Mehmet TIRAŞ

“MASAL İSRAİL İŞGALİNE EVRİLİNCE…”
14.10.2024
236

1 Ekim 2024 Tarihinde partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni yasama yılının açılışında yaptığı konuşmasında:

”Vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer açık söylüyorum, bizim Anadolu vatan topraklarımız olacaktır.

 Bizim dış güçlere karşı iç huzurumuz çok önemlidir ve birlikteliğimizi güçlendirmeliyiz” dedi.

İktidarın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de Mecliste DEM partililerin sıralarına giderek onlarla tokalaştı .

Ayaküstü sohbet Etti ve ”çok önemli bir süreçten geçiyoruz” dedi…

Kısacası siyasal iktidarın seyir defteri birden değişti.

Ama ne değişme…

Bu söylem değişikliği siyasetin gündemine otururken toplumda da şaşkınlık yarattı.

Nasıl yaratmasın…

Daha düne kadar Bahçeli her grup toplantısında ve basın açıklamasında, meşru zeminlerde siyaset yapan,6 milyon seçmenin oyunu alan ve Meclisin üçüncü partisi HDP’yi mecliste PKK’nın uzantısı olarak hedef gösteriyordu.

Kürt sorunu var” diyen toplumun her kesimini de terörist ilan ediyordu.

Hatta HDP’yi kapatmayan AYM’ne isyan ediyor, AYM’nin de kapatılmasını istiyordu.

HDP’den sonra kurulan  DEM’in de kapatılmasını,DEM’li milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesini,DEM’e verilen hazine yardımının kesilmesini, vekillerin maaşları ile birlikte bu paraların şehit ailelerine verilmesini, her ortamda gündeme getiriyordu.

Tutuklu TİP Hatay milletvekili   Can Atalay’ın tahliyesine karar veren  AYM’nin  kararına karşı çıkan ve uygulatmayan; Yargıtay 3’cü dairesindeki 5 üyenin   yaptığı anayasal  darbeyi” sonuna kadar destekledi.

Bahçeli DEM’lilere “Türkiye partisi olun akıllı olun” demesini de anlamak mümkün değil.

DEM’in Meclisin üçüncü partisi olması Türkiye partisi olmasına yeterli değil mi?

Temennimiz Devlet Bahçeli Meclisteki DEM’lilerle başlattığı diyaloğunu  grup konuşmalarında ve basın açıklamalarında da sürdürür.

Bahçeli’nin DEM’lilere el uzatmasının nedenlerinden birisi de Sinan Ateş cinayetinin etkisi olmuştur.

Eğer Ülkede yargı bağımsız olsaydı,Yargıtay MHP’ye kapatma davası açardı.

MHP Sinan  Ateş cinayeti konusunda kamuoyunun vicdanında tecrit edilmiş bir partidir.

Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin bu yeni tavrı Medyada ve siyasette “yeni bir Kürt sorunu çözüm arayışı” kanısını güçlendirdi.

Ancak durumu gündemi saptırma olarak görenler de dahil  farklı okumalar ve yorumlar da oldu.

Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Özgür Özel Erdoğan’ın Lübnan’dan sonra İsrail’in gözü bizim topraklarda açıklamasından yola çıkarak; acilen meclisi “ kapalı toplantıya” çağırdı.

Meclis başkanı Numan Kurtuluş’ta 7 Ekim 2024 Tarihinde Mecliste  “kapalı toplantı yapılacağını açıkladı” ama Erdoğan  kapalı meclis toplantısına  katılmadı.

Kapalı toplantıda Meclisi Dış işleri ve Savunma bakanları bilgilendirdi.

Kapalı Toplantıdan sonra muhalefet partileri basına bilinmedik bir şey konuşulmadı diye açıklamalarda bulundular.

“Erdoğan’ın, kapalı meclis toplantısına katılmaması;

İsrail’in topraklarımıza saldıracak sözlerinin bir hamaset ve gündem belirleme olduğu gibi, demagoji yaptığı da ortaya çıkıyordu.

Bu süreçte ilginç bir gelişme oldu;

 Ankara’nın İsrail ile olan ihracatını üçüncü ülkeler üzerinden sürdürdüğünün belgelerini gazeteci Metin Cihan’ın yayınlaması, siyasal iktidarı suçüstü yakalattı…

Türkiye’nin 2024 yılında İsrail’e ihracatının toplam 460 milyon dolar olduğu ve İsrail’e ihracatın devam ettiğini iktidar ve aveneleri tekzip edemedi.

Bu haberler yalan olsaydı kıyameti koparırlardı.

Erdoğan’ın bugüne kadar İsrail’e ihracatımızı sonlandırdık sözlerinin doğru olmadığı belgelerle kanıtlanırken…

Asrın reisi ve Siyasal iktidarın ortakları ortaya çıkan ihracat belgeleri karşısında “suçüstü yakalanmış” oldular.

Burada bir parantez açarak dış basında sık tartışılan ama bizde nedense iktidar yanlısı ve  muhalif  medyada  gündeme gelmeyen bir  konuya dikkat çekelim:

İsrail’in Hamas ve Hizbullah örgütlerinin üst düzey komuta kadrosuna yönelik imha operasyonları konusunda Batı medyasında çarpıcı haberler çıkıyor, yorumlar yapılıyor.

İddia o ki;İsrail, Hamas ve Hizbullah’ın komuta kademesine yönelik başarılı operasyonlarına “İranlı bir İstihbarat elemanı olan ” bir kişi İsrail’e yardımcı olmuş.

 Hamas ve Hizbullah’ın üst düzey kadroların saklandıkları yerleri bildirmiş, bu sayede insansız araçlarla nokta operasyonları yapılmış.

İran,Hamas ve Hizbullah örgütleri bugüne kadar  Batı basının  bu  haberlerini ve yorumlarını tekzip etmemesi garip bir durum değil mi?

Hatırlanacağı gibi, İsrail 31 Temmuz 2024 Tarihinde İran istihbarat lojmanında kalan, HAMAS lideri Haniye’yi öldürdü.

Ayrıca..

İsrail 28 Ağustos 2024 Tarihinde de Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ı da Lübnan’da bir operasyonla  saklandığı yerde öldürdü.

Ardından  İsrail Savunma bakanı başka bir nokta operasyonla Nasrallah’ın yerine geçecek olan kişiyi de öldürdüklerini açıkladı.

Bu iddiaları da Hizbullah ve İran yalanlamadı.

Hatta  dış basında çıkan haberlerde;24 Mayıs 2024 Tarihinde helikopter kazasında öldükleri açıklanan,  İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dış işleri bakanı Hüseyin Emir Abdullahyen ve korumlarının öldürülmesinde, yine  bu İranlı istihbarat elmanın verdiği bilgiler rol oynadığı,iddia edilmekte…

İsrail, Filistin, İran ve Lübnan’da süren savaş tüm Orta Doğuyu sarmış kartlar yeniden dağılıyor, vahim olaylar ve gelişmeler yaşanırken…

Bizim siyasal iktidar “Hayali Düşman Yaratıp”, toplumun gerçek gündemi olan “Refah ve özgürlüklerden ” uzaklaştırmanın peşinde koşuyor.

Yalanı ne kadar büyük söylerseniz söyleyin…

“Gerçeğin bir gün ortaya çıkma gibi pis bir huyu var.”

İsrail’in Lübnan’dan sonra gözü bizim topraklarımızda yalanınız da sonunda elinizde patladı ya da az sonra patlayacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar