Merve Şebnem Oruç
Bir yanda Norveç’teki NATO skandalı, bir yanda New York’ta yaklaşan Zarrab davası, öte yanda Soçi’deki üçlü zirve, diğer yanda Suudi Arabistan ve İsrail merkezli endişe verici bölgesel hareketlilik.
Bu hareketliliğin son halkası olarak Batılı ülkeler tarafından desteklenen Suriye Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) Genel Koordinatörü Riyad Hijab ve beraberinde birkaç isim daha, iddialara göre Suudi Arabistan’ın baskısıyla istifa etti; üstelik Soçi’deki üçlü zirveyle aynı güne denk getirilerek dün Riyad’da gerçekleştirilen Suriye muhalefeti toplantısının hemen öncesinde..
Tabirimi mazur görün, ama bugünlerde aşırı heyecanlı bir filmin sonu yaklaşırken düğümün iyice belirginleştiği, gerilimin zirve yaptığı anlarına şahit oluyor gibiyiz. O zaman filmin başına giderek bugünlere nasıl geldiğimizi bir köşe yazısına sığacak kadarıyla özetleyelim.
Suudi Arabistan’ın Suriye muhalefetinin siyasi kanadını saçtığı paralarla dizayn ettiği günler 2013’ün bahar aylarıydı. Reyhanlı saldırısının ardından meşhur Obama-Erdoğan görüşmesi Beyaz Saray’da gerçekleşmiş, Obama’nın “Suriye’de ne yaptığınızı biliyoruz”tehditlerini savurduğu iddia edilen Kırmızı Oda toplantısı sonrası Türkiye-ABD ilişkileri gerilemeye başlamıştı. Gül Bahçesi’ndeki basın toplantısında, başında NSA skandalı olan Obama’yı köşeye sıkıştıran basın mensuplarınca sorulan sorulardan anlamıştık ki, ABD’nin Suriye politikası değişmek üzereydi.
Zaten o günden sonra Türkiye Batılı müttefiklerince Suriye’de yalnız bırakıldı. Sadece ABD liderliğindeki Batı değil, Suudi Arabistan ve BAE de her ne kadar Suriye konusunda Türkiye ile aynı çizgide duruyor gibi görünse de, yıllar süren savaşı sona erdirebilecek çeşitli hamlelerde, Suriyeli muhaliflerin ifadelerine göre “Bu Türkiye’nin işine yarar; şu Erdoğan’ı güçlendirir,” demek suretiyle kendilerini para ve silah göndermemekle tehdit ederek çeşitli engeller çıkarmış; böylece savaşın korkunç boyutlara ulaşmasında en az rejimi destekleyen İran ve Rusya ile muhalifleri destekliyormuş gibi yapıp açıkta bırakan ABD kadar pay sahibi olmuştu. Aynı dönemde DAEŞ ortaya çıkmış Suriye’de ‘devlet’ kurduğunu ilan etmişti. Böylece Suriye iç savaşının ve bölgedeki gelişmelerin yönü tamamen değişecek, bir süre sonra “DAEŞ’le mücadele” adı altında yepyeni bir dönem başlayacak; ABD, anlaşmayla Esad rejiminden Suriye’nin kuzeyinin kontrolünü alan PKK/PYD’yi desteklemeye başlayacaktı.
Paralel Devlet Yapılanması FETÖ, saklandığı deliklerden başını çıkarıp kripto özelliğinin ötesine geçecek hamleler yapmaya ve saklı tuttuğu hükümete muhalif yüzünü ilk kez açıktan göstermeye, Suriye’deki gelişmelerle paralel olarak başladı. 7 Şubat 2012 MİT krizi dahi, Türkiye’nin Suriye’deki tavrıyla bağlantılıydı; Başbakan Erdoğan ameliyattayken yapılan kalkışma eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “büyük resim” tabiriyle daha o günlerde Suriye’den ayrı okunmadı. 2013’te Gezi provokasyonları ve 17-25 Aralık kumpasıyla başlayan FETÖ saldırıları, 15 Temmuz 2016’da darbe girişimine kadar uzanacaktı. 17-25 Aralık yargı kumpası başarısız olunca, aynı dosya birebir İngilizceye çevrilerek ABD’ye taşınmış meğer. Rıza Zarrab’ın Mart 2016’da Miami’detutuklanması FETÖ-ABD bağlantılarını açıkça ortaya koydu. Zarrab, ABD Senatosu’nun İran’a ambargosunu delmekle suçlanıyordu, ancak savcıların hedef tahtasına koyduğu sıradaki isimler Halk Bank’ın eski yöneticileri ile eski Bakan Zafer Çağlayan olunca, Türkiye’ye yönelik FETÖ kumpasının ABD’de devam edeceği anlaşıldı.
Türkiye’nin NATO üyeliğinin önce Batılı gazete sayfalarında, think-tank forumlarında sorgulanmaya başlaması da bu sürece denk geldi. Erdoğan’ın “aniden otoriterleştiğini” söyleyen ‘Batılı Türkiye uzmanları’, Türkiye’nin Batı’nın yolundan çıktığını iddia ediyordu. 15 Temmuz darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca tutuklanan FETÖ mensupları için “Dostlarımız içeride” ifadesini kullanan ABD komutanları mı istersiniz, “Türk ordusunun NATO içerisinde bir Truva atına dönüştüğünü” iddia eden gazeteciler mi... Fetullah Gülen bile Washington Post’a yazı yazarak “NATO’yu Türkiye’ye baskı yapmaya” çağırdı.
Suriye Batılı müttefikleri tarafından Türkiye’yi istikrarsızlaştırarak içine alacak, yeni haritaların çizilmesine olanak sağlayacak kullanışlı bir aparat haline getirilmişti. Ankara kendi göbeğini kendisi kesme kararıyla Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattı; sınırındaki DAEŞ unsurlarını temizlerken Rusya ve İran’la Astana sürecini başlatarak Suriye’de ateşkes ve çatışmasızlık sürecinin başlaması için düğmeye bastı.
Bu yazının yazıldığı saatlerde Soçi’de Rusya, İran ve Türkiye liderleri arasında başlayan üçlü zirve Suriye’deki trajedinin durdurulması için kritik önemde. Ancak Türkiye’nin Rusya ve İran’la bu kadar yakınlaşmasını tehdit olarak gören, bölgedeki dizayn süreci yarım kalacağı için bu savaşın bitmesini istemeyenlerin Soçi’de alınacak kararları sabote etme ihtimali yüksek. Her ne kadar savaşın ABD dahil tüm aktörleri savaşın bitmesini istiyor gibi gözükse de, Suudilerin Riyad’daki toplantıda desteklediği Suriyeli muhalif grupları ABD politikaları çerçevesinde hareket etmeye ve “DAEŞ sonrası” saha operasyonlarında yer almaya zorlama ihtimali olduğu söyleniyor. Savaşı bitirecek yerde uzatmayı, yeni çatışma alanlarına yaymayı isteyenlere rağmen Soçi hedefine ulaşabilecek mi, göreceğiz.
Norveç’teki NATO skandalı da 4 Aralık’a ertelenen Zarrab davası da ‘müstemleke gibi davranması beklenen’ ama bunu yapmayan Türkiye’nin, Rusya ve İran ile ilişkileri üzerinden ‘düşman’ saflarına geçmekle itham edildiği, ekonomik yaptırımlarla tehdit edildiği, daha fazla ileri gitmeden “dur” diye uyarıldığı son gelişmeler. Türkiye, Rusya ve İran’la beraber Suriye’deki savaşı sonlandırsa da, ABD önüne taş koymayı sürdürdüğü için Türkiye’ye bedel ödetmeye kararlı gibi. Ancak Türkiye’de boyun eğmemeye bir o kadar kararlı görünüyor. Öyle anlaşılıyor ki, günden güne ciddileşen bu bilek güreşinin ne noktaya evrileceğini yakında göreceğiz.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018