Hüseyin ÇAKIR
Paris'te işlenen cinayete kimse şaşırmadı. Şaşırmadı, çünkü benzeri olaylar yakın tarihte defalarca yaşandı. Böyle cinayetlerin ve toplu katliamların amacı, bir veya bir kaç noktayı hedef göstererek, öfke kabartmak, aklı devreden çıkartarak duygusal tepkileri yükseltmek, şiddet ve intikam duyugusunu körüklemek. Bugüne kadar işlenen siyasi cinayetler ve toplu katliamlar sonrasındaki toplumsal tepkiler aşağı yukarı aynı tepkiler oldu. Paris cinayeti ve bu tarz eylemlerin amacı, barış sürecini durdurmak. Bu tür eylemleri yapan organizasyonlar, siyasal bir amaç uğruna bunları yapıyorlar. İnandıkları ideolojik "dünya"larını korumaya çalışıyorlar. Tarihsel koşulların belirli evresinde ortaya çıkan bu türden yapılar, değişen tarihsel koşullarda eriyip, çürüyüp tarih sahnesinden çekiliyorlar.
Türkiye’nin değişim sürecinin eğile büküle, ileri, geri adımlarla geldiği son nokta, değişimin kırılma noktası. Kırılma noktası Kürt sorunun demokratik yoldan barışcıl yol ve yöntemlerle çözülmesi ve bu çözüme paralel olarak yeni anayasa yapım sürecinin tamamlanması. Bunun anlamı; 1923 Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinin tarihsel bitişi demektir. Kürt sorunun çözümü demek, devletin kurucu felsefesi ve devletin kurulu düzeni ve yapılanmasının değişmesi demekti. 30 yıldar süren savaşta direnmenin nedeni buydu. Kendi generallerine suikast düzenlemek, Cumhurbaşkanı “zehirlemek!”, binlerce köyü boşaltmak, binlerce faili meçhul cinayet, Susurluk’un arkası, ortaya çıkan darbe palanları... bütün bunlar, Türkiye’nin değişimi ve demokratikleşmesinin önün kesmeye yönelik eylemler organizasyonlardı. Ama öne sürülen gerekçeler, Kürtler, Türkiyeyi bölecekler, Müslümünlar, siyasi İslamcılar Şeriatı getirecekler, laiklik elden gidecek korku propagandasıydı. Bunlar artık ana eğilim olmaktan çıktı, hızla bu tür düşünceler marjinalleşiyor. Değişenler toplum içinde yaşanır hale geldikçe, normalleşme, rahatlama iklimi herkesi kucaklıyor.
Reformlarla değişim süreci eski yapıları çözerek, adım adım ilerliyor. Dura kalka gider bu süreç bıkkınlık, güvensizlik, umutsuzluk da yaratıyor. Zamana yayılan değişim süreci, olumlu olanları unutturuyor. Gelinen durumu anlamak için geriye dönüp bakıldığında, normalleşmiş bir çok şeyin değişmiş şeyler olduğunu görülüyor. 141-142'in kalktığı zaman doğanlar yirmi yaşında oldular. Bunlara, Kürt dediğimiz için, yazdığımız için DGM'lerde onlarca yıl hapis ceza ile yargılandık desek, bize dinazormuşusuz gibi bakacaklardır. Dura kalka değişim dediğim böylesi bir süreç.
Değişim sürecinin 2013 yılının “kırılma noktası olması, Kürt sorununun çözümü temelinde silahı siyaset alanından çıkartmayı kuru söz olmaktan çıkartıp, olabilirlik noktasına getirdi. Ortaya çıkan siyasi ve toplumsal irade bu sürecin kararlılığını gösterdi. Paris cinayeti bu kararlılığı bozmayı amaçlıyor diye düşünüyorum. Birincisi PKK’nin içini hedef gösterilerek, PKK içinde çatışma ve bölünme beklentisi yaratmak. İkincisi Kürtlere ve PKK'ye de, bu hükumete AKP’ye ve süreci destekleyen siyasilere güvenilmeyeceğini havası oluşturmak. Bu olabilir mi? Gelinin akıl düzeyi bundan sonra ne olursa olsun, radikal geriye dönüşün pek kolay olamayacağını gösteriyor. Artık, barış propaganda olmaktan çıktı, gerçekleşebilir olgu haline geldi. İslamcısı, Türkü, Kürdü, şehit Anası- babası, demokrat solcusu, liberali, muhafazakarıyla... Barış için adım atan siyasi iradeyi destekleyen toplumsal irade ortaya çıktı. Bu irade büyüyerek devam ediyor. Bu irade aynı zamanda demokratikleşmeyi ileriye taşıyacak irade. Anlaşılıyor ki, bu süreçten rahatsız olanlar şiddet-cinayetler yoluyla direnecekler. Hakkari karakol baskını denemesi, Paris cinayeti gibi olayları gerçekleştirmeyi deneyecekler.
" Böylesi "bilinmeyen" cinayetlerin faillerini artık herkes biliyor. Kim yaptı? Sorusuna hemen herkesin yanıtı: Bu süreci durdurmak isteyenler, siyasi fail veya failler belli. Bu sürecin önünü kesmek isteyenler. Çıkarları bu savaşın ve şiddetin sürmesinden yana olanlar. Bu genel tanımlamalar iyi güzel de, somut olarak kim ve kimler bu "istemeyenler.?" Bunların legal veya illegal yapıları, kurumları ve kişileri ortaya çıkartılmalı.
Mesela, Özel Harp Dairesinin 100 bin silahlı gücü haberi kaynayıp gitti. Bu gücü kim, nasıl yönetiyor. Hani bizler bilmesek de, siyasi iktidar, devletin legal yapıları bu illegal yapıyı biliyor mu? Parası, pulu, ödeneği nereden gelir, faaliyet alanı, elemanları nasıl belirlenir. Bu tür yapılaın soğuk savaş dönemi Gladio yapılanmaları olduğunu biliyoruz. İtalya, Yunanistan’da ortaya çıkan, askeri, sivil legal ve illegal yapıların Türkiye’de Ergenekon yapısıyla
ne kadar ortaya çıktı. Bunları kamuoyu bilmiyor. Hükümet, TBMM ne kadar biliyor bu da şupheli.
Örneğin Ümraniye’de ortaya çıkan silâh deposunun Özel Harb’e ait olduğu yazıldı.
Bu savaşın askeri-silah pazarlamacıları, aracıları, komisyoncuları... Her halde "barış oluyor" diye göbek atmıyorlar herhalde.
Paris cinayeti üstüne Başbakandan, başlayarak bir çok kişinin ilk sözleri, "PKK'nın içi hesaplaşma" oldu. Evet bu olabilir. Peki, "devletin, derin devletin de içindeki birilerinin eylemi" olamaz mı? Bu da olabilir. Bunu ortaya çıkartmak hükumetin ve devletin işi. "Abdullah Gül'ün söylediği gibi, " İş yapması gerekenler, işlerini yapmalı."
Böyle olaylar olunca herkes bulunduğu ideolojik, siyasi pozisyondan durumu algılayıp yorumluyor. Mesela, devletin bölüneceğine ve PKK’nin bölücü olduğuna inanmışsanız; son karakol saldırı girişimi ve Paris cinayetininin faturasını AKP’ye çıkartırsınız. Hatta Erdoğan’ın Başkanlık sevdası uğruna bütün bunları yaptığını söylersiniz. Şiddeti siyasetin parçası olarak görüyorsanız, AKP’nin öyle veya böyle bir an önce indirilmesi gerektiğini savunan siyasi görüşü savunuyorsanız. “Kürtlerin aldatıldığını, AKP’ye güvenilmeyeceğini ( geçmiş verilerle desteklenerek) operasyonları sürdürdüğünü, Paris’i de onların yaptığını, AKP’yi indirmeden hiçbir şeyin değişmeyeceğine” inanırsınız. “-sosyalistlik” üstünden bunu söylüyorsanız, durduğunuz solculuk ideolojisinden; “Barış’ın devrimci hareketi” durdurmak olduğundan başlayıp, sistem değişmeden bütün bunların aldatmaca olduğunu ... söylersiniz. Radikal Kürt milliyetçisi iseniz, “ Sömürgeci güçlere boyun eğmek, ihanet” olarak değerlendirisiniz. Radikal Türk milliyetçileri, Kürtlerin adının var olduğunu, cisminin yok olduğunu inanıyorlar zaten.
Değişim sürecinin en radikal noktasına gelindi. Milli Güvenlik Kurulunda alınan Öcalan'la görüşme ve sürecin şeffaf yürütülmesi karar devlet aklının değiştiği kırılma noktasıdır.
Öte yandan İmralı'da Öcalan'la görüşme, Türkiye'nin sosyal, siyasal, ideolojik güçlerinin dizilişini karman çorman etti. Silahlara veda ve Kürt sorunun çözümü için girişim ve ortaya çıkan siyasi iradeyi destek beyanında bulunanlara bakıldığında; CHP ile BDP ile Fettullah Gülen ile PKK ile, liberal aydınlar ve demokrat solcular yan yana duruyorlar. Bu dizilişin öte yakasında olduğunu ilk MHP açıkladı. CHP içindeki "ulusalcı" kanadı temsilen açıklama yapanlar fısıltı ile konuştular... değişim süreci ideolojik, siyasi ezberleri bozmaya devam ediyor. Reformlarla değişim böyle yürüyormuş demek ki.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018