İbrahim Kiras
Bazen bir konu çıkar karşınıza, 'İşte bunu filanca yazmalıydı' dersiniz.
“Anıtkabir’deki Erdoğan sloganları”nı duyduğumda Roland Barthes geldi benim de aklıma. “Tam da Mitolojiler yazarının kalemi bu iş” dedim. Barthes günlük hayatın sıradan araçlarından çok bilinen fotoğraflara, kült figürlere, popüler sanat eserlerine kadar birçok nesneye bir başka gözle bakmanın, buralarda bizim hiç farketmediğimiz anlamlar ve hatta okuyamadığımız mesajlar bulmanın ustasıydı. Ayasofya’yı, Anıtkabir’i böyle bir kalemden okumak ne ilginç olurdu!
Ama tabii bunun için bir “Türk Roland Barthes” lazım. Yani toplumsal sembollerin/anlatıların oluşum ve işleyiş kurallarından haberdar olduğu kadar, Türk kültürünün inceliklerine hâkim, bugünkü toplum yapımızın köşe bucağını bilen bir Barthes.
Peki, Barthes olsaydı -veya bizim bir Barthes’ımız olsaydı- “Anıtkabir’deki Erdoğan sloganları”nı nasıl yorumlardı? Herhalde önce Türk toplumunun ayrışık yapısının son yıllarda iyice iki -veya daha fazla- parçaya bölünmüş olduğunu hatırlatır, sonra bu toplum kesitlerinin kendilerine ait mitolojiler üzerinden bir diğerinin anlatısına muhalefet ettiklerini gösterirdi.
Ayasofya/Anıtkabir, Abdülhamit/ Atatürk, Necip Fazıl/Nazım Hikmet, İmam Hatip Okulu/Köy Enstitüsü ilah… karşıtlıklarının temsil ettiği “değerler çatışması”nın temellerine bakardı en sonra...
Bu iki ayrı -ve karşıt- anlatıyı sosyolojik dinamikleri ve yapısal rolleri itibarıyla çözümler, bu iki ayrı -gibi görünen- anlatının aslında birbirinin izdüşümleri olduğunu, burada bir değer çatışmasının sözkonusu olmadığını, tam aksine aynı değer sisteminin ürettiği tek bir anlatının iki ayrı varyasyonundan bahsettiğimizi ortaya koyardı.
***
Üstadımız, devamla, şu tespitleri de yapabilirdi: Türkiye’de belirli bir kesimin Ayasofya’yı “egemenlik sembolü” olması itibarıyla cami olarak görmek istemelerine benzer şekilde Anıtkabir de başka bir kesimin “egemenlik sembolü” durumunda. Siyasi iktidarın “üzerindeki” kültürel/ideolojik iktidarın sembol mekânı. Seçim kazanıp Başbakan da olsanız, Cumhurbaşkanı da olsanız gelip “kurucu ilkelere” bağlılığınızı göstermeniz gereken yer burası.
Buna karşılık, seçimle kazanılmış olan siyasi iktidarı seçimle değişmeyen kültürel/ideolojik iktidarın egemenliğinden azat etme arzusu var bir kesimde. Ne var ki iktidar yapısını değiştirme/ dönüştürme arzusu değil bu. Daha ziyade isimlerin değişmesine yönelik bir istek.
***
Önceki gün 30 Ağustos kutlamaları çerçevesinde devlet erkanının Anıtkabir ziyaretinde yaşanan olay siyasi iktidar çevresinin ideolojik iktidar çevresine karşı bir meydan okuması, bir güç gösterisi gibi görülebilir. Ama bunu, muhalefetin ileri sürdüğü gibi, Atatürk’e hakaret olarak değil, belki “Atatürk’ün temellükü” isteğinin tezahürü olarak düşünmek lazım. Atatürk adının hâlâ millet çoğunluğu nezdinde yaygın kabul gören bir milli sembol vasfı taşıyor olması Atatürk’ü sahiplenmeyi siyasi/ ideolojik bir hedef haline getirmiş görünüyor. Zaman zaman “Atatürk’ü filancaların elinden almak” diye ifade edilen bu hedef aslında “ideolojik iktidar”ın yapısal karakterine yönelik bir itirazın sözkonusu olmadığını, daha açıkçası alternatif bir ideolojik tutuma sahip olunmadığını gösteriyor olmalı.
Çünkü Türk toplumu her ne kadar kültürel çatlakları derinleştirilerek siyasi anlamda kutuplaşmış olsa da “ortak” toplumsal zihniyet bakımından “kaynaşmış bir kitle” özelliğine sahip. Ki mevcut kutuplaşmanın da temelinde zaten ortak toplumsal arızalarımız yer alıyor.
Dolayısıyla siyasi iktidar çevresinin Atatürk’e sahip çıkma veya Anıtkabir’i fethetme şeklindeki arzularının ortaya koyduğu realite aslında Abdülhamitçiliğin de Atatürkçülüğün de Erdoğancılığın da aynı “hikaye”nin farklı varyasyonları olduğudur.
Haddizatında bugün “Kemalist” siyaset dilinin ve ideolojik söylemin “Muhafazakâr” kadrolarca devralınmış görünmesi -ve bunun yadırganmıyor oluşu- toplumsal zihniyetin homojen yapısının göstergesi olsa gerektir.
İyimser yorumla buradan çıkarılabilecek “olumlu sonuç” ise o kadar şikayetçi olduğumuz toplumsal kutuplaşmanın aslında sahici temellerinin bulunmadığı olabilir. Kötümser yorumu şimdilik saklı tutalım...
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
23.08.2025
16.08.2025
12.08.2025