Mehmet Y. Yılmaz
Elinizde kamera görüntüleri olduğunu söylüyorsunuz; sakın adamlarınız sizi bir kez daha “Kabataş tuzağına” düşürmüş olmasınlar?
Öyle görünüyor ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Siyasal İslam ile demokrasi bir arada yaşayabilir mi” tartışmasını sonlandırmaya karar verdi.
Eğer yandaş köşe yazılarından taşan bilgiler üfürme değilse, İstanbul’daki seçimi iptal ettirmek istiyor.
Böylece siyasal İslam ile demokrasinin bir arada yaşayamayacağına ilişkin tartışmayı sonlandıracak.
Biz de öğreneceğiz ki demokrasi, siyasal İslam için amaca ulaşma yolunda binilecek bir tramvaydır, amaca ulaştıklarını düşündükleri gün o tramvaydan inerler.
Bunun işaretleri bir kaç gündür köşe yazılarında vardı ama ilk kez kendisi de açık seçik söyledi:
“İstanbul'da kalkıp da herhalde şöyle 13-14 bin oy farkla seçimi kazandım havasına girmeye kimsenin hakkı yoktur.”
İstanbul’da seçim kazanmak için ne kadar fark gerekiyor, bununla ilgili bir şey söylemedi.
Ama seçimin iptali ile ilgili ilk işaret fişeğini yakmakta da sakınca görmedi:
“Neredeyse bütünü usulsüz. Vatandaşlar ‘Biz burada organize bazı suçların işlendiğini gördük, görüyoruz’ diyorlar. Şimdi bizler de siyasi parti olarak bu organize suçun, örgütlü bazı eylemlerin yapıldığını tespit etmiş durumdayız, dolayısıyla YSK’ya da giderken bu belge, bilgi ve hatta ve hatta televizyon tespitleri var, kamera tespitleri var. Bütün bu tespitlerle beraber nerede nasıl ne gibi yolsuzluklar yapılmış; veyahut da boş arazilerde, tarlalarda, apartmanlar adres olarak gösterilmek suretiyle nasıl oylar kullanılmış; bunları göstermek suretiyle bundan daha dillendirilmiş bir şey olabilir mi. Bütün bunlarla beraber bu adımı atacağız.”
Cumhurbaşkanı farkında değil galiba, ben hatırlatayım:
Seçmen kütüklerine esas olan bilgilerin alındığı yer, bizzat sizin İçişleri Bakanlığı’nızın yönettiği nüfus idaresi.
Seçimden önce, gerçekte olmayan bazı adreslerde seçmenlerin yazıldığını ilk tespit edip uyaran da muhalefet partileri.
Nüfus idaresinin çalışmalarından memnun olan İçişleri Bakanı’nız.
Bunun üzerine kameraların karşısına çıkıp “Listelerde sorun yok, hataları düzelttik” diyen de bizzat YSK Başkanı.
Siz şimdi hangi araziden, tarladan söz ediyorsunuz? Aklınız yine “kupon arsalara” mı gitti yoksa?
Elinizde kamera görüntüleri olduğunu söylüyorsunuz.
Pek inandırıcı değil. Öyle görüntüler olsaydı, savcılık ve polis çoktan harekete geçmiş, suçluları teşhir etmişti bile.
Sakın adamlarınız sizi bir kez daha “Kabataş tuzağına” düşürmüş olmasınlar?
Hatırlayın, Kabataş’taki türbanlı kadının anlattığı cinsel halüsinasyonlar ile ilgili olarak kamera kayıtlarının olduğunu size fısıldamışlar, siz de bir yalanı tekrarlayıp durmak zorunda kalmıştınız.
Ama ne kamera kaydı vardı, ne telefonla çekilmiş bir kare fotoğraf. Çünkü böyle bir olay hiç olmamıştı.
“30 bin civarında geçersiz oy var. E bunun sayımını yapamayız diyorsanız o zaman bunun ötesinde bir şey var. Bunları bizim YSK'dan beklememiz en doğal hakkımızdır” dediniz.
Bence yakın çevrenizi değiştirin, geçersiz oyların sayıldığını ve sonucun değişme ihtimalinin hiç olmadığını size söylemediler mi?
Yoksa “dayak yeriz” diye çekinip, size sadece iyi haberleri mi veriyorlar?
Siz de dahil hepimiz biliyoruz ki böyle bir organize işlem saptayabilmiş olsaydınız, bugün yeri göğü yıkıyordunuz.
Ama yok!
Ayrıca şunu da bir kendinize sorun bakalım, ne yanıt vereceksiniz:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni almak için organize işler yapan tipler, neden bu işi ilçelerde de yapmadılar? Niye az farkla kaybettikleri ilçeleri, başka büyük şehirleri, mesela Bursa’yı ihmal ettiler?
Size mantıklı geliyor mu, böyle bir işi organize edebilecek kadar örgütlü olacaksınız ama o kadar gözü tok olacaksınız ki ilçe belediyelerini boş vereceksiniz?
Peki MHP ile kurduğunuz ittifakın aldığı yüzde 52 oyu neyle açıklıyorsunuz?
Amaç “sandıkla darbe yapmak” ise, bu yüzde 52 oyu yüzde 49’a çekmek daha çok işe yaramaz mıydı?
Şimdi yazının başındaki sorunun yanıtını bekliyoruz: Siyasal İslam ile demokrasi bir arada yaşayabiliyor mu?
***
Seçim sonuçlarına bağlı hafıza kaybı
22 Ocak 2019 tarihinde, yani Sandık Seçmen Listeleri’nin askıdan indirilmesinin üzerinden iki gün geçtikten sonra, YSK Başkanı, Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtladı.
YSK Başkanı bu söyleşisinde, seçmen listelerindeki bütün hataların giderildiğini, son derece titiz çalışıldığını, mükerrer seçmen yazımı olmadığını vs. açıkladı.
Bu haber besleme havuz medyasında geniş olarak yayınlandı.
YSK Başkanı şöyle konuşmuştu:
“Türkiye'de vatandaşımız doğduğunda Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bir kimlik numarası veriyor ve herkese tek bir numara veriliyor. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, sisteme iki kere kayıt olması söz konusu değil. Mükerrer seçmen olmadığı gibi sahte seçmen de yok, hayali seçmen de yok. Seçmen nerede kayıtlı olursa olsun ancak bir kez kayıt olabiliyor.”
Şimdi seçimlerde sahte seçmenlerle hile yapıldığını iddia eden yandaş medyanın tümü o tarihte bu sözleri manşetine taşımıştı.
Bugün “seçimde hile” diye yeri göğü yıkanlardan havuz gazetelerinden küçük olanı o gün şunu yazıyordu:
“CHP, yerel seçimlere ilişkin algı operasyonu yapmaya devam ediyor. Sürekli gündeme getirdikleri sahte seçmen yalanına ise son noktayı YSK koydu.”
Belli ki seçim sonuçları, bunlarda hafıza kaybına da neden olmuş.
Dün “ak” dediklerine, bugün “kara” demek için birbirleriyle yarışıyorlar.
Ondan sonra da bu gazeteleri ve televizyonları satın almaya mecbur edilen müteahhitler, tüpçüler, gazetelerinin neden satmadığını, televizyonlarının neden izlenmediğini merak ediyorlar.
Ben uyarmış olayım: Bu kadrolar ile işiniz zor, yakında ballı ihaleler de kesilmeye başlayınca bu gazete ve televizyonların zararlarını karşılayamaz hale geleceksiniz, haberiniz olsun.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025