Mehmet Ocaktan
Seçimlere daha üç yıldan fazla bir süre olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyasını bugünden başlatmasını görünce “Neden bu kadar erken başlattı” sorusu biraz izaha muhtaç hale geliyor.
AK Parti açısından bakıldığında, açıkçası erken kampanya çok da anlamsız görünmüyor. Zira ekonomide işler iyi gitmiyor, toplum nezdinde güvensizlik simgesi haline gelen TÜİK’e göre düşüş eğiliminde olmasına rağmen, emeklinin, dar gelirlinin, asgari ücretle geçinmek zorunda olan kesimlerin feryatları her geçen daha da yükseliyor.
Adaletsizliğin zirve yaptığı görüntüler, yolsuzluk algısının toplumsal vicdanda yaralar açması, Kartalkaya faciasında ağır bakanlık hatasına rağmen hesap verme konusunda bakanın adının bile anılmaması, liyakatsizliğin ve akraba kayırmacılığının neredeyse bir erdem haline gelmesi gibi hadiseler henüz bu tabloya dahil değil.
Ortada böylesine karamsar bir tablo varken, iktidar hiç erken seçim ister mi? Elbette istemeyecektir.
Muhtemelen 2025 boyunca dar gelirlilere dönük tedbirler daha sertleşecek, 2026’da ise TÜİK’in maharetli kaleminin de yardımıyla enflasyon yüzde 20’lere düşünce 2027’de erken seçim planı devreye sokulacaktır. Eğer bu plan bir yol kazasına uğramazsa, kasada biriken paralar emekliye, asgari ücretliye dağıtılınca gelsin sandık, gelsin oylar…
İktidar açısından en kazançlı sandık hesabının bu olduğunu anlamak için herhalde müneccim olmaya gerek yok.
Hal böyleyken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan neden bu kadar erken bir seçim kampanyası başlatmış olabilir?
Açık söylemek gerekirse Erdoğan, yeni bir 31 Mart vakası daha yaşamak istemiyor. Zira AK Parti artık eski günlerde olduğu gibi, başarılı icraatlar yaparak toplum nezdinde itibar kazanma şansının neredeyse imkansıza yakın olduğunu da çok iyi biliyor.
Dolayısıyla Erdoğan, bugüne kadar ustalıkla uyguladığı gibi kitlesel motivasyonu, yarın seçim olacakmış gibi diri tutmaya çalışıyor. Çünkü muhalefetin muhtemel cumhurbaşkanı adaylarının gelişini görüyor ve oldukça tedirgin…
Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun son Çağlayan adliyesinde ifadeye gelişindeki gövde gösterisi sonrasında, cumhurbaşkanının İstanbul İl Kadın Kolları kongresinde yaptığı konuşmadaki şu sözleri bu tedirginliğin çok net bir göstergesi gibi sanki: “Türkiye'nin, dünyanın dört bir yanındaki yeminli düşmanları bunların en büyük destekçisidir. Hepsinin ortak hedefi iktidarı, yani bizi devirmek. İktidar değiştirip bizi yıkamadıkça aslında çirkefleşiyorlar. Sosyal medya gazıyla bindirilmiş kıtaların tezahüratları eşliğinde koltuk rüyası görenleri uyandırmak için en etkili ilaç sandıktır diyorlar.”
Aslında AK Parti, yıllarca eleştirdiği ‘tek parti’ döneminin otokrat uygulamalarına bu kadar özenir hale gelmeseydi, hiçbir şekilde toplum nezdindeki itibarını kaybetmeyecek ve bu tür tedirginlikler yaşamayacaktı.
Ama ne yazık ki AK Parti, toplumla arasındaki gönül bağlarını büyük oranda kopardığı için kitlesel anlamda büyük dalgalar oluşturamıyor. Bu yüzden de şu anda elindeki tek argüman, CHP’yi şeytanlaştırmak… Ama AK Parti cenahının esas derdi CHP değil, Ekrem İmamoğlu. Bu yüzden de İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak davası, soruşturmalar, ifadeye çağırmalar peş peşe geliyor.
Ancak her soruşturma, İmamoğlu’nu Türkiye gündemine daha coşkulu bir şekilde taşıyor.
Geçmişte, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıyken Erdoğan’a uygulanan siyaset mühendislik projelerinin sanki yeni bir versiyonunu izliyor gibiyiz…
Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gerilim politikasını daha da yükseğe taşıyacak. Oysa siyasi yarışın kendi doğal akışında seyretmesine izin verse hem Türk siyaseti hem de AK Parti kazanacak.
Zira görüldüğü kadarıyla CHP’de adaylık yarışı hiç de kolay geçmeyecek. Mesela, şu anda Mansur Yavaş CHP’de süren adaylık yoklamasını erken bulduğunu açıkladı.
Haliyle böyle bir süreçte Erdoğan’ın, CHP içindeki ihtilafların kendisi için siyasi kazanç oluşturmasını beklemek yerine, gerilimi tırmandırması, CHP’deki motivasyonu daha da güçlendirecektir ki bu Erdoğan’ın en son isteyeceği şey olmalıdır.
Ayrıca siyaset tarihimiz şahittir ki siyaset mühendisliğinin ömrü yatsıya kadar bile sürmüyor…
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025