Murat Sevinç
Daha önce, siyasi eylem biçimi olarak 'homurdanmayı' konu etmiştim. Hayli kalabalık muhalif kitlelerin, büyük ölçüde çaresizlikten ve kısmen konformizmden kaynaklanan başlıca eylemi.
Bugünkü yazının başlığı üzerinde epey düşündüm. Sözcük dağarcığı benden daha zengin insanlara danışıp betimlemeyi istediğim insan tipi ya da ruh halini anlatanı bulmaya çalıştım. 'Müstehzi gülümseme' üzerine karar kılacakken, bir süredir T24'teki 'düzeyli magazin' yazılarıyla cuma günlerimizi güzelleştiren 'duayen' gazeteci değerli Tuğrul Eryılmaz, “O zaman istihzayı tercih et,” diyerek müdahale etti. Sağ olsun.
İstihza bıktırıcı ve çoğu zaman yaralayıcı bir yol, tercih. Ayrıca kötücül bir yanı var. Muhatabı küçük düşürme, adam yerine koymama, dinlememe vs. söz konusu. Karşınızdaki, sizi karşısına almanın bir lütuf olduğunu hissettirerek sürdürüyor ilişkiyi. Her zaman 'yüz yüze konuşmaktan' söz etmiyorum. Bu bir 'duruş' ve kurumlar, partiler, siyasetçiler bakımından da tanık olmak mümkün.
Örneğin iktidar partisinin ve çevresindeki halenin şu anki çoğu mensubu, küçük görmeden ve aşağılamadan konuşabilme hasletlerini neredeyse kaybetmiş haldeler. Aynı manzara ABD'de de var. Muhtemelen iktidardaki son günlerini yaşayan Trump da muhataplarını her fırsatta aşağılamaya çalışıyor. Dehşet verici kibirleri bir yana, bu durumun asıl nedeni herhalde söyleyecek pek bir şeylerinin olmaması. Özgüven yoksunluğu ve çaresizlikten kaynaklandığını tahmin ediyorum. Sarf edecek anlamlı bir sözünüz yoksa, hiç olmadı ya da tükendiyse, geriye konuların bağlamıyla ilgisi olmayan refleksler kalıyor. Tabii alıcısının da olması gerekli ki, fazlasıyla var. Çocuksu bir davranış aslında ancak çocuk değiller, sorun bu! Tabii elinde büyük güç bulundurmak da önemli bir etmen olmalı. Özgüven eksikliği, ancak kibirle bir araya geldiğinde böylesine itici olabilir. Kendilerini herkesten ve her şeyden üstün ve mütemadiyen haklı gören, türlü uzlaşmalara kapalı, iri yarı ve bol unvanlı kaba ergenler.
Konumuz yalnızca siyasetçiler değil. Her baktığımız yerde gördüğümüz, çeşitli ideolojilere mensup, farklı meslekler icra eden insanlar. Pek çoğu için istihza, siyasal bir konumlanma. Bu yalnızca güncel siyasi gelişmeler karşısında dile getirilen görüşlerle ilintili olmak zorunda değil. Herhangi bir mesleğin icrasından günlük yaşam pratiklerine, oradan en sıradan sohbetlere sirayet eden bir davranış biçimini anlatmaya çalışıyorum.
Müstehzi gülümsemenin ve tavrın sahibi muhatabınız, üzerine konuşulan konuyu bilse de bilmese de, öncelikle ve her durumda iyi bildiğini düşünüyor ya da öyle görünmek istiyor. Sıradan bir diyalogu varlık mücadelesine dönüştürüyor. Konuşmaya başladığınız anda -ki sohbeti genellikle o başlatıyor- başınıza geleceği anlıyorsunuz aslında. Duymak istediği her neyse sözü oraya getirip, 'duyamadıkça' dozu artırıyor! Konuyu bilen ile öyle görünmek isteyenin sergilediği tavrın aşamaları birbirinden farklı. 'Bilen,' bir süre sonra mutlaka 'öğüt' faslına başlıyor. Bilmeyen ise, eğer söyledikleriniz duymak istedikleriyse takdir ediyor, hiç duymak istemediği şeylerse sizin 'oradan' olduğuna hükmediyor. 'Ora' adında bir yer, kategori var zihinlerinde. Sohbet ettiğinizin meşrebine göre 'ora', solculuk, bölücülük, liberallik vb. olabilir. Nitekim yönelttiği sorunun asıl işlevi, sizin 'nereden' olduğunuzu anlayabilmek. Böyle birinin gözünde yalnızca birkaç dakika içinde 'âlim' olmakla, 'cahil' sıfatını hak etmek arasında son derece ince bir çizgi var.
'Bilen' ise, diğerinden farklı olarak sizin 'nereden' olduğunuzun farkında ve konuşma boyunca yüzünden eksilmeyen gülümsemesiyle, kendi tiradının başlayacağı anı bekliyor. Ne söylediğinizle ilgilenmeyip kendisinin sizi ne kadar adam edebileceğini, gözünüzü ne kadar açabileceğini hesap ediyor sürekli. Siz de bu durumu, kulağının sizde olmadığını, bir an olsun anlamaya çalışmayacağını, kafasının asla karışmayacağını biliyorsunuz haliyle ve o tirat anını elden geldiğince geciktirmeye çalışıyorsunuz. Korkunun ecele faydası yok, o an eninde sonunda geliyor ve her şeyin 'doğrusunu' anlatmaya başlıyor karşınızdaki.
En kaba ve kabalığı ölçüsünde sorunlu ayrımla 'sağ' ve 'sol' dünyaya ait olduğu iddiasındaki insanların istihza 'usulleri' farklı. Sağ/muhafazâkar yelpazeye dahil, sağ partileri destekleyen yurttaş örneklerini bir yana bırakıp yalnızca iktidar sempatizanlarına bakalım şimdi...
İktidar taraftarlarının müstehzi gülümsemelerinin altında daha ziyade tarihsel referanslar yer alıyor. 'Şimdiyi' konuşamıyorsunuz. Muhatabınız, sizin 'gerekli' ve 'uygun' yerli tarih ile millilik bilincinden yoksun olduğunuz varsayımıyla hareket ediyor. Çözümlemesi kolay olmayan bir ruh haliyle karşı karşıya olduğumu düşünüyorum her defasında. Karşınızdaki, bir yandan kendi dünya görüşünün Türkiye tarihini yönlendiren, çok partili yaşamda hemen her zaman iktidar olmuş başat ideoloji ve partiler ile uyumlu olduğunun farkında. Diğer yandan, sonu gelmeyen mağduriyet hikâyelerine de yaslanıyor. Mağduriyetten kastettiği çoğu zaman sınıfsal konumdan kaynaklanan bir durum, ancak bunu anlatmak her zaman pek mümkün olamıyor. Siz günümüze dair bir sorundan söz eder etmez, hemen on yıllar öncesinden konuyla ilgisiz bir örnek verebiliyor. Siyasal konumlanması, geçmiş yıllardan ilgili ilgisiz ve tatsız (ki bu elbette onun damak tadına uymayan bir tatsızlık!) bir şeyleri hatırlatmaya dayanıyor. Böylece bugün yapılan bir adaletsizlik ve günümüz koşulları üzerine düşünmek yerine, zamanında yapılanı/yapıldığını iddia ettiğini hatırlatmayı tercih edip ona sığınıyor. Müstehzi bir gülümseme ile. O istihza, 'hak ettiniz' anlamına geliyor sanırım. Adı her zaman tam olarak konulamayan bir 'rövanşı' hatırlatıyor. Kim hak etti peki? 'Ora'dakiler. 'Ora' neresi? O kısım hayli müphem!
Sol çubuğunun herhangi bir yerinde yer alanın istihzası ise diğerinden farklı ve çoğu zaman, aynı çubuğun değişik noktalarında bulunanlara yönelik!
Bunun tek bir gerekçesi yok tabii. Öncelikle daha 'okumuş' bir kitleden söz ediyoruz ve o okumuşun evrensel olanla kurduğu bağ diğeriyle karşılaştırılmayacak ölçüde güçlü. Sol içindeki tartışmaların ve sol külliyatın, hele ki 1960-1980 arasındaki zenginliği malum. Fakat sosyal-kültürel sermayenin gücünden kaynaklı iktidar, başta 12 Eylül faşizminin buldozer etkisi ve neoliberalizmin toplumsal/siyasal öncelikleri hızla dönüştürmesi olmak üzere çok sayıda gerekçeyle, 'siyasal iktidarın' yolunu açmadı bugüne dek. Son zamanlarda bir kez daha gündeme gelen, aslında tüm siyasi tartışmaların satır aralarında her zaman bir ölçüde varlığını sürdüren 'kültürel iktidar' olgusunun 'iktidar' cenahında yer alanların, bazen dışarıya, çoğu zaman 'içeriye' yönelik istihzasının bir nedeni bu olabilir.
Çubuğun sol ucunda yüzü dünyaya dönük solcular-sosyalistler, sağ ucunda evrensellik ve kapitalizm karşıtlığını yadsıyıp bir tür milliyetçiliğe savrulmuş olanlar duruyor. İki uç arası ise hayli renkli ve kalabalık. İkinci kümedekilerin aklı başında bir ülkede solcu sıfatıyla adlandırılma ihtimalleri pek yok. Ya da, 'tuzlu çikolatalı yaş pasta' ile 'ıslatmayan su' ne kadar mümkünse, o kadar. Solda konumlananların bir kısmında da kibir ve istihza az buz değildir, ancak şimdi konu onlar değil, sol terminolojiyi kullandıkları vehmiyle sağcılık/milliyetçilik yapanlar.
Alametlerinden biri, istihza. Mensup olduklarını iddia ettikleri dünyanın kibriyle yapıyorlar bunu. Kendileriyle aynı kanıda olmayan tüm muhataplarını, ehlileştirilmesi gereken yabanıl varlıklar olarak görüyor gibiler. Yaşamı ve ona dahil olan ne varsa çözseler de, her konuya ilişkin nihai 'kararlarını' şuur sorunu yaşayan kitlelere yeteri kadar duyuramamış olmaktan mustaripler. Gülümsemedikleri anlarda da yüzlerinden silinmeyen müstehzi bir ifadeyle yaşıyorlar. Tartışırken, karşısındakinin aslında 'gerçek solcu' olmadığını ya da 'doğru solculuk' yapmadığını kanıtlamaya yönelik isteğe sahipler. Siyasal ve insani konumlanmalarını bunun üzerine inşa ediyorlar. Tahmin edilebileceği gibi 'gerçeğe' ilişkin sarsılmaz bir imanları var. Konuşurken, iyi ihtimalle size şefkat duyup doğru yolu göstermeyi istiyor, ola ki kantarın topuzunu biraz kaçırırsanız aşağılama ve yok etme aşamasına geçiyorlar. Görmediklerinizi görüyor, işitmediklerinizi duyuyor, okumadıklarınızı hatmediyorlar.
Bir şeyi savunduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, aslında hiç fark etmediğiniz başka bir şeylere hizmet ediyorsunuz. Özgürlük talep ettiğinizi düşünüyor olabilirsiniz, aslında emperyalistlerin hukukunu savunuyorsunuz. Kürtlere yapılanlara karşı çıktığınızı düşünüyor olabilirsiniz, aslında kimlikçisiniz ve bölücülüğe hizmet ediyorsunuz. Kadın haklarını savunduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, aslında 'liboşizmin' oyuna geliyorsunuz. Ve siz bunların hiçbirinin farkında değilsiniz. Zaaflarınıza sahip olmayan birinin, size istihza ile hatırlatması, doğruyu anlatması gerekiyor. Müstehzi gülümsemenin nedeni bu olmalı!
Yazının ilk satırından şu paragrafa dek gözünüzde canlanan insan tipi hep 'erkek' idi, öyle değil mi? Çok haklısınız. Bu siyasal duruş, başkaca pek çok melanet gibi erkek dünyasının bir niteliği. Her kesimin kadını ile istihza ve kibirle malul erkeği arasındaki farkı ihmal etmemekte yarar var...
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
7.07.2025
4.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025