Muhalefet partilerinin seçim sevinci sürüyor. Ama bu sevinci borçlu oldukları uluslararası ilişki ve ittifakları, kamuoyuna açıklama zorunda olduklarını da hatırlatmak gerekiyor. Hangi devletlerle, lobilerle veya hangi istihbarat örgütleriyle ilişki geliştirdiklerini, hangi pazarlığı yaptıklarını ve hangi konularda anlaştıklarını bilmeye hakkımız var.  

Son iki yılda CHP, HDP, Gülen Cemaati, PKK, DHKP-C, İstanbul sermayesi ve Doğan grubunu bir araya getiren, uluslararası ve bölgesel boyutları olan büyük bir ittifak şekillendi. Bu gelişmeyi görmeden yapılacak her değerlendirme, seçim analizi boştur.
Üstat Necip Fazıl'ın çok yerinde tespit ettiği gibi "Bizdeki muhalefet iktidarı düşürme pahasına vatanı düşürmeye razıdır." Muhalefet partileri de AK Parti'nin 13 yıllık kesintisiz iktidarına son vermeyi başardı ancak bu başarıya ne pahasına razı oldu? Şimdi yanıtlanması gereken soru bu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 17 Aralık darbe girişimi öncesi Amerika'daki temaslarını bilen var mı? Kılıçdaroğlu, ABD'den döner dönmez kanlı bıçaklı olduğu Fethullah Gülen'in başlattığı darbe girişiminin nasıl birdenbire ortağı oldu? HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın 2013 ve 2014 yılında ABD'ye yaptığı iki ziyaretin amacı neydi? Cemaat ile PKK'nın, Kuzey Irak'ta seçimlerden önce yaptığı gizli görüşmelerde hangi pazarlıklar yapıldı? Muhalefet, bu soruları belki bir süre savuşturabilirler, ancak millet er ya da geç bu sorulara yanıt bulmak için karşılarına dikilecektir.
AK Parti iktidarını devirmek için içeriden ve dışarıdan başlatılan saldırılar yanı başımızdaki Suriye ve Irak'ta olup bitenlerden bağımsız mı gelişti? Erdoğan'ı sindirme kampanyası Ortadoğu'da sınırların yeniden şekillendirilmesiyle bağlantılı mı, değil mi? ABD, koalisyon devletleri ve İsrail'in, Suriye'de PYD ve PKK ile kurdukları ittifak, Türkiye'de CHP, HDP, Cemaat, İstanbul sermayesi ve Doğan grubunu da kapsıyor mu, kapsamıyor mu? İçerideki AK Parti karşıtı koalisyonunu kuran bu büyük güçler değil mi?  
Büyük güçler, Ortadoğu'yu yeniden şekillendiriyor. Türkiye ise buna göre yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor. AK Parti'nin "yeni Türkiye" vizyonu gizli değil; fakat yanı başımızda ameliyat yapan büyük güçler ile bu güçlerin yedeğine düşen muhalefetin "yeni Türkiye" vizyonu belirsiz. Dünyanın güçlü bir Türkiye istemediğinden eminiz. "Milli damarı" sindirilmiş, teslim alınmış, zayıflatılmış bir Türkiye yaratma peşindeler. Bu mümkün olmazsa bölünmüş bir Türkiye görmeyi tercih ederler.