Lale KEMAL
Önceki akşam Habertürk kanalının canlı yayınında, CHP Genel Başkan Yardımcılarından Süheyl Batum’un, şahsımda gazetecilere ağır hakaret içeren, bulunduğu konumla bağdaşmayan, düzeysiz konuşma tarzı, CHP’nin gerçek dokusuna uymayan tavrı, CHP ile ancak buraya kadar dedirtecek cinstendi. Programın sunucusu Didem Aslan’ın, Batum’un hakaret içerikli konuşmalarına karşı, ben ve diğer program konuklarına saygı çerçevesinde bu şahsa gereken yanıtı vermemiş olması ise basının içinde bulunduğu ezikliği, ürkekliği yeniden gözler önüne seriyordu.
Program konumuz malum, CHP’nin, milletvekili olan iki Ergenekon sanığının mahkemelerce serbest bırakılmamış olmalarına karşı vekillerinin tümünün Meclis’te yemin etmeyerek, protesto eyleminde bulunmuş olmalarıydı. Keza, BDP destekli bağımsız seçilen Hatip Dicle dâhil bazı KCK sanığı vekillerin de serbest bırakılmadıkları için 36 bağımsız vekilin yemin etmeyerek yine Meclis’i boykot etmeleri de ele alınan bir diğer konu başlığıydı. Benim yanım sıra, programın diğer konukları; MHP’den milletvekili seçilen Sinan Oğan, BDP Milletvekili Hasip Kaplan, malum Batum ile gazeteciler Fikri Akyüz ile Nasuhi Güngör idi.
Konuşma sırası bana geldiğinde, yemin krizi ile ortaya çıkan ve kaos olarak tanımlanacaksa eğer bunun sorumlularının, vekillerine yemin ettirmeyen CHP ve BDP olduğunu belirterek, özetle şu görüşleri dile getirdim;
“Tutuklu vekillerin durumuyla ilgili yaratılan krizin çözüm adresi Meclis’tir. Vekiller yemin etmeli ve sorunu burada çözmeliler. Meselenin mağduru olduğunu düşünen partiler, sorunun çözümü için öneri getirmeli, hükümetten öneri getirilmesi beklenemez. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Meclis’i kilitlemekle,’ tehdit etti. 11 milyona yakın oy almış bir parti lideri bu şekilde tehdit savuramaz. YSK’nın kuruluş yasası bir darbe ürünü olduğu bilindiği halde muhalefet bu yasanın çağdaş hale getirilmesi için bir çaba harcamadı. Ergenekon sanıkları, şaka değil, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmekle suçlanıyorlar. Ama uzun tutukluluk sürelerinin bu ülkede sıradan vatandaş için de sorun olduğu bilinirken yüksek mevkilerdeki kişiler sanık durumuna düşünce uzun tutukluluk sürelerinin hatırlanmış olması da kamu vicdanı adına esef verici. Uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılması isteniyorsa bunun çözüm adresi de yine Meclis’tir. Vekiller gelip yemin etmeli ve iktidar ile birlikte bu sorunu çözmeliler. AK Parti tabii mağrur, diğer partilerden açık ara farkla üçüncü kez iktidara geldi. Ancak mağrur olmalarını olumlu olarak nitelendirmiyorum. BDP’nin durumu ise farklı. Hatip Dicle meselesinde örneğin, Türkiye’de, fikir özgürlüğü kapsamına giren beyanatlar ile şiddeti öven nitelikteki beyanlar arasındaki ince çizgiyi Yargı’mız çizebilmeli, Türk insanı da bu ikisi arasındaki ayrımı yapabilecek olgunluğa erişmeli.”...
Bu mealdeki konuşmam üzerine sözü alan Hasip Kaplan, bu amaçla Terörle Mücadele kapsamındaki 7. Madde’de düzenleme yapılması için yıllar önce Meclis’te teklif verdiğini ancak iktidarın bu teklifi gözardı ettiğini söyledi. Bunun üzerine ben araya girip, “Muhalefetteki MHP ve CHP’den destek aldınız mı,” diye sorunca, “Yalnız bırakıldık,” yanıtını verdi.
Kaderin bir cilvesi, ideolojik anlamda hep fikir ayrılığına düşen BDP ile CHP, KCK ve Balyoz davalarında sanık durumundaki vekilleri mahkemelerce serbest bırakılmadıkları için halkın iradesinin tecelli ettiği Meclis’i bugün protesto ediyorlar.
Hasip Kaplan da, Habertürk programında, muhalefet partileri tarafından zamanında yalnız bırakıldıklarını itiraf ederken, ne yaman çelişkidir ki, hükümeti suçlamayı tercih ediyordu.
Kaplan’ın hemen akabinde yeniden söz alan Süheyl Batum, yukarıda aktardığım fikirlerime karşı saygısız, haddini aşan ifade ve üslupla konuşmaya başladı. Kendisini birkaç kere terbiyeye davet ettim, hukukçu kimliğini böylece sorgulattığını söyledim ve şahsıma hakaretten vazgeçmesi gerektiği yolunda defalarca uyardım. Batum, bu uyarılarıma rağmen çirkin, haddini aşan üslupla konuşmasını sürdürdü. Sonrasında da “Kendisi temsilci göndermeyen AKP, sizi buralara salmış,” deyince artık böylesi bir şahısla aynı programda yer almayı şahsıma ve mesleğime hakaret kabul edip, aynı zamanda programın düzeyli bir tartışma ortamında konuya çözüm katkısı amacından uzaklaştığını görerek programı terk ettim. Keza, Nasuhi Güngör de Batum’un haddini artık iyice aşan hakaret içerikli bu sözleri üzerine benimle birlikte programı terk etti.
Hatırlarsanız, Batum, siyasete artık eskisi kadar müdahil olmadığı için öfkelendiği askeri “kâğıttan kaplana” benzeterek, anti-demokratik duruşunu net biçimde sergilemişti. Bu şahsın nasıl bir öğreti ile yetişmiş olduğunu, karşı fikirlere dahi nasıl tahammülsüz olduğunu, hakaret etmekten bile çekinmeyecek kadar kendini kaybedebildiğini bir kere daha Habertürk canlı yayınında görmüş olduk.
Dokusu iyice bozulan CHP’nin, acilen demokrasi adına gerekli önlemleri alıp çözümü Meclis’te aramazsa, maalesef tarihe gömülmesi kaçınılmazdır.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016