi getirdi?
Bizler böyle bir hayat yaşadığımız zaman, aslarımızın çektiği sıkıntıları fark ettirmekten uzaklaştırdık kendimizi.
TSK’da, “Sen de yüksel, sen de hayatını yaşa” zihniyeti olmaya başladı.
“Eşlerimiz terfiyi daha çok istedi.”
Bu zihniyetin dayanılmaz sonucu, terfileri çok arzu ettik. Aman dedik ne olursa olsun terfi edelim.
Eşlerimiz bizi bağışlasın.
Onlar terfiyi bizden daha fazla ister hale geldiler.
Çok fazla isterseniz o zaman sizden daha büyüklere yaranalım derken, astlarınızın sevgisini kaybetmeye başlarsınız.
Doğruları söylemeye cesaretiniz kalmaz.
“Savaşın bittiğinden habersiz
Japon askerleri gibi olduk!”
1990’da Sovyetler Birliği çöktü.
20. yüzyılın son on yılında ve 21. yüzyılın başlarında dünya değişmeye başladı.
Biz sanki savaşın bittiğinden habersiz Okinava ormanlarında saklanan Japon askerleri gibi olduk.
Halbuki şu an tartıştığımız, “Bedelli mi olsun, uzun mu olsun, kısa mı olsun”u 20 yıl içinde gerçekleştirmemiz gerekirdi.
Personel reformu yapamadık.
Beni eleyen ama beğendiğim sistem, general amirallerin terfi sistemi var. Fakat “Herkes albay olur” sistemi olunca selektif olamadınız.
O kadar büyük bir toplumun içinden böyle bir şeyi yapmaya kalktınız, o zaman da bazı hatalar kaçınılmaz oldu.
“Türkiye’de solu yok ettik.”
Biz saydığımız nedenlerin neticesinde Türkiye’de solu yok edenlerin başında gelen kurum olduk.
Bu da Türkiye’ye verilebilecek zararların en başında olmasa da büyük bir şeydi.
* * *
Emekli Koramiral Kıyat’ın bu düşündürücü sözleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi içine dönüp bir reform sürecine niçin girmesi gerektiğini olanca açıklığıyla gösteriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024