Mehmet TIRAŞ
MHP,Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetinden beri ülkenin siyasi gündeminden düşmüyor.
MHP, Sinan Ateş cinayetinin aydınlanmasını isteyen toplumun her kesimine adeta “Sürek Avı” başlatmış durumda.
MHP’nin en son Sinan Ateş cinayetinin karanlıkta kalmaması için mücadele veren, içinde siyasilerin ve gazetecilerin de olduğu 154 kişiyi hedef gösterdi.
Sinan Ateş cinayetini başta Ateş’in ailesi olmak üzere toplumun çok büyük kesimi bu cinayetten MHP’yi sorumlu görüyor.
Tutuklu ve tutuksuz yargılanan kişiler vatsap yazışmaları ,telefon görüşmeleri,mobese görüntüleri, elde edilen bulgular,veriler,belgeler ve istenildiği gibi olmasa da, Savcının iddianamesi bu cinayettin azmettiricisi olarak ,oklar MHP’nin üst düzey yöneticilerini işaret ediyor.
Sinan Ateş’in eşi ve yakınları Sinan’ın katili MHP’nin içinde iddiaları karşısında, MHP ve mahkeme sessiz kalıyor.
Kısacası Sinan Ateş cinayeti sanki “Örgüt içi infaz” işaretlerini veriyor.
Toplumda oluşan kanı…
“Türkiye demokratik bir hukuk devleti olsaydı, yargı da bu ülke de bağımsız ve tarafsız olsaydı;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Anayasa Mahkemesine (AYM),MHP’ye kapatma davası açardı” düşüncesinde…
1969 yılında kurulan MHP siyasal yaşamında 12 Eylül dahil hiç bu kadar zor duruma düşmemişti.
MHP,12 Eylül askeri darbesinden sonra kapatılmış,bütün profesyonel kadroları tutuklanmış,cezaevlerinde tutuklu oldukları süreçte bile bu kadar zor duruma düşmemiş, kamuoyu tarafından da yalnızlaştırılmamıştı.
12 Eylül askeri mahkemelerde “Düşüncemiz iktidarda,partimiz zindanda “diye savunma yapmışlardı.
MHP, ülkede yaşayan herkesin “Türk,Müslüman ve Sünni” olduğunu savunan,vatandaş yerine “devleti kutsayan”,”devletin ali menfaatlerini” öne alan tezler MHP’nin “değişmez ideolojisi” oldu.
Devletin vergi aldığı vatandaşlarına eşit mesafede “NÖTR” olmasını isteyen herkesi, MHP devlet düşmanı ilan etti.
Toplumda güçlü bir karşılığı olmayan MHP, ”Silahlı ,sivil bürokrasi ve güvenlik güçleri üzerinden, devlette kadrolaşarak” siyasi varlığını korumanın ve güçlendirmenin peşinde olan bir parti olmuştur.
Bunun sağlıklı hiçbir devlet ve toplum da yaşanmayacak örneği; MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gölbaşı’nda bulunan Özel Hareket Polis kampını ziyaretinde, Özel hareket Başkanı ve yönetim kadrosunun Bahçeli’nin elini öpmek için sıraya girmesidir.
MHP’nin siyasetinde ve anlayışında; “yargı bağımsızlığı,bireyin özgürlüğü,azınlık hakları,eşit vatandaşlık hukuku ve çoğulculuk kavramı yoktur.”
MHP,Özü itibariyle siyasal bir parti sayılamayacak duruş ve tezlere sahiptir.
MHP tabii ki dünyada bir çağ dönüşümünü kavramış bir parti değil.
Katılımcı, çoğulcu çağdaş demokrasiyi kabul etmesi şöyle dursun,temsılı demokrasiyi bile içselleştiremedi.
İdeolojisine karşı çıkanları sürekli “devlet düşmanı” ilan etmesi bu nedenledir.
MHP’nin yıllarca değişmez düşmanları demokratlar “komünistler,sosyalistler ve sosyal demokratlar olmuştur. “
Sovyetler Birliğinin dağılması ile düşmansız kalan MHP düşmanını bulmakta zorlanmadı.
MHP’nin düşmanı aynı zamanda devlet içinde de düşman olarak görülmeliydi.
Bu düşman “Kürtler” oldu.
Devlet tarafından demokratik hakları kabul edilmeyen ve bu haklar için meşru zeminlerde siyasi mücadele veren,parlamentonun üçüncü büyük partisi hedef haline getirildi.
MHP,temel hak ve özgürlüklerini tanımak bir tarafa 20 milyon civarında oldukları tahmin edilen,Kürt nüfusun “Ana Dillerini” bile yok sayıyor.
“Kürtlerin temel hak ve özgürlük talepleri” MHP’nin “Kırmızıçizgileri” oldu.
MHP’nin siyasi yapılanmasında doğal olarak “parti içi demokrasi” diye bir şey yoktur. Kadınlara siyasette en az yer veren partidir.
MHP’nin kongreleri ve Genel kurulları çok adaylı olmaz tek adaylı olur.Milletvekili ve Belediye Başkan adaylarını da üyeler veya delegeler tarafından değil de merkez tarafından belirlenir. MHP’nin için de aykırı ses çıkacak olsa ya susturulur ya da partiden ihraç edilir.
Partiden ayrılan kişi ve kişiler susmazlarsa bedelini de “çok ağır” öderler.
Sinan Ateş cinayeti bunun son örneği…
MHP son yirmi yılda yapılan Genel ve Yerel seçimlerde ya baraj altı kalmış ya da kıl payı barajı aşıp seçimlerde dördüncü veya beşinci parti olmuştur.
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde 30 Büyük Şehir Belediyesinden hiç birini kazanamadığı gibi, elinde olan tek Büyükşehir Belediye Başkanlığı olan Manisa’yı da kaybetmiştir. MHP gün geçtikçe toplumdan uzaklaşan sırtını devlete dayayan, zor oyunu bozar siyasetini uyguluyor.
MHP ta baştan beri sırtını devlete dayayan “zor oyunu bozar” siyasetini uyguluyor.
MHP siyasal yaşamında toplumun ortak sorununa çözüm üreten parti hiçbir zaman olamadı,olmayı da hedeflemedi.
Desteklediği 50 artı bir yöntemi sayesinde MHP’e iktidar ortağı olabilmiş;kamuda kadrolaşmasını pazarlık konusu yapıp, çok büyük siyasal çıkarlar elde etmiştir.
MHP iktidar ortağı ama ülkedeki çok ağır toplumsal sorunlar yokmuş gibi hareket ediyor.
Sanki bu katliamlar, cinayetler ve olaylar bu ülkede olmuyor:
Ülkede bir cinayet ekonomisi uygulanıyor günde 6 işçi iş cinayetinden ölürken, 8 işçi de sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.
Yılda ortalama bin 500 işçi iş kazalarında hayattan kopuyor.
22 Yıllık AKP iktidarında 32 bin işçi hayatını kaybetmiş.
Bizim ülkemizde yıllık ölümlü iş kazaları, AB ülkelerinde olan ölümlü iş kazalarının toplam 7 katından fazla.
İş cinayetlerinde AB üyesi ülkeleri arasında birinci sıradayız ,dünyada ise Çin’den sonra ikinciyiz.
Bu korkunç tablo MHP’nin umurunda bile değil.
Cinayet ekonomisi karşısında MHP sağır ve dilsiz rolünü oynuyor.
Son 10 yılda 5.400 kadın erkekler tarafından öldürülmesi karşısında MHP bir tepki göstermediği gibi, kadınların sigortası olarak bilinen “ İstanbul Sözleşmesinden” Türkiye’nin çıkmasına da destek verdi.
Ülkede aydınlatılması beklenen 17 bin faili meçhul cinayet konusunda ise hiçbir girişimi olmadı.
İşsizlik,açlık,yoksulluk,hayat pahalılığı ve gelir dağılımdaki adaletsizlik toplumda kol geziyor.
Altın ve döviz tüm zamanların rekorunu kırarken,Lira da tüm para birimleri kaşsısında değer kaybediyor. TL’den kaçış önlenemiyor.
Toplumun en varlıklı kesimi olan yüzde biri yani 850 bin kişi, milli gelirin yüzde 40’nı alıyor.
5 Milyon kişi çöpten besleniyor.
MHP dut yemiş bülbül oluyor.
Vatandaşın geçinemiyoruz,açız patlıcan bile alamıyoruz tepkileri karşısında Devlet Bahçeli patlıcan yemeseniz ne olur,fiyatlar düşünce bol bol yersiniz,diye milyonlarca insanın aklı ile alay ediyor.
Siz iktidarda değil misin sorusuna ise , biz iktidar değiliz hükümete destek veriyoruz demiyor mu?
Pes vallahi…
Bunlara sağır ve dilsiz kalırken, daha önce de vurguladığım gibi temel hak ve özgürlük arayanları ve milli iradesine sahip çıkanları ; “devlete karşı başkaldırı veya ayaklanma olarak görüyor hedef gösteriyor.”
Demokrasi ve hukuk mücadelesi veren Baroların,Tabib odalarını ve meslek örgütlerinin kapatılması için yargıya çağrıda bulunuyor.
Meclisin üçüncü büyük partisi olan Kürtlerin partisini kapatmadığı için AYM’nin de kapatılmasını istiyor.
AİHM ve AYM’nin kararlarının uygulanmaması için iktidara destek veriyor.
Kuvvetler ayrılığı olmayınca, devlette odaklanan hukukun denetimine girmeyen mafyatik karanlık yapılar siyasete yön veriyor.
Bir sokak röportajında kendisinin eski bir ülkücü tanıtan ve MHP’yi eleştirince, MHP’nin üst düzey yöneticisi İzzet Ulvi Yönter,Sosyal medya hesabından “bu kişiyi hemen bulun diye talimat” veriyor.
MHP toplumu tehdit etmeye devam ediyor.
Ama Cumhuriyet Savcıları devreye girmiyor.
“MHP,toplumdan yüzde 10 oy alıyor ama toplumun yüzde 90’nın da burnuna tel takmaya kalkıyor.”
Sağlığını yitirmemiş bir devlet ve toplumda, MHP’nin bu yaptıklarını yapan herhangi bir parti yapmış olsaydı şimdiye kadar çoktan kapanmıştı.
Zaten bunlar demokratik bir partinin de aklına getireceği şeyler olamazdı.
AB üyesi ülkelerin “Ülkücülerin ve Türk Milliyetçilerinin ülkelerinde örgütlenmesine” neden yasak getirdiği şimdi daha anlaşılmıyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025