Mehmet TIRAŞ
Kocaeli’de 35 yıldır gazetecilik yapan Güngör Arslan, sahibi olduğu “SES KOCAELİ” Haberin ofisinde 19 Şubat 2022 Tarihinde gündüz gözü saat 15’te, 21 yaşında Ramazan Özkan adında bir tetikçi tarafından silahlı saldırı sonucu dört kurşunla öldürüldü.
Güngör Arslan’ın öldürülmesi Ulusal çapta görsel ve yazılı basında çok büyük bir yankı yaratıp gündem olurken.
Kocaeli’de “Özgür Kocaeli,Demokrat Kocaeli,Çağdaş Kocaeli,Bizim Yaka,Kocaeli ve Kocaeli Halk” adında 6 tane günlük gazete çıkıyor ama..
Güngör Arslan cinayetinin ulusal basında yer aldığı kadar Kocaeli yerel medyasında yer almadı.
Bu gazetelerin çoğunluğu iktidar yanlısı yerel yönetimi destekleyen gazeteler.
Bu gazetelerin hepsinin de haber siteleri var.
Kocaeli’de 500 civarında gazetecilik yapan insan yaşıyor.
Meslek örgütleri Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti de var.
Kocaeli Türkiye’de yerel basının güçlü olduğu illerden bir olmanın yanında,2 Milyon nüfusu ile de Türkiye’nin 10’cu büyük sanayi şehridir.
Kocaeli’li gazeteciler bu cinayete karşı sert bir tavır koysa, Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti pankartı altında bir protesto yürüyüşü yapsalardı,kenti ayağa kaldırır ve cinayete karşı duyarlılığı da hem yerel hem de ulusal düzeyde daha fazla ses getirirdi.
Bu cinayete yerel medyadan beklenilen tepkinin gelmemesi dikkat çekici ve üzerinde durulması gereken bir nokta.
Kocaeli’ndeki gazeteler Güngör Arslan cinayeti sürecini,”Güngör Arslan silahlı saldırıya uğradı, durumu ağır ve öldü” diyerek haber yaptılar.
Birde Güngör Arslan’ın cenazesinin hangi tarihte,vakitte,hangi camide kaldırılacağını ve hangi mezarlığa defnedileceğini okurlarına duyurarak cinayeti haberleştirdiler. Yerel yönetime yakın iki gazete dışında pek yorum çıkmadı yaptıkları haberle kaldılar..
Yorum yazısı çıkan iki gazete de siyasal iktidara yakın gazetelerdi.
Özgür Kocaeli Gazetesinin Genel yayın yönetmeni olan Güngör Arslan ile de uzun yıllar çalışmış Adem Turgut 21 Şubat 2022 Tarihinde “Bu cinayet çok yönlü araştırılarak aydınlatılmalı” başlıklı bir yazı yazdı.
İzmit’in en güçlü ve köklü yerel gazetelerinden Özgür Kocaeli Gazetesinin sahibi aynı zamanda AKP’ye yakın olarak bilinen Haldızlar İnşaat’ın da sahibidir.
Ben şahsen Kocaeli’de yayın yapan gazetelerin ve haber sitelilerinin bu cinayetin peşine düşmesi ve cinayetin aydınlatılması için ortak bir yayın politikası belirleyip; ”bu kurşun Kocaeli’de tüm yerel basına sıkılmış,bizleri de hedef almıştır,bu cinayet aydınlatılana kadar takipçisi olacağız” demelerini beklerdim.
Böyle bir yol belirlemek şöyle dursun cenazeye bile katılmadılar.
Gazetecilerden en sert yazıyı kentin en deneyimli tanınmış ikinci kuşak gazetecilikten gelen 45 yıldır bu kentte gazetecilik yapan,Güngör Arslan’ı da çok yakından tanıyan,beraber çalışmış olan,İsmet Çiğit “Bir Delikanlı da Bana Gönderin” başlıklı bir yazı yayınladı.
Kocaeli’de Güngör Arslan’ın gazeteciliğini farklı değerlendirenlerden birisi de “Kocaeli Zirve” gazetesinin yazarlarından Tahsin Keskin oldu.
22 Şubat 2022 Tarihinde Keskin “Güngör Arslan’la son Görüşmemiz” başlıklı yazısında:
“O,kimilerine göre yazılmayanı yazan cesur bir gazeteci..Kimilerine göre de şantajla da para kazanan bir gazeteciydi. Yazılarında özele girmeyi çok severdi. Onun bütün derdi bu kentte yapılan haksız-hukuksuzlukları yazmak, bazen de payına düştüğüne inandığını almak istemesiydi” diye yazısını özetlerken.Cinayetin mutlaka aydınlatılmasına vurgu yapıyor ve suikastı de nefretle kınıyordu.
Siyasal iktidara yakın yerel basında gazetecilik yapanların hiçbirinin ulusal televizyon kanallarına çıkmaması dikkat çekiciydi!.
Gözlerim Fevziye camisinde Güngör’ün cenaze töreninde bu gazetecileri aradı ama yoktular.
Güngör Arslan cinayetini istisnalar hariç,genelde parti,sivil toplum örgütleri,meslek kuruluşları,odalar,memur ve işçi sendikaları cenazeye katılmadılar, suikastı kınayan mesaj da yayınlamadılar.
İki milyonu aşan nüfusa sahip bir kentte yaşayan,şehrin farklı meslek kuruluşları bu cinayeti nasıl oluyor da, görmezlikten geliyor hala anlamış değilim.
Ortada gazetecilik yapan bir insan katledilmiş buna insanım diyen kimse sessiz kalamaz,Kalmamalı..
Güngör Kocaeli’de bir gecekondu semtinde büyümüş sanat okulu mezunu olan birisiydi…
Gazeteciliğe 35 yıl önce sokak muhabirliği ile başladı ve süreç içerisinde gazeteciliğin her kademesinde bulundu…
Merdiven basamaklarını sırayla çıkarak,”Bizim Kocaeli” adında günlük yayın yapan kendi gazetesini çıkarttı. Gazetenin hem genel yayın yönetmeni, hem de patronu oldu.
Bu satırların yazarı da “Bizim Kocaeli” gazetesinde dokuz ay gibi bir süre yazılar yazmış,Güngör’le de tanışıklığı olan çay kahve içmişliği vardır.
Bizim Kocaeli gazetesi de 2016 yılında OHAL ilanından sonra, her muhalif gazete gibi yasaklanmasından nasibini aldı ve KHK ile kapatıldı.
Güngör bir ay kadar FETÖ davasından gözaltında kaldı ve mal varlığına el konuldu.Hala da bildiğim kadar ile mallarını iade etmediler.
Güngör gazetesi kapandıktan sonra ilk önce “Yeşil Kocaeli” adında bir gazete çıkardı,onu da kapattılar…
Güngör “Günaydın Kocaeli” adından bir haber sitesi daha kurarak gazetecilik hayatına devam etmek istedi ama bir müddet sonra onu da kapattılar…
Güngör yılmadı bunda da “SES KOCAELİ” haber sitesini kurarak gazetecilik faaliyetine devam etti…
İsmet Çiğit ile Güngör “SES KOCAELİ” adında bir gazete çıkartmayı denediler ama pandemi nedeniyle gazetenin yayın ömrü ancak iki ay sürdü.
Güngör 2021 yılında bir şirkete “Şantaj” yaptığı iddiası ile tutuklanıp, Kandıra cezaevinde 7 ay kaldı ve ilk duruşmada tahliye oldu.
Güngör’ün öldürüldüğü gazetesinin binası bir gece yarısı kurşunlanırken, süreç içinde kendisi de 3-4 defa fiziki saldırıya maruz kalmış birisiydi.
Gazetecilik yeteneği ve medeni cesaret tartışılmaz birisisiydi Güngör.
Yalnız karşı karşıya geldiği,farklı düşündüğü kişileri ki buna meslektaşları da dahil,düşman kabul etme yoluna gider,objektif olamazdı…
Meslektaşları ile fikirlerini yarıştıran birisi değildi,öfkelenince kaba kuvvete yatkın dururdu.
Örneğin, rahmetli beyefendiliği ile bilinen Çağdaş Kocaeli Gazetesinin genel yayın yönetmeni gazeteci Sadun Çetin’in makamını basmıştı…
Gazeteyi kendisi gibi düşünmeyenlere ve rakiplerine karşı sopa olarak kullanması da bu zaafından dolayıydı.
Aleyhine haber yaptığı kişi ve kesimlere söz hakkı vermez telefonlarına da çıkmazdı.
Ben Güngör’ü öfkesini kontrol edemediğinden hız tutkunu önünde araba görmek istemeyen, kurallara uymayan sürücüye benzetirdim.
Bunların hiçbirisi Güngör’ün alçakça katledilmesini haklı çıkartamaz.
Güngör’ün gazetecilikle elde edilemeyecek milyon dolarla ifade edilen mal varlığı da, sağlığında çok gündeme gelmişti..
Hatta Güngör’ün yakın dostu meslektaşı İsmet Çiğit Güngör’ün mal varlığını bir yazısında milyon dolarla ifade ediyordu..Yine İsmet Çiğit Güngör’ün ölümünden sonra,gazeteci Tahsin Keskin ile “Zirve Kocaeli TV”de “Güngör bana gazetemi sana devredeyim,ben bir Ada ,bir de tekne alıp,çocuklarımla Ada’da yaşayacağım demişti.”diye açılama da bulundu.
Hatta Güngör’ün bir ara Kocaeli Spor kulübünün başkanlığına adaylığını koyacağını açıklaması ile,mal varlığı yerel medyada haber olmuştu..
Tabii ki ortada bir cinayet var…
Bu haber ve söylentilerin hiç biri bu cinayeti haklı çıkartmadığı gibi, cinayetin aydınlanmasının önünde de engel değildir.
Emniyet ve yargı bu cinayeti bir teikçinin üzerinden yol alarak bir kuyumcu titizliği ile,azmettiricilerini ve arkasındaki tüm güçleri ortaya çıkartarak cinayeti aydınlatmalıdır.Ve mutlaka aydınlatmalıdır.
Ancak bu bağlamda şaşırtıcı bir iddia daha ortaya atıldı…
22 Şubat 2022 Tarihinde TV5 kanalında Yunus Emre İşçi’nin moderatörlüğünde Kocaeli Halk gazetesinin imtiyaz sahibi gazeteci Faruk Bostan,Güngör Arslan cinayetinin perde arkasını,aralamaya çalıştı.
Bostan”AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a muhalfi olduğum için beni dövdürdü.Hem de Büyükakın’ın belediyeye aldığı MHP’lilere bunu yaptırdı” derken,Büyükakın’la aralarında geçen konuşmaları tarihleriyle sıraladı…
Faruk Bostan “bana saldıran üç kişiydi bu kişileri gösteren videoyu Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a izlettim ve bana saldıran üç kişiyi de ‘senin belediyeye aldığın MHP’li gençler dediğim de’ Başkan da doğruladı.” Dedi…
Başkana “Niye bunları işten atmıyorsun” diye sorduğumda?
Büyükakın”Bu kişileri Cumhur ittifakının kadrosundan işe aldım onları işten atmam mümkün değil” dedi.
“Tahir Büyükakın’ın kentte kendine muhalif olan gazetecileri işten attırdığını,bunlardan birisinin de şehrin en kıdemli gazetecisi İsmet Çiğit olduğunu” iddia etti.
İddiaya göre “İsmet Çiğit’e Büyükakın bizim aleyhimizde yazılar yazma,ben sana belediyeden iş alan müteahhitlerden istediğin kadar maaş temin ederim” diye sözler vermiş ama,İsmet Çiğit bunu kabul etmediğini gazetesinde yazdı.”
Kısaca “iddialarına göre Büyükakın kendine muhalif olan gazetecilere rüşvet teklif ediyor,tehdit ediyor.”
Bu iddialar tabii ki rahatsız edici kanıtlanmaya muhtaç iddalar.Doğru değilse Büyükakın tarafından hemen yalanlanmalı.
Faruk Bostan başka iddialarda da bulundu:
“Tahir Büyükakın belediyeye ait ihalelerin en büyk payını Özgür Kocaeli gazetesinin de sahibi olan,AKP’ye yakın HALDIZLAR inşaata veriyor.
Güngör Abi’nin ölümünden bir gün önce konu ettiği yazısındaki ihaleye,Haldızların girmelerinin kanunen mümkün olmadığını…
Çünkü Haldızlar müşterilerini dolandırmış ağır cezada yargılanıyorlar dedi..
Güngör Abi son yazısında Haldız inşaatın hukuksuzluklarını belgeleriyle acıklıyordu..”
Faruk Bostan yanında getirdiği gazeteleri, gazetesinde yayınladığı haberleri, Kocaeli’de yaşanan hukuksuzluk iddialarını tek tek Tarihi ile, yaptıkları haberleri ekrana tutarak gösterdi…
Bu arada da yayın akışı içinde ekrana Bostan’a yapılan saldırının videosu da gösterildi…
Bostan özetle “Kocaeli’de böyle “gayri meşru işler tutan bir yapı olduğunu”,Güngör Arslan’ı da bu yapı ortadan kaldırdı” demeye getirdi.
Faruk Bostan TV5 kanalında yaptığı açıklamalarından bir gün sonra Kocaeli Adliyesinin önünde “can güvenliğini olmadığı için nöbet tutmaya” başladı.
”Tehdit ediliyorum beni öldürecekler, beni tutuklayın en güvenilir yer,benim için hapishane” diye açıklamasını da gene haber sitelerinde okudum.
Programdan sonra Faruk Bostan’ın anlattıklarından bir Savcı harekete geçip suçlanan Büyükakın ve Gazeteci Bostan için savcılık bir soruşturma başlattı mı, diye medyayı taradım ama hiçbir haber yoktu bu konuda.
Bir ülkede Yargı bağımsız olmayınca, güçlü olana karşı yargının devreye girmediğini Güngör Arslan cinayetinde de bir daha görmüş olduk.
Güngör’ün ölümünden bir gün önce gazetesinde yayınladığı ”ZERAY’ın iddiaları” başlıklı yazısında konu ettiği; Belediyenin açtığı 502 konutlu ihaleyi alan “Haldızlar ve Ekşiler inşaatın sahipleri ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın” bize göre bu “davanın müdahil olmalılar” ve cinayetin aydınlatılması için,her türlü hukuki desteği vermeliler,yoksa bu cinayet karanlıkta kalırsa, bu iki şirket ve Büyükakın çok büyük zan altında kalırlar.
Toplum olarak beklentimiz, cinayeti aydınlatacak olan emniyet güçlerinin ve yargının kime uzanırsa uzansın, korkmadan olayın üstüne gitmesi ve bu cinayetin “faili meçhul” kalmaması.
Güngör Arslan cinaayeti tam da Kolombiya kökenli Meksikalı Nobelli yazar Marouez’in ”Kırmızı Pazartesi” adlı romanında küçük bir kasabada geçen cinayeti hatırlatıyor insana..
“Kırmızı pazartesi” romanının hikayesi yazarın çocukluğun geçtiği küçük bir kasabada yaşanır,yazar da bu cinayeti 1981 yılında romanlaştırır.
Romanın hikayesine gelince:
“Romanın kahramanı Santiago NASAR’ dır.
Nasar’ın hangi günde, nerede öldürüleceğini kasaba da bilmeyen yoktur.
Bilmeyen bir kişi varsa o da öldürülecek olan Santiago Nasar’dır.
Nasar’ı öldürmek isteyen ikiz erkek kardeştir..Genç İkizler Nasar’ı öldürecekleri bıçaklarını gazete kağıdına sarılı olarak yanlarında taşırlar... Parkın banklarında yatarken bile ikizler Nasar’ı öldürecekleri bıçaklarını da yanlarından ayırmazlar.
İkiz katillerin Nasar’ı öldürecekleri günü “Pazartesi”olarak seçmelerinin nedeni ise;ilk defa kasabaya gemiyle gelecek olan Psikopos’u karşılamaya gelen kalabalıktan yararlanarak, cinayeti işledikten sonra ortadan kayıp olmayı plan yaparlar.Psikopos’ı karşılamaya gelen kalabalıktan yaralanarak ikiz katiller Santiago Nasar’I öldürürler.
Yazarın belirtiği gibi bütün kasaba bu cinayetin işleneceğini biliyordu ama hiçbir önlem almadılar,diyerek cinayetin işlendiği günün adını da “Kırmızı Pazartesi” kor.”
Güngör Arslan cinayeti de Kocaeli’de bağıra çağıra ,göz göre göre “Cumartesi günü” gelmedi mi?
“Kırmızı Pazartesi” adlı roman bizim ülkemizde her faili meçhul cinayetten sonra gündeme gelir, bunda da gazeteci Güngör Arslan cinayetinde gündeme ben deniz getirmiş oldum.
Tek dileğimiz Güngör Arslan cinayetinin aydınlatılması, katil veya azmettiricilerinin hak ettiği cezaya çarptırılması ve cinayetin de “faili meçhul” kalmaması.!
Not:Ben yazıyı bitirdiğimde Güngör Arslan cinayetinden tutuklu sayısının 10 kişiye çıktığı..Tutuklananlardan birisinin mesleği avukatlık olan MHP’li Emin Kurt adında, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin reklam pazarlama işini yapan,Tranvayı giyindiren kişi olduğu..Güngör Arslan tutuklanan Emin Kurt aleyhinde belediyeden aldığı işler konusunda iki yazı yazdığı haberleri de ortaya çıktı. M.T.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025