Mümtazer TÜRKÖNE
Bir savaş ihtimali mevcut olduğuna göre, elimizdeki her imkânı ve gücü geri adım atmadan bu belayı defetmek, mecbur kalıp bu savaşa girersek bir felâket ile karşılaşmamak için her şeyimizi tepeden tırnağa gözden geçirmeliyiz.
Çözüm Süreci doğru yönetilseydi, en basit ve yalın haliyle 7 Haziran'a yönelik seçim yatırımı olarak harcanmasaydı, bugün Türkiye, her türden tehlikeye karşı daha mukavim ve önalıcı bir konumda olabilirdi. “Olan oldu, biten bitti” diyemeyiz. Hasımlarımız güçlü, bizim zaaflarımız ortada. Tarih, kaldığı yerden yeniden başlıyor. Berbat bir dönemin içinden geçiyoruz. Yaşadığımız günleri 93 Harbi, Balkan Savaşı veya Sevres öncesi ile mukayese edip, sonunun benzer felaketlere dayanmaması için önce aklımızı başımıza yerleştirmeli, sonra selim aklın emrettiği bütün tedbirleri almalı, hazırlıkları yapmalıyız.
Tehlike çok büyük, Türkiye her an sonu belirsiz bir maceraya sürüklenebilir. Savaş çığırtkanlığı yapanlar, bu işin uzmanı olan askerlerin sesine kulak vermeli. Savaşlar hamasetle, dolduruşa gelmekle kazanılmıyor; başından sonuna imkanların, şartların, ihtimallerin hesabına dayanıyor ve evdeki hesap çarşıya uymuyor.
İç iktidar rekabeti, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu güvenlik tehditlerini büyütüyor. Bu rekabete bir son vermek, millî bünyeyi kuvvetlendirmek adına bir ön şarta dönüşüyor. Çoğu iç iktidar rekabetinden çıkan karşılaştığımız sorunların, tartıştığımız gündemlerin tamamını Türkiye'nin güvenlik önceliklerine göre yeniden gözden geçirmek ve yeni bakış açıları ve tavırlar geliştirmek zorundayız. Her alana, her olaya bu gözle bakmayı deneyin.
Başbakan'ın tek başına, Cumhurbaşkanı'nın iki bakanla birlikte Genelkurmay başkanının yanında taziye fotoğrafı vermesinin uluslararası ortamdaki karşılığı güvenliğinizi pekiştirecek bir numune olabilir mi? Ezici bir çoğunlukla, üstelik 14 yıldır iktidarda olan bir gücün bu kadar kişisel, belirsiz ve zaaf yüklü bir görüntü vermesi düşmanlarınızı üzer mi, sevindirir mi? Bu görüntünün arkasında duran yönetim zaaflarını, yetki karmaşasını ve inisiyatif kaybını karşınızdakiler fark etmeyecek mi sanıyorsunuz?
Savaş her zaman en son çaredir. Savaşın çıkmasını önlemek, caydırıcılığınıza ve kararlılığınıza bağlıdır. “Evet Türkiye savaşa girer!” demek bile, gerektiğinde savaşı engelleyen, düşmanı durduran bir caydırıcılığa dönüşebilir. Ülke yekvücut halde, sadece oy verenler değil toplumun tamamı iktidar sahiplerine güveniyorsa, bu caydırıcılık ete kemiğe bürünür ve dünyaya karşı dimdik ayağa kalkar. Siyasetini toplumu bölmeye, kutuplaştırmaya dayandıran bir iktidar gücü ile kimi caydırabilir, kapınıza dayanan hangi savaşı önleyebilirsiniz?
Troller sosyal medyada kampanya yürütüyor, okumadıkları makalelere, bilmedikleri muhtevalara ve yazarlarına küfürler-hakaretler edip “devlete itaat” ve “millî birlik ve bütünlük” çağrısı yapıyorlar. Millî davaları savunmak bu densiz cahiller sürüsüne bırakıldıysa, hangi güç memleketi tek parça halinde tutabilir? Allah'tan “kâfir devlet”in düşmanı İslâmcılar bugün iktidar sahibi oldular, yoksa onları kim hizaya getirecekti?
Savaş kapınıza dayandıysa, durdurmak için seferber olduysanız yeri ve zamanı olmayan işlerle uğraşamazsınız. Allah aşkına bir felâketin eşiğinde iken siyasî sistem değişikliğine gitmek, savaş naraları arasına başkanlık kampanyası yerleştirmek size normal geliyor mu? İki ay boyunca, 21 Mart'ta geniş bir coğrafyada başlayacağı iddia edilen kalkışmanın provası Sur ve Cizre'de yapılırken, Asker-polis canını dişine takıp kalkışma bastırırken başkanlık tartışması yapılır mı?
“Paralel paranoyası” ile bu ülkenin sosyal sermayesine, dayanışma ve hizmet yeteneklerine karşı Moskof zulmünü aratmayacak bir cadı avının kesintisiz devam etmesi, bu ülkenin sınırda bekleyen düşmanlarına karşı direncini sizce ne hale getirir? Can Dündar'ın, Hidayet Karaca'nın nahak yere cezaevinde tutulması kimin işine yarar? Gelişmeleri onların yaptığı haberlerle takip eden geniş kitleler, onları içeride tutanların sözlerinize, sevk ve idaresine nasıl güvenir?
Kapımızda bekleyen savaş, iki asırdır yapılan savaşlar gibi “topyekün savaş” mantığı ile karşımıza çıkacak. Peki bizler “topyekün” hazır mıyız? Değilsek kim, nerde hata yapılıyor?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Siyasî kimlikler panayırı kapandı
5.08.2025 - Özgür Özel’in özgül ağırlığı
3.08.2025 - Dört Tarz-ı Siyaset
31.07.2025 - Murat Çalık’tan halkın payına düşenler
21.07.2025 - Kim bu Ümmet?
19.07.2025 - Türkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları
16.07.2025 - Tanrı Janus’un Çözüm Süreci
10.07.2025 - Bahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu
4.07.2025 - CHP’nin sırtındaki demokrasi yükü
1.07.2025 - Dış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda?
24.06.2025
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
"Oysa bizlerin çoktan birbirimize saygı duymayı öğrenmemiz gerekiyordu." Bunun olmasi, yani sayginin duyulnasi için, yeni peygamberlerden (Marksçi, Leninci..vs ci) vazgeçilmesi gerekiyor.. çünkü peygamberler oldugu sürece kriter ayetler oluyor ve ayetlerin de ele$tirilmesi..vs toplumun deger yargilarina saldiri/saygisizlik oluyor..vs. Peki durum böyle olunca, bu sol kesimden saygi veya insani davrani$lar beklemek dogru olur mu.!? Bu beklemelr bile insanlari suça te$vik etmi$ olmuyor mu.!?