Mehmet TIRAŞ
Ergenekon davasından çıkan kararlar üzerine toplumda çak farklı kesimler arasında ayrışmalardan çok bir kanaat oluşmuş gözüküyor, o da;ulusalcılarla yani Ergenekon taraftarlarıyla Başbakan Erdoğan’ın buluştuğu yer;hakkında müebbet cezası verilen eski genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ’un cezası…
Gerçi ulusalcılar ve Kemalistler bu davanın hiçbir ciddi gerekçesinin olmadığını söylüyorlar,İlker Başbuğ da öyle iddia ediyor ama Erdoğan Balyoz ve Ergenekon davası olmak üzere bu davaların sürmesini istiyor ama tutuksuz yargılanmalarından yana; hatta emekli ve muvazzaf subaylara yapılan operasyonlara karşı çıkmış,bu dalgalar ülkeyi boğuyor, demişti hatırlanırsa.
Başbakan, artık bu davaların hukuki bir usul bulunup kapanmasını savunuyor; çünkü artık askeri darbelerin olmayacağını ve askeri vesayetin siyasetten uzaklaştırıldığı kanısında.
Fakat burada çok ciddi bir çelişki ortaya çıkıyor o da;Başbakan ile siyasi baş danışmanı AKP’nin dalkavuk gazetelerinde yazı yazan bir gerçek ismiyle, birde mahlas isimle yazan Ankara milletvekili Yalçın Doğan’ın görüşleri.
Başbakanın akıl danecisi Yalçın Doğan Ergenekon davasından çıkan kararlar hakkında şöyle diyor:
“Tüm askeri darbeler Silivri kararıyla topyekun mahkum edilmiştir.Bu dava,sembolük açıdan 27 Mayıs’tan,12 Mart’tan ,12 Eylül’den,28 Şubat’tan,27 Nisan’dan süzülüp gelen bir ruhun yargılanmasıdır.Tüm cuntacılardan,darbecilerden,ihtilalcılardan bu davayla hesap sorulmuş;vesayetçilik,çetecilik,komitacılık tedavülden kaldırılmıştır.”
Erdoğan’ın akıl daneciyle farklı düşünmesi bize biraz kayıkçı kavgası gibi geliyor;çünkü adı üstünde Başbakanın siyasi baş danışmanıyla, bu kadar zıt fikri ayrılığında olmaları mümkün mü, buna kim inanır?..
İnanmak şöyle dursun insan biraz samimi olur,biraz tutarlı olur,biraz ilkeli olur Başbakanın söylediğine mi inanalım, siyasi baş danışmanının söylediğine mi?
Osmanlı da oyun bitmez derler ya, gerçekten bizim Başbakan’da Osmanlı hayranlığının bir tezahürünü görüyoruz ;iki kavga edene aracılık edenin dövmek istediği kişiyi, dövene daha fazla dövdürürmüş.. Bize de Erdoğan’ın siyasi baş danışmanıyla Ergenekon davasından çıkan kararlar üzerinden farklı görüş beyan etmeleri,aracının sevmediğini tutup,hasmını dövdürmesine benziyor gibi geliyor.
Gezi olaylarını, Başbakan ve onun dalkavuk medyasında yazan tetikçi yazarları şöyle yorumlarda bulunmuşlardı;gezi olayları bir darbe provası,Silivri’yi boşaltma taktikleri,faiz lobisi,Yahudi diasporası gibi, akıllarından ne geçiyorsa her türlü yaftalamayı yaptılar.Geziye destek veren ulusalcı denilen Kemalist kesimde; Silivri ye çekmeye çalıştılar gezinin ruhunu ama iki kesimin de dediği tutmadı ve perim perişan oldular.Ergenekon davasının kararlarıyla..
Ergenekon davasından çıkan cezalar üzerine gezi direnişinin içinde olanlardan kurumsal ve bireysel olarak demokrasi ve özgürlükten başka bir ses çıkmadı.Hatta Ulusalcıların ve darbecilerin Silivri de buluşalım çağrısı da karşılık görmedi geziciler de!..
Başbakan ve onun dalkavuk medyası, Gezicilerin bir darbeci olmadığını ve darbeden yargılananlara da, destek vermediğini herhalde görmüşlerdir..
Başbakan balyoz ve Ergenekon ve balyoz davasının nereye kadar giderse,oraya kadar gitmeli yargı diyordu;şimdi yargının verdiği karardan yakınıyor.Yargı kendisinden talimat beklemesin!.
Ergenekon davası askeri darbeler açısından çok önemli bir dava ama anlaşıldığı kadarıyla kamuoyuna yansımasından çıkarttığımız;İlker Başbuğ’un cezası Yargıtay dan bozulacak ve Başbuğ Yüce divanda yargılanmasına karar verilecek ve oradan da berat edecek gibi gözüküyor;aldığımız sinyaller bu işareti veriyor…
Diğer,tutuklulara yönelikte bir hukuki formül aranıyor görüntüsü var,kısacası Erdoğan’da bu davanın kısa yoldan,tutuklu kaldıkları süreyi karşılayan bir ceza ile geçiştirmek düşüncesinde…
Gezi olayları içte ve dış dünyadaki demokratik kamuoyunun Erdoğan’ın iktidarı hakkında vardığı karar;dini otoriterleşmesi artık açık bir şekilde görülüyor,Mısır da ki askeri darbeyle de bu çok yönlü tartışılırken;ABD ve AB’liğinin Ergenekon davasından çıkan kararları, demokratik görmemelerinin bunda çok büyük payı var..
En önemlisi de Erdoğan’ın siyaseti, laik düzeni ve seküler kesimi korkuttuğu,özel hayata müdahale etmesi,özgürlükleri din ve mezhep üzerinden yorumlaması bunun somut göstergeleridir.
Şunu açıkça belirlerlim;Ergenekon davasından çıkan kararlar ülkenin yaşadığı olağanüstü yıllardaki,yaşanan olayları ve hala ortada olan sorunlara ışık tutmamıştır..
Bunların başında Ergenekonun Kürt ayağı ortaya çıkartılmamış, Mezopotamya coğrafyasında tam 17 bin 500 faili(belli de) meçhul cinayetler işlenmiş,Jitem, diye bir örgütten hiç bahsedilmemesi,Güney Doğu ve Doğu Anadolulunun bazı il,ilçe,beldesinden hatta mezralarında toplu bulunan mezarlar, kör kuyudan çıkartılan insan kemikleri,boşaltılan ve yakılan köyler, on binlerce insanın başka bölgelere göçe zorlanması,nasıl ortay çıkartılacak?..
Bu siyasi iktidarın ve yargının sorunu değil mi?
Başbakan faili meçhullerin üzerine gideceği yerde,Roboski katliamının d a üstünü örtmeye çalışıyor.
Ya birde hiç üzerinde durulmayan veya üzerine gidilmeyen iki sorun var; bunlar darbelerin belirleyici gücü değil mi?
Ne onlar?
Medya ve Ekonomi!.
Darbelerin medya ayağıyla, ekonomik gücünün çıkartılmaması, demokratik bir Türkiye hayal edilir mi?
28 Şubat sürecinde 50 milyar dolar götürüldü,o günlerde batan bankaların yönetim kurullarında bulunan generaller yargılanmayacak mı?..
Darbe ortamını hazırlamak için Genelkurmaya sorarak manşet atanlar, kışlaların müdavimi olan gazeteler ve gazeteciler kimler?
28 Şubattan rövanş almaya çalışıp askeri darbelerin büyük babası olan 12 Eylülün hukukuyla ve kurumlarıyla MGK,YÖK’le ülkeyi yöneten bir iktidardan, darbecilerden hesap sorulmasını beklemekte saflık oluyor ama çözüm adresi de onlar!.
Milli görüş gömleğini çıkartım deyip,Erbakan’ın fabrika ayarlarına dönen,tek din diyen,dindar nesil yetiştireceğim,Reyhanlı da benim 53 Sünni vatandaşım şehit oldu ,Ortadoğu da insan değil Müslüman kanı akıyor,diye beyan veren bir zihniyetin ölçüsü sorunları çözebilir mi?
28 şubatın rövanşını almaya kalkıp laik iş adamlarının işyerlerine polis gözetiminde vergi operasyonu yapanın ,ileri demokrasisi de,darbeye karşı duruşu da bu kadar olur!.
Açıkça söyleyelim Başbakanın siyasi duruşunu artık ABD’nin bakışı belirliyor;Gezi olayları üzerine ABD tam 19 açıklama yaptı bu gösteriler demokratik bir hak anlamında,polis şiddetini kınadı..
Avrupa Parlamentosunun (AP) gezi olaylarında polisin şiddeti ve Erdoğan’ın dini otoriterleşmesi üzerine aldığı kararını reddeden Başbakan, ABD’nin açıklamalarına hiç karşılık vermedi negatif ve pozitif anlamında..Dut yemiş bülbüle döndü.
Ergenekon davasından çıkan karardan ABD çok rahatsız oldu.. Dikkat ederseniz Erdoğan’da ABD’nin görüşünden sonra konuştu ve ABD’nin tutumuna yakın görüş beyan etti.
Suriye deki iç savaş sınırımıza dayanınca ve bu bölgeyi artık Kürtler yönetiyor görüntüsü ortaya çıktıkça ..
Bizim Başbakanın kulağına kar suyu kaçmış bir hali oldu.
Kulağına kar suyu kaçmış balık karaya vururmuş.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025