Mehmet TIRAŞ
İnsan iradesinin dışında dünya gelmiştir, gelirken de doğduğu yeri, annesini-babasını, rengini, cinsiyetini ve dilini kendi seçmemiştir. İnsanın doğuştan kazanmış olduğu temel hak ve özgürlükleri değişmez ve değiştirilemez haklarıdır.
Her insanın doğumu bir insanın ölümü demektir, ölüm korkusunu yenen de doğumdur.
İnsan akılbaliğ olana kadar da, insan başka bir insan tarafından sürekli kollanmış-korunmuş ve eğitilmiştir..Kendi etrafında başta yetiştiği aile eşrafından etkilenirken doğal olarak etrafında ki tüm canlılardan de esinlendikleri olur,tüm canlıların insan yaşamında çok büyük katkısı vardır,doğumdan ölüme kadar.
Her çocuk çocukluğunun nasıl bir süreçten geçtiğini çok merak eder ve çocukluğunu kendisine anlatılmasını ister ve sıkılmadan pür dikkatnefes almadan dinler..Can alıcı soruyu sorduğunda büyükler kıvırmaya başlar..
“Anne veya babaya ben nasıl dünyaya geldim?”
Bak çocuğum sen daha bunu öğrenmeye yaşın müsait değil,biraz daha büyümelisin,o zaman sana bunları bir gün anlatırız, haydi bunları unut başka şeyler düşün demeye başlarız.Sanki çocukta inandı ve unuttu kıyafet değiştiriyor ya, başka bir şey giyecek ve aklına takılan soruların peşine düşmeyecek.Çocuk ya,ayıp oluru bilir mi?.. hemen peşinden sorusunun cevabını vermeyen ebeveynlere ben nasıl dünyaya geldiğimi biliyorum,diye pattadan söyler.
Asıl kıvırma bundan sonra başlar aile büyüklerinde ve bunları nereden öğrendin, bunlar ayıp çocuğum gibi,geçiştirmeye başlanır ama soru soranın sorusunun kendinde bir cevabı olduğu için sorduğu kimsenin aklına gelmez,gelse de bu çocuktur aklı yetmiyor,diye ipe sapa gelmez sözlerle,konuyu değiştirmekle kalmayız biraz da tehdit ve korkuyla konuyu kapatırız.
Çocuklar yanımızdan uzaklaştırdıktan sonra da;aile büyükleri olarak yüzleşmeye başlar gerçeği konuşmaya başlarız ama bir taraftan da kapıyı,pencereyi kollarız bir yerden dinler korkusuyla aklımızdan bir türlü çıkmaz.Çocuğun nasıl dünyaya geldiğini söylemeyiz ama bir hayvanın nasıl dünyaya geldiğini çok rahat anlatırız,anlatırken de hayvanların dünyaya gelişiyle insanların dünyaya gelişinde benzerlikleri de gizlemeye çalışırız.
Her çocuk ilk önce kendi organlarını tanır ondan sonra da en yakını olan kendisini dünyaya getiren annesinin organlarını bilir;birde karşı cinsten ise annesinin organlarıyla kendi organlarını karşılaştırır ama biz büyükler bunun pek farkında olmayız,tabi ki işin uzmanı bilim adamlarını ayrı tutarak söylüyorum bunu..Fıkra gibi gerçek bir öykü:
Çocuk, “annesi yanında yıkanırken sormuş anne,”karnının altındaki ve bacaklarının arasındaki iki dudaklı, dili dışarıda olan ney” diye?
“Karnımın ağzı” oğlum, der annesi.
“Karnının ağzının niye dişleri yok” anne?
“Yavrum, baban vura vura ağzında diş mi bıraktı” der.
“Babamın karnıyın ağzına eliyle vurduğunu hiç görmedim” ama, çeneyin üstündeki ağzına vurduğunu çok gördüm,der çocuk.
Ne kadar bunu gizlesek de bir çocuk soru sormaya başladı mı mutlaka onun cevabını vermeliyiz,çocuk sorusunun aklına yatkın bir cevabını alana kadar aklından çıkartmaz sorduğu soruyu..Rüştüne ermiş bir insan, nasıl sorusunun cevabını alana kadar peşinde koşuyorsa, bu çocuklarda daha tutkulu bir taleptir.Çünkü çocuk sorarak öğrenir..
Aşkın psikolojisi ve cinselliğin fikir babası olarak bilinen Freud, bütün çocukların cinselliği ve seksi ailesinden öğrendiğini,bütün çocuklar anne ve babalarının yaşadığı seksi çok merak ederler ve yakalarlar,der..Doğru bir tezdir hepimiz yakalamış veya yakalanmışızdır cinsellik hayatımızda.Çocukların en çok merak ettiği evlerinin içindeki odalardan anne ve babalarının yatak odalarını çok merak ederlermiş ve o kapı her kapandığında bütün çocuklar o kapıdan gelen sese kulak verirlermiş.
İnsan, açıkta yapılmasının ayıp sayıldığı ve haz aldıkları iki karşı cinsin kontrol edilemez duygularının zirve yaptığı cinsel ilişkinin ürünüdür.Çetin Altan evin odaların duvarlarla bölünmesinin nedenini cinselliklerini rahat yaşamak için insanların duvarı icat ettiklerini söyler.İnsanlar ilk önce bu cinsel duygularını tatmin olmak için faaliyete geçmeleri çocuk yapmak için yapmazlar; ancak doyuma ulaştıktan sonra,bu eylemlerinin sonucunun bir insan neslinin dünyaya gelmesi için olduğu akıllarına gelir.
Bir filozof şehrin en işlek caddesinde sevgilisiyle ilk önce öpüşürler sonra da,kendilerini aşk duygularının seline bırakıp bu sevişme sekse dönüşür,etraflarını sarıp seyreden insanlara filozof bağırır ;ne tuhaf tuhaf bakıyorsunuz,”bir insan ekiyorum” anormal bir şey mi var,defolun,der.
Aşkın sinyalinin göz göze gelerek başlayıp işarete dönüşmesi ve tensel temasla elektriklendiği,öpüşmeyle devam ettiğini; öpüşmenin de alt katın sözleşmesinin imzalandığı iddia edilir..
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- KIRMIZI ALARM!
22.12.2025 - ABDULLAH ÖCALAN’ ın “REEL SOSYALİZMİ…”
15.12.2025 - AYM BAŞKANI AĞLIYORSA…
8.12.2025 - ZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ?
1.12.2025 - İBB İDDİANAMESİ…
24.11.2025 - HUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR?
17.11.2025 - İŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ…
11.11.2025 - EN BÜYÜK MAĞDUR “KHK” LILAR…
10.11.2025 - MUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”,
3.11.2025 - ALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ…
27.10.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Hrac Madooglu
Abdulhamit basta olsaydi ulkeyi Cihan Harbine sokmazdi diyorsun. 93 savasina neden soktu o zaman? "Biz Ruslarla savasacak durumda degiliz, felaket olur" diyen danismanlarina aldirmadan girdigi savasta hezimete ugramadi mi? "Otantik Sultan" diye tanimladigin Abdulhamid degil miydi Kurt Cetelerine devletin uniformasini giydirip Hamidiye Alaylarini kuran, 1894-96 yillarinda Dogu Anadoluda 300 bin Ermeni vatandasi kadin-cocuk demeden katleden? Abdulhamid taraftari olan Musluman halk degil miydi 1909da 20 bin Adana Ermenisini vahsice olduren? Otantik Sultan degildir Abdulhamidin lakabi, "Kanli Sultan"dir. Butun bunlar bir yana, senin iddia ettigin nedir Markar? Bati medeniyetine, modernlige neden dusmansin oglum sen? Seriat mi istiyorsun? Bu cagda din referansli bir devlet duzeni ile nereye varilir? Bir Bati ulkelerine bak, bir de Musluman ulkelere. Bir tarafta demokrasiye ve insan haklarina saygili devletler kurmus, bilim ve teknolojide, ozgur dusuncede fark atmis hergun yeni birseyler icad ederek hayatimizi kolaylastiran Batililar, ote yandan demokrasiyi ve insan haklarini, ozgur dusunceyi icsellestirememis, bilime ve medeniyete hicbir katkida bulunmayan, ortacag karanliginda debelenip duran Musluman ulkeler. Herkesin herseyi okuyabildigi bu iletisim caginda kac kisiyi kandirabilirsin ki?