Murat AKSOY
Refah Partisi (RP) önce 1994'de yerel seçimlerde sonra 1995'te genel seçimde birinci parti çıkınca başlayan tartışmalardan birisi de 'İslam-demokrasi' ve 'laiklik-demokrasi' ilişkisi idi. Bu tartışma 28 Şubat sürecinde artarak devam etti. Cemal Reşit Rey'de Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde bu başlıklarla pek çok toplantı izledim.
İlginçtir İslam-demokrasi/laiklik-demokrasi tartışması 28 Şubat post-modern darbesi ile birlikte kesildi. Bu tartışmanın bitmesi anlamında değil, darbenin yarattığı siyasal atmosferde bu tartışmaların bir anlamda yasaklanması oldu.
Bu kendiliğinden yasak, 1980'lerde başlayan kamusal alandaki düşünsel çoğulculuğa ciddi bir darbe oldu. Çünkü o dönem yapılan demokrasi, laiklik, İslam, din-devlet, laiklik-demokrasi ilişkisi gibi konularda yapılan tartışmalar, Türkiye'nin 1908 İkinci Meşruiyet öncesi düşünsel çoğulculu hatırlatması açısından önemliydi.
Bu tartışma ortamı dar bir çerçevede olsa da Türkiye'de yeni bir entelektüel damarın oluşmasında önemli bir işlev gördü. Çünkü Türkiye'de her alanda olduğu gibi akademi ve entelektüel alanda da 'devlet hegemonyası'nın varlığı söz konusu idi.
AK PARTİ'Yİ KURAN İKLİM
28 Şubat post-modern darbesiyle bu tartışmalar bitti. Yani 28 Şubat, sadece seçilmiş hükümete, demokrasiye değil; o günün düşünsel tartışmalarına da büyük darbe vurdu.
Bugün bazı muhafazakâr kalemler ve siyasiler, 28 Şubat'ı kendileri için bir 'aydınlanma' dönemi olarak görseler de, bu, büyük bir yanılgıdır.
Bu tartışmaların merkezinde bugünün koşullarda AK Parti'ye olan mesafelerine göre 'iyi-kötü' kategorisine koyduğumuz demokratlar, özgürlükçü solcular, liberaller ile bugün AK Parti'nin düşünsel kadrolarını oluşturan muhafazakâr entelektüeller vardı.
Etyen Mahçupyan'dan Ali Bayramoğlu'na, Cengiz Çandar'dan Mehmet Altan'a, Atilla Yayla'dan Mustafa Erdoğan'a, Ömer Çelik'ten Ali Bulaç ve Yalçın Akdoğan'a kadar pek çok isim o tartışmaların aktörleri idi. Başbakan Erdoğan ise o toplantıları ilgiyle izleyen İstanbul Belediye Başkanı.
AK Parti'yi 14 Ağustos 2001'de kuran kadro içinde 28 Şubat'la kesintiye uğrayan düşünsel iklimin havasını soluyan entelektüellerin önemli yeri vardır. AK Parti, bu düşünsel çoğulculuk içinde toplumla bağı olan en güçlü olan düşüncenin kendini siyasallaştırması oldu ve kendini 'muhafazakâr demokrat' olarak tanımladı.
28 Şubat ile birlikte İslam-demokrasi, laiklik-demokrasi tartışmasının bıçak gibi kesilmesi bize göstermiştir ki, sorun İslam'ın demokrasi ile uyuşup uyuşmadığı ya da demokrasi-laiklik ilişkisi değildi. Sorun iktidar olma, iktidarını koruma sorunuydu. Tıpkı bugün Kuzey Afrika'da, Ortadoğu'da yaşananlar karşısında Batı ve muktedirlerin aldığı pozisyon gibi.
EVET BATI İKİYÜZLÜ
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da Arap uyanışıyla başlayan sürecin sonuçları kendilerini 'demokrasinin beşiği' olarak kabul eden Batı/muktedirler tarafından kabullenilememiştir. Tunus, Mısır ve Libya'da; daha önce Cezayir ve Filistin'de ortaya çıkan sonuçlar ve Batı'nın verdiği tepkiler demokrasinin, toplumların talepleri, toplumların kendi kendilerini yönetme isteklerinden çok muktedirlerin kendi isteklerini ve çıkarlarının öncekli olduğudur.
Bu yüzden Batı, Mısır'daki 'darbeye' karşı açık tavır alma konusunda cesur davranamamıştır.
Batı'nın kendi dışındaki dünyaya bakışı, halkların taleplerinin kamusal alana yansıması değil, kendilerinin çıkarlarını koruyacakların iktidar olmasıdır.
Batı'nın/muktedirlerin gerek Mısır gerek Suriye konusunda ikiyüzlülüğünün deşifre edilmesi tek başına bir anlam taşımıyor. Tersine bu eleştirileri yapanlara daha büyük sorumluluk yüklüyor.
Çünkü Batı için yaptığımız eleştirileri, onlara sorduğumuz soruları daha mikro ölçekte kendimize sormak durumundayız. Çünkü hakkaniyetli olan budur.
Biz toplumsal değişim ve talepleri ne kadar hazmedebiliyoruz?
Toplumsal farklılıkları olduğu gibi kabul mü ediyoruz yoksa onları dönüştürmeye ya da kamusal alandan dışlamaya mı çalışıyoruz?
İktidarın imkan ve aygıtlarını demokratik bir düzen için mi yoksa yönetebileceğimiz bir düzen inşa etmek için mi kullanıyoruz?
Soruları çoğaltmak mümkün.
Mısır'da Suriye'de demokrasi, toplumsal talepler ve toplumsal meşruiyet konusunda Batı'yı eleştirirken; kendimize de bakmalı ve çuvaldızını biraz kendimize batırmalıyız. Makro düzlemde dünyaya bakıp Batı'nın yoğunlaşmış gücünden şikayet ederken; mikro düzlemde Türkiye'ye baktığımızda yoğunlaşmış iktidar gücü ile karşılaşmayalım.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018