Mehmet Ocaktan
Modern zamanların en gelişmiş yönetim biçimi olan demokrasinin esasını oluşturan adalet, liyakat, ehliyet gibi temel değerlerin Müslüman dünyada yeterince gelişmediği, daha doğrusu bu esaslara dayalı bir yönetim modelinin oluşturulamadığı bir gerçek. Bu tespite itiraz edenler haklı olarak, adaletin, liyakatin ve ehliyetin İslam’ın en temel ilkelerinden olduğunu, Kur’an’ın bu ilkeleri uygulamak üzere insanlara emrettiği söyleyeceklerdir.
Evet doğrudur, bunlar dinin vazettiği en temel ilkelerdir. İslam siyaset doktrininde yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişki adalet, ehliyet, emanet ve istişare olmak üzere bir dizi temel kavramlarla tarif edilmiştir. Pek çok ayet ve hadisteki adalet vurgusu bunun en önemli göstergesidir. Kısacası İslam siyaset doktrininde yönetimlerin en önemli meşruiyet kaynağı adalettir.
Bu temel yaklaşımdan hareketle ifade etmek gerekirse, ehliyet ve liyakat adaletin gereği olduğu kadar sağlıklı karar alınmasını ve uygulanmasını temin etmesi yönüyle iyi bir idarenin zaruri şartıdır. “İş ehil olmayana verildiğinde kıyameti bekle” (Buhari) hadisi bu bağlamda yorumlanmaktadır. Aynı şekilde istişare de bir yandan katılımcıların birikimlerinden yararlanmayı, kararların daha iyi anlaşılmasını, kolayca uygulanmasını ve meşru kabul edilmesini sağlarken öte yandan yönetilenlerin katılımına yer açarak otoriter yaklaşımların önünü kesme işlevi görür. (1)
İslam siyaset doktrininin özellikle yönetime ilişkin belirlediği temel kavramlar, aslında Müslüman dünya için teorik anlamda önemli bir külliyat oluşturmaktadır. Fakat bu tarihsel süreç içinde bu kavramların nasıl gerçekleştirileceği belli bir prosedüre bağlanamamıştır. Kabul etmek gerekiyor ki teorik olarak var olan ilkelerin, yüzyıllar içinde somut olarak bir yönetim modeline dönüştürülememesi günümüz dünyası açısından örnek teşkil etmesi ne yazık ki mümkün değildir.
Hiçbir komplekse kapılmadan bir gerçeği açıkça itiraf edelim; İslam dünyasında cami hutbelerinden meydanlara kadar her yerde, her mekanda binlerce kez adalet, liyakat, ehliyet kavramları telaffuz edilmektedir, ama hiçbir Müslüman ülkede adaleti tesis edecek bağımsız ve tarafsız yargı kurumları yoktur. Hukukun üstünlüğüne dayalı modern yargı kurumları gelişmemiştir, ehliyete-liyakate değil, ideolojik taraftarlara ve kifayetsizlere itibar eden despotik yönetimler hakim durumdadır.
Oysa beğenmediğimiz, her vesileyle şeytanlaştırmaktan keyif aldığımız demokratik toplumlarda insan hak ve özgürlüklerini teminat altına alan, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı prensiplerine dayalı demokratik bir sistem hakimdir. En önemlisi de devletin kurumsal yapılanması, bilgi ve deneyim sahibi olmayan liyakatsiz insanların devlet kurumlarında yer almasına izin vermemektedir.
Kuşkusuz Batı toplumlarının da karanlık dönemleri olmuş, engizisyonların özgür düşünceyi biçtiği, kilise despotizminin bilimsel gelişmelerin önüne duvarlar ördüğü de bir vakıadır. Ama Batı dünyası, Rönesans ve aydınlanmayla birlikte aklın ve bilimin esas alındığı yeni bir dönem başlatmayı başarmıştır.
Oysa İslam dünyası Kilise benzeri bir baskı mekanizmasına sahip olmamasına rağmen, özünde var olan adalet, liyakat ve ehliyet prensiplerini esas alan bir yönetim modeli oluşturmayı başaramamıştır.
Maalesef İslam hukuk metodolojisi (Fıkıh usulü) her çağın şartlarına göre kendisini yenilemeyi başaramamıştır. Bugün bile İslam fıkhı konusunda başvurulan kaynakların önemli bir bölümü yüzyıllar öncesine ait eserlerdir. Dolayısıyla günümüzün hukuki sorunlarına ilişkin İslam fıkhının söyleyebileceği şeyler son derece sınırlıdır. Çünkü İslam fıkhı konusunda, modern dünyanın şartlarını okuyabilen yeni eserler üretilememiştir.
Değerli anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler’in bu konudaki tespitleri son derece çarpıcıdır: ” Fıkhın Avrupa hukukuna ihtiyacı yoktur; ama fıkıh usûlünün Avrupa hukuk bilimine ve teorisine şüphesiz ki ihtiyacı vardır.
Bin küsur yıl önce ortaya çıkan fıkıh usûlü, kendi ortaya çıktığı dönemde ve bütün Ortaçağ boyunca Batı hukuk metodolojisinden ileriydi. Ancak günümüz için aynı şeyi söylemek mümkün müdür? Son 200 yıldır, Batı hukuk bilimi ve metodolojisinde çok önemli gelişmeler yaşandı.
Son 50 yıldır Avrupa ve Amerika’da hukuk metodolojisi sofistike ve matematiksel bir hâl aldı. Bugün birçok hukukî sorun ve hukukî muhakeme, sembolik mantıktaki formüllerle ifade edilir hâle geldi.” (2)
1- İslam Siyaset Düşüncesi, editörler: Lütfi Sunar- Özgür Kavak, s. 31-32
2- Hukuk-Fıkıh ilişkisi İslâm Hukukçusu Kimdir?, Prof. Dr. Kemal Gözler
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025