Mehmet ALTAN
“Demirel’li yıllar”da Türk basınına bakarken, bire bir yaşadığım o yıllardan bu yana elli-elli beş yıl geçmiş olduğunu irkilerek fark ettim.
Bir yandan da Türk basınında elli yılda neler değişti, neler değişmedi sorusuna takıldım.
1- Basın tarihinde genellikle özgürlüklerin genişlediği zamanlarda tirajların arttığını, tersi olduğunda da satışların büzüştüğünü görüyorsunuz. İlk gazetenin çıkmasından beri bu böyle… Adeta özgürlüğü ölçen bir barometre… Eğer gazete satışları düşüyorsa anlayın ki özgürlükler sizlere ömür.
2- 27 Mayıs sonrasında da aynısı olur. Ortam özgürleşip düşünce canlanınca satışlarda da patlama yaşanır. Demokrat Parti faşizminin ertesinde tirajlar artar, bu genişleme özgürlükleri boğan 12 Mart 1971 darbesine kadar sürer.
Dönemin ortalama baskı sayıları şöyle:
Hürriyet 600 bin
Günaydın 350 bin
Tercüman 300 bin
Milliyet 200 bin
Cumhuriyet 160 bin
Akşam 150 bin
Bunlar arasında Hürriyet ve Günaydın daha fazla haber ağırlıklı, diğerleri de yoruma ve düşünceye biraz daha eğilimli gazetelerdir.
1968 yılı istatistiklerine göre Türkiye’deki baskı toplamı 2 milyon 250 bin kadar.
Ama 1972 Nisanından sonra satışlar düşmeye başlar ve okuyucu sayısında 250 binlik bir azalma olur.
Satışlar daha sonra daha da aşağıya gider.
1973 yılında 1,5 milyonluk satışın 1,3 milyonunu Hürriyet, Günaydın, Tercüman, Milliyet, Cumhuriyet gerçekleştirir. Gazete okurunun yüzde 86’sı bu beş büyük gazeteyi okumaktadır. Dönemin geriye kalan irili ufaklı 53 gazetenin de ancak 200 bin kadarlık bir satış yapmaktadır.
***
3- Basın, 1960’lı yıllarda olağanüstü teknik bir modernleşme yaşar. En gelişmiş baskı ve dizgi tekniklerini ithal eder. Ofset baskıya geçer. Özellikle Hürriyet, Milliyet, Günaydın, renk ayrımı, mizanpaj, baskı açısından gelişmiş dünya basını ile eş düzeyde bir konuma zıplar…
Ülke içinde ve dışında, her gün bölgesel baskı yapabilecek bir imkana sahip olurlar. Zaman içinde resimlerin ve renklerin çekiciliği geniş kitleleri etkilemiş ve yeni tekniklerle basılan gazeteler ciddi tiraj artışı sağlamıştır.
4- Bütün bu artışa rağmen Türkiye, özünde basın açısından az gelişmiş bir ülkedir. Çünkü uluslararası ölçülere göre bir ülkenin haberleşme araçları bakımından gelişmiş sayılması için 100 kişiye günde 10 gazete düşmesi gerekir.
50 yıl önce Türkiye’nin nüfusu 38 milyon olduğuna göre günlük gazetelerin baskılarının, toplamı da 3 milyon 800 bin olması gerekir. Oysa bütün tiraj artışlarına rağmen bu toplam 2 milyon kadardır bizde. 100 kişiye 10 değil, ancak 5-6 gazete düşmektedir.
***
5- Bir yandan basım teknolojisindeki yenilik, öte yandan hızlı kentleşmenin de yardımıyla yeni bir okuyucu kitlesi doğar. Ayrıca Türkiye’de okur yazar sayısı artar. Bu oran 1950’de yüzde 33,6 iken, 1960’lar sonrası yüzde 60’a yaklaşır.
Ancak bu yeni kitle yeni şehirleşen kitledir. Gazetelerde yorum ve düşünce ikinci plana düşmüş veya düşmeye başlamıştır.
Bu gelişmeler basını kitle gazeteciliğine yönelik bir eğilim içine sokar. İnce ince okumak yerine göz gezdirmek üzerine şekillenir gazeteler.
6- Bu yeni okur kitlesi dayanaklı tüketim malları, benzer sanayi dalları, bankalar, eğlence yerleri ve turizm endüstrisi için de önemlidir. Gazetelere ilân vermek önemli olmuştur. Basın kapitalist bir işletmeye dönüştükçe büyük sermaye işi olmaya başlamıştır.
Ekonomik birer işletme olan gazeteler bir yandan geniş ölçüde ilân toplamaya, bir yandan da yayın politikalarını okuyucu sayısını artırmaya yönelmişlerdir. Bu zorunluluk okuyucunun hoşuna gidecek yazı yayınlamayı gerektirir, yoksa okuyucuyu bilgilendirmeyi değil.
1972'de Basın İlân Kurumu’nun basına dağıttığı ilânın tutarı 72 buçuk milyon liradır, özel ilâncılık büroları da 135 milyon liralık ilân dağıtmışlardır. Demek ki basma 207 milyon liralık ilân verilmiştir. Bütün basının yıllık iş hacminin 600 milyon lira olduğu düşünülürse ilân gelirlerinin ne önemli bir kaynak olduğu anlaşılır.
Gazetelerin çoğu bu yüzden okuyucudan önce ilân sahibinin eğilimlerini göz önünde tutmaya yönelmektedir. Aslında “Bir yandan politik, bir yandan malî baskı altında bulunan basının özgür olduğu öne sürülemez. Siyasal iktidar ve onun güdümündeki ilan veren unsurlar basını ekonomik kontrolleri altına alabildikçe de «basın özgürlüğü denen şey bir ütopyadır».
Okur sayısı başta artar ama bu süreçte gazeteler büyük işletmeler hâline gelince artan maliyet nedeniyle gazete fiyatları yükselir ve birkaç gazete alan okuyucuların sayısı da doğal olarak azalmaya başlar. Türkiye’de gelirlere göre o dönemde de gazete pahalı sayılır. Ayda gazeteye 30 lira verebilecek insanların sayısı sınırlıdır.
Hele kasaba ve köylerde gazete alabilenlerin oranı çok daha düşüktür.
Okuyucu kazanmak için de her yola başvurulur: Lotaryacılık, kupon, kumaş, ev, apartman, araba dağıtımı v.b...
***
7- Kitle gazeteciliği doğarken bu dönemin en önemli olaylarından biri gazetecilerin eğitim düzeylerindeki yükselmedir.
Eski dönemlerde ortaokullardan, liselerden ayrılanların basında iş aramalarına karşılık bu dönemde gazetecilik gittikçe sağlam bir meslek olma eğilimini göstermiş ve yüksek öğrenim görmüş olanlar gazeteler de çoğunluğa geçmişlerdir.
Bu nedenle gazetecilik eğitimi de ayrı bir önem kazanmıştır. Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesine bağlı olarak 1965’te Basın Yayın Yüksek Okulu kurulmuş, özel üniversitelerde de gazetecilik okulları açılmıştır.
***
8- Yine bu dönemde doğan ve ilerideki dönemlerde büyük etkileri olacak bir olay da televizyonun kurulmasıdır.
Televizyonun gelişmesi hem öz, hem sayfa düzeni, hem de ilân gelirleri bakımından gazeteleri daha sonraki yıllarda geniş ölçüde etkileyecektir.
9- Dönemin en önemli özelliklerden biri de Türk gazetelerinin Almanya’da özel baskılar yapmaya başlamasıdır. Türkiye’de dizilip de yurt dışında basılan ilk gazetenin Akşam olduğu görülmektedir. 3 Şubat 1969’da Münih’te matris göndermek suretiyle yapılan baskı, gazetenin iç sorunları nedeniyle, uzun ömürlü olamamıştır.
17 Nisan 1969’da yine Münih’te yayımlanan Hürriyet çıkmakta devam ederken 13 Ocak 1970’de bu kervana Tercüman da katılmıştır.
21 bin dolaylarında tiraj yapan Avrupalı Tercüman’ı, 18 Ağustos 1972’den sonra Frankfurt’ta yayımlanan Milliyet izlemeye başlamıştır.
15 Eylül 1972’den sonra Son Havadis gazetesi de Almanya’da basılmaya başlayınca, Batı Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki yurttaşlarımız, Türkiye’den gönderilen öteki gazetelerden «üç saat önce» Avrupa baskılı dört Türk gazetesini satış yerlerinde bulabilir olmuşlardır.
***
Elli yıl önce basındaki gelişmeler bunlardı.
Elli yıl sonra bugünler yazılsa neler yazılır ?
Belki de bu dönem “Medyayı baskı öldürmüştü” diye tek bir satırla anlatılacak…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025