Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Kaç Türkiye var?
23.10.2015
1409

 "Başka Türkiye yok!" kampanyası, önümüzde seçim olmasa ve içinde parti ve oy hesabı bulunmasa aklı başında bir tartışmanın konusu olabilirdi.

Ameller niyetlere göredir; amel iyi ama niyet bozuk. Farklı birçok Türkiye var; AK Parti ile özdeş tutup ülkeyi tek çeşit bir iktidara mecbur bırakmak fazlasıyla ben merkezci ve kibirli bir tutum.

1960'larda "Başka İstanbul yok!" diyenlerin Anadolu'dan gelen göçü hayat biçimlerine ve üstünlüklerine bir meydan okuma olarak görmeleri gibi İbrahim Karagül de aynı sloganı Türkiye için tekrarlayarak sandıktan çıkacak yeni iktidar mimarisini "kuşatma altındaki Türkiye'nin içerden işgal teşebbüsü" olarak mahkûm edebilir. İstanbul'u gökdelenlerle tanınmaz hale getirenler, tıpkısıyla eski sahiplerin dilini kullanıyor. "Son on yıllık yükseliş yeni düşmanlar oluşturdu" lafını, "Hükümet'in eli armut mu topluyordu?" diye karşılayıp ve gülüp geçmek de mümkün; düşmanlarla baş etmekte yetersiz iktidara yönelik bir eleştiri olarak yorumlamak da. İktidara tutunanların güç ellerinden kayıp giderken hep "üç yanımız deniz, dört yanımız düşman" edebiyatına neden bu kadar kuvvetle sarılmalarını ve çaresizliklerini bu klişelerden çıkartabilirsiniz.

 Alt tarafı her zaman beklendiği üzere iktidar partisi değişecek; ne Türkiye iktidarsız kalacak ne de iktidar olanlar ülkeyi satılığa çıkartacak. "Başka iktidar yok!" anlamına gelen "başka Türkiye yok!" sloganının tehditlerle, düşmanlarla değil sadece demokrasiyle sorunu vardır. Bunlar beceremedi demek ki, bırakın yeni bir iktidar baş etsin o zaman düşmanlarla, işgal lobileriyle. Muhalefeti düşman ilan ediyorsanız o zaman size dikta heveslisi demekten başka çaremiz kalmaz; çünkü muhalefet ancak dikta rejimlerinde düşman ilan edilir.

Birçok Türkiye var. Mesele zaten teke indirgemek yerine çoğulculuğa ve farklılığa saygı göstermekti. Marifet hepsini bir arada tutmak ve adaleti tesis etmekti, uçurumdan aşağıya yuvarlanırken vura vura kırdığınız ellerin sizi tutmasını nasıl beklersiniz? Hem neden tutsunlar? Kafalarını da kırmanız için mi?

Yeni Şafak'ın ilk mektep müsamerelerini andıran "Başka Türkiye yok!" kampanyası, üstü kapatılamayan, gizlenemeyen başka türden bir aykırılığı ele veriyor: İktidar cephesindeki farklılıkları. Anlaşılan bu mevzilerde "uzlaşma" ve "kutuplaşma" yanlıları savaş içinde aynı cephenin gerisinde başka bir savaş yürütüyor. Çok gecikmiş bir uzlaşma çağrısı bile kavgadan yana olanları çileden çıkartıyor. Karagül'ün çağrısına hışımla saldıran AK Partili troller, gariptir iktidarın ana çekirdeğini yani Saray çevresini temsil ediyor.

Faruk Çelik'in eseri olan "Oyuna gelme kardeşim" reklam filminin bir başka Çelik tarafından yasaklanması, basit ve sıradan bir parti içi kişisel çekişmeyi değil, hiyerarşinin ve disiplinin artık işlemediğini gösteriyor. Bülent Arınç'ın "400 vekil isteyen kişi"yi "dilenci" ilan etmesi, iktidar blokunu hücrelerine kadar sarsması gereken bir aşağılama değil mi? Abdullah Gül'e yönelik eleştirilerin patlama yapması da hayra alamet değil. Bu hengamede şahinler ve güvercinler arasındaki itişmenin daha esaslı bir ayrışmaya yol açması doğal. Uzlaşma arayışı legal parti düzeni ile kavga ve kutuplaşma ise Saray çevresi ile özdeşlik kazanıyor. İktidar savaşı AK Parti ile diğer partiler arasında değil, öncelikle iktidar partisinin kendi içinde tırmanıyor. Ayrışmadan rahatsız olanlar da muhtemelen birbirlerine "Başka AK Parti yok!" diye sesleniyorlar. Kavga, gürültü, kutuplaşma, ötekileştirme, gerilim siyaseti şayet çoğunluk desteği sağlıyorsa sürdürülebilir. Yoksa, iktidara tutunmaktan başka çaresi olmayan, her şeyini kaybetme korkusu yaşayanların kendine çekidüzen vermesi gerekir. "Başka Türkiye yok!" sloganı, işte bu çekidüzen ihtiyacını dile getiren naif bir barış çağrısı olarak okunabilir. Bugünde değil ama seçim sonrasında iktidar bloku içinde bir karşılığı var. Şahinlerin işsiz kalması ve yerini güvercinlerin alması için bir seçim hezimetine ihtiyacı var. Başka Türkiye var mı? AK Parti'siz bir Türkiye için erken, ama içinde hukukun geri döndüğü, mafya teknikleriyle iş görenlerin barınamadığı bir Türkiye inşa etmek pekâlâ mümkün.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar