Mehmet TIRAŞ

Suriye ile savaşın eşiğindeyiz ama medyanın gündemi bambaşka
9.09.2013
2266

Gazeteleri tarıyor haber kanallarını izliyorum bu kadar acil olandan kopmuş bir gündem başka ülkede var mıdır bilemiyorum ama  gülüyoruz ağlanacak halimize..

Haberlerden öne çıkan birinci gündem yandaş medyanın eşliğinde ODTÜ üniversitesinde türbanlı bir kıza tasvip edilmeyecek yapılan ilkel hareket; ODTÜ’lü öğrencilerin çevre hareketini gölgede bırakırken;mal bulmuş mağrip misali yandaş dalkavuk AKP medyası bir bardak suda kıyamet koparıyor bütün besleme- tetikçi köşe yazarı geçinen esnaf takımı köşelerinde görevlerini yerine getiriyorlar..Haklarını teslim etmek lazım El Kaide mensubu olan biri yazsa bu kadar yazamaz;İslam insanlığın sığındı tek liman,dini anlamayan dine saldıran yobazlar,diye Başbakanın ve iktidarına toz kondurmayan, Erdoğan’ın hoşuna gidecek ne kadar övgüye değer söz varsa hepsini köşelerine mani gibi diziyorlar.

Ama Başbakanın “ben dolma bahçe ofisimden bakıyorum, Kadıköy vapurundan  inen kadınların kıyafetlerinden rahatsız oluyorum” sözü hiç akıllarına gelmiyor bu esnaf takımının.

 Erdoğan’ın bu sözü ODTÜ ‘de türbanlı öğrenciye yapılanın zekatı bile değil ama kimse bunu konuşmuyor. Başbakanın  bu sözü özel hayata müdahale değil mi,beslemeciler?

Hangi anne-baba  kızını bir erkeğin kucağında görmek ister” sözü kime ait olduğunu bilmiyor musunuz, ey tetikçiler?

Bir başka gündemde olan ise medyada  7 Eylül de Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yapılan olimpiyat adaylığının yarışında Türkiye ‘in Madrid’i geri de bırakarak Tokyo ile finale kalması ve olimpiyat komitesinin olimpiyat oyunlarını Tokyo’ya vermesi başka bir tartışmanın fitilini ateşledi bizde.

Bir kısım kendini bilmez ulusalcı-darbeci yazarlar olimpiyat komitesinin olimpiyat oyunlarını Tokyo ya vermesinden memnun kaldıklarını yazarken; bu darbeci yazarların olumsuz çıkışını sevdirecek kadar hiç hoş olmayan açıklama geldi spor bakanı Suat Kılıç’tan.Kılıç:”Kına yaksınlar” diye açıklama yapmaz mı;böyle bir devlet adamı olur mu Allah aşkına bu ne,tek söylenecek söz “edep yahu”,demekten başka bir şey insanın aklına gelmiyor.

Birde Olimpiyat komitesinin neden Tokyo’ya verildiğini ve İstanbul’a verilmediği üzerine dış basında yorumlar yapılıyordu işte bunlardan biri;New York Times :”Tokyo güvenilir bir liman deyip,İspanyanın ise işsizlik sorunu öne çıkartırken en çarpıcı yorumu ise Türkiye için yapıyordu;Türkiye’nin bölgesinde süren savaş istikrarsızlık verirken;Başbakan Erdoğan’ın otokratik yönetim anlayışı, laikler ile İslamcılar arasındaki bölünmeler yedi yıl sonra yapılacak olimpiyat oyunlarını tehlikeye sokabilir” diye analiz ediyordu.Ama biz ise başka telden çalmaya devam ediyoruz.

Gezi olayları üzerine Başbakanın dalaşmadığı bir ülke var mı,bir hatırlayın nobran çıkışlarının bedelini ülke olarak, olimpiyat oyunlarının yerini belirlenmesinde karşılığının çıkmadığını mı, sanıyorsunuz.

Suriye ile bir an önce savaşa girmeye hevesli Erdoğan’ın Esed rejiminin yerine demokratik bir rejimi mi talep ediyor;Esed’e karşı savaşan EL Kaide güçlerini kim destekliyor ve besliyor bunu dünya kamuoyu bilmiyor mu?Türkiye’nin Suriye konusunda değerli yalnızlığı nereden geliyor sanıyorsunuz!.

Nedense biz uluslararası ilişkilerde hangi işe el atsak  elimizde kalan bir politikamız var ama kimse bunla yüzleşmiyor.. Doping olayları ile hiç yüzleşmiyoruz madalya kazanmış sporcularımızın madalyaları doping nedeniyle tet tek  ellerin den alınıyor,UEFA tarafından futbol kulüplerimiz uluslararası yarışmalardan men ediliyor şike yüzünden ama  biz hamaset yapıyoruz,kimsenin bize inanmayacağı komplo teorileri üretip,gerçeği söyleyeceğimiz yerde kendimizi haklı çıkartmaya çalışırken..Japonya Başbakanı olimpiyat oyunlarının yeri daha belli olmadan bizde ne şike olur ne de sporcularımız doping kullanır, diye açıklamalar yapıyor; fakat biz ise birbirimize kınalar yakıyoruz dünya ile farkımızda bu olsa gerek..

ODTÜ de türbanlı öğrenciye yapılan hareket devlet erkanını ayağa kaldırdı ve konuşmayan kimse kalmadı dalkavuk medyayı ve Başbakanı bir tarafa bırakın..Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,ODTÜ’ de ki hareketi kınıyordu ama ülke Suriye ile her an savaşa girmeye bir adım kalmış ordu teyakkuzda ,Gül’ün bu konuda bir açıklaması var mı?Kimse Cumhurbaşkanının bu konuda görüşünün bilmiyor sağ olsun kendisine de bu konuda soru soran gazeteci de yok, etrafına da dalkavuk medyadan başka kimseyi  yaklaştırmıyorlar.Ne kadar komik bir durumdayız insan söz bulamıyor bu konularda yazmak ve konuşmak için.

Suriye de ölen insanlara o kadar üzülüyor ki bizim savaş tamtamcıları ama kendi ülkelerinde askeri savaş uçaklarıyla öldürülen Roboski de 34 Kürt vatandaşın katledenleri hiç yazıp çizmiyorlar,Gezi de ölenleri ise insan yerine bile koymuyorlar;çünkü başbakan bu ölenlerin ailelerine bir baş sağlığı bile dilemedi, neredeyse onlar hak etmişti demediği kaldı.Başbakan kime üzülüyor kime ağlıyorsa dalkavuk medya ve yazar esnafı da onu gündeme getiriyor ve gündemde tutuyor.

Sizde hiç vicdan merhamet yok mu dinsiz imansızlar;Roboski de katledilen 34 insanların nasıl öldürüldüklerini bir gözünüzün önüne getirin bu ölenler sizin yakınınız olsaydı ne yapardınız?Gezi olaylarında hayatının baharında yaşamları ellerinden alınan fidan gibi 5 gencin toprağa düşmesi, sizleri rahatsız etmiyor mu,Gezi olaylarında 12 insanın bir gözünü kaybederek engelli olmasından rahatsızlık duymuyor musunuz,bir an bir gözünüzü kapatın da bir kendinize gelin vicdansız tetikçiler?

Basın özgürlüğünün ne kadar önemli olduğu Gezi olaylarıyla Erdoğan’ın seçilmiş diktatörlüğü hedeflediğini ve dini otoriter bir rejime yöneldiğini ve mezhepçi olduğu tartışılmaz bir vakadır.

“Reyhanlı  da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu” sözü mezhepçiliğin itirafı değil mi?

Başbakanın Suriye politikası da Şii-Sünni üzerine ittifakından doğmadı mı?

Suriye olayı, dalkavuk merkez medyanın gündemine geldiği gün kıyametinde  koptuğu gün olacak!.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar