Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
AİHM KARARINA DİRENMEK: BARIŞA VE DEMOKRATİK TOPLUMA DİRENMEKTİR..
8.10.2025
592

Demokratik toplum, yalnızca seçimlerle değil; hukukun, özgürlüğün ve vicdanın ortak yaşam ilkesi haline gelmesiyle mümkündür. Bugün Türkiye, bu ilkenin sınandığı bir eşiğin tam ortasındadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “derhal serbest bırakılmalı” kararı, yalnızca bir yargı hükmü değil; demokratik toplumun evrensel vicdanıdır. Bu karar, halkların özgür temsiline, düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne, barış ve eşitlik ilkesine verilen onaydır.

Ancak iktidar, bu kararı uygulamak yerine itiraz ederek, adalete, hukuka ve barışa direnmektedir. Bu direniş, aslında bir halkın demokratik iradesine karşı bir duvardır. Çünkü Demirtaş şahsında tutsak edilen, bir kişi değil; barış mücadelesinin, halkların kardeşliğinin ve demokratik siyasetin onurudur.

Demokratik toplumun inşası, hukukun üstünlüğünü tanımayan, halk iradesini bastıran, düşünceyi suç sayan bir anlayışla mümkün değildir.
Gerçek demokrasi, farklı düşüneni cezalandırmak değil; onu dinlemekle, anlamakla ve birlikte yaşamanın yolunu açmakla kurulur.

Bugün AİHM kararına uymamak, yalnızca uluslararası yükümlülüklere değil; barışın ve demokratik yaşamın ahlaki temeline karşı da bir saldırıdır. Bu tutum, Türkiye’yi hukuk devletinden uzaklaştırmakla kalmıyor; toplumsal barışı da tehdit ediyor.

Oysa biz biliyoruz ki; demokratik sosyalizmin özü, halkların eşit ve özgür birlikteliğidir.
Adaletin, dayanışmanın, özgürlüğün ortak değer olduğu bir toplumsal sistemdir.
Bu anlayışta hiçbir iktidar, halktan büyük değildir; hiçbir yasa, vicdanın önüne geçemez.

Demirtaş’ın özgürlüğü, bir kişinin değil; halkların özgürlüğünün aynasıdır.
Onun tutsaklığı, demokratik siyasetin önüne çekilmiş tel örgülerdir.
Ve o tel örgüler, halkın adalet bilinciyle, kadınların direnişiyle, gençliğin özgürlük talebiyle er geç aşılacaktır.

Barışın yolu hukuktan, hukukun yolu adaletten, adaletin yolu halktan geçer.
Bu yüzden AİHM kararını uygulamak, bir “hukuki zorunluluk” değil; demokratik toplumun yeniden kuruluş adımıdır.

Bugün çağrımız nettir:
Hukuka değil, halka güvenelim.
Baskıya değil, özgürlüğe yönelim.
Kutuplaşmaya değil, kardeşliğe sarılalım.

Barışın, adaletin ve demokratik sosyalizmin yolu; zincirleri kırmaktan, özgürlüğü kolektif bilinç haline getirmekten geçiyor.

Ve bu yol, Selahattin Demirtaş gibi düşünen, konuşan, direnen her yüreğin yoludur.
Çünkü barış bir lütuf değil, halkın kazanılmış hakkıdır.
Adalet bir temenni değil, yaşamın temelidir.
Demokratik toplum ise, mücadeleyle kurulur, özgürlükle yaşatılır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar