Mustafa ARMAGAN
Doğduk, bir Muhammed Ali fırtınasıdır esiyordu.
Yeni yetmeydik, o fırtınanın göbeğine düştük.
Ve bizim neslin 50'lere dayandığı şu 3 Haziran 2016 günü o fırtına dindi.
Dindi mi acaba?
*
Yer Bursa, yıl 1974, aylardan Ocak olmalı ki zemherinin iliklerimize işlediğini iyi hatırlıyorum.
Sabaha doğru saat 2 mi 3 mü, tam hatırlamıyorum. Bildiğim, daha sabah namazına epey var.
Kurduğumuz saat çalıyor ve ailece uyanıp gitmeye hazırlanıyoruz.
Nereye mi?
Komşuya canım! Başçavuşlara… Başçavuş dediysem karşı komşumuz.
Ah 'Neden sabaha doğru komşuya gidiyorsunuz?' diyen saf çocuklar!.. O senelerin atmosferini nereden bileceksiniz!
Televizyon yayını yeni başlamış. Tek kanal ve siyah beyazdı ve geceleri 11, 12 dedin mi kapanırdı. Ve herkeslerin evinde bulunmazdı. Pahalıydı, taksitle alırdı alabilenler.
Muhammed Ali İstanbul’a geldiğinde Necmettin Erbakan ile halkı selamlıyor.
Televizyonu olmayan, olsa ne yazar, elektriği bile olmayan bir evdi bizimkisi.
Evet, Bursa'nın şehir merkezinde bir gecekonduda otuyorduk ve gecekonduda oturanlara o devirde devlet ceza olarak elektrik, su bağlamazdı.
Elektriğimiz, suyumuz yoktu ama PTT memuru olan babam sayesinde o devirdeki en kıt cihazlardan telefon koca mahallede bir tek bizim evimizde mevcuttu, konu komşu ihtiyacı olduğunda bizim eve damlardı.
Komşuluk efendim, böyleydi. Misafirler telefon etmeye gelirler, çay, kahve ikramı eksik edilmezdi!!!!
Ne diyeyim, çok farklı bir Türkiye idi.
*
Her evde televizyon denilen cihaz olmadığı, olamadığı için de olanlar olmayanları çay içmeye, televizyon seyretmeye davet ederlerdi.
Gidilir ve saatler boyu kalınır, rahatsız olmak ne kelime, ev sahipleri bundan memnun bile olurlardı. Tıpkı bizim eve gelip saatlerce 'santral'ın şehirler arası telefon isteklerini bağlamalarını beklerken çay, kahve içmeleri, bu sırada muhabbet etmeleri gibi…
İşte böyle bir Türkiye'de 1974 yılı yaşanırken sabaha doğru uyku mahmurluğuyla komşumuz, ismini unuttuğum Yozgatlı başçavuşlara revan olmuştuk. Yalnız değildik üstelik, birkaç aile daha gelmiş, salona sereserpe yayılmıştık.
Erbakan Hoca ve Muhammed Ali Sultanahmet Camii’nde.
Neyse, vakit erişti, televizyonun düğmesine basıldı ve o ünlü sinyal çıktı. Birazdan yayın başladı. Allah uzun ömürler versin, Orhan Ayhan'ın anlatımıyla Muhammed Ali'nin üç yıl önce yenildiği Joe Frazier ile yapacağı intikam (rövanş) maçını maaile izlemeye koyulduk.
Nefesler tutuldu, o tarihte bastırılmış kimlikleriyle Müslümanların fukara semasına umut sağanakları boşaltan Muhammed Ali adlı boksörün kazanması için edilen duaların, okunan Kur'an-ı Kerim'lerin haddi hesabı yoktu diyeyim de siz anlayın gerisini…
Muhammed Ali “Kelebek gibi uçar, arı gibi sokar”dı rakiplerini. Sık sık “Allahu ekber” der, Müslümanların Siyonist medya tarafından aşağılanmalarına cesurca meydan okur, “Teröristler ile aynı dinden misiniz?” sorusuna “Siz de Hitler ile aynı dindensiniz” cevabını yapıştırıverirdi.
Bu yüzden değil miydi ona “İslam'ın yumruğu” unvanını vermemiz!
İşte ringde dans ederek kendisini ilk kez yenme unvanını elinde bulunduran Joe Frazier'ın peş peşe attığı kroşeleri bir kelebek yumuşaklığındaki kıvrak vücut hareketleriyle savuşturup yorduktan sonra hasmına bitirici yumruklarını indiren Muhammed Ali maçı kazanıyor, biz de binlerce kilometre uzakta, gözyaşlarına boğuluyorduk.
Joe Frazier’ı yendiği maçta.
İşte İslam'ın yumruğu dediğin böyle olur, diyorduk… İçimizde belli edemediğimiz ne kadar bastırılmış duygu varsa gözlerimizden boşalmış, rahatlamıştık.
Ne de olsa 12 Mart 1971'in evi basılacak ve kitaplığımızdaki Risale-i Nurları suç unsuru diye yakalanacak diye kaygıyla beklenen devrin potansiyel suçlusu(!) Nurcularından birinin oğluydum ve ringde atılan yumruklar bizim için yumruktan ibaret değildi.
Gözlerimizde pırıltılar, eve dönmek üzere yeniden buz gibi havaya çıkarken şafak sökmek üzereydi.
*
Aynı yılın Ekim ayında bu defa George Foreman adlı zenci boksörü, ertesi yıl yine Fraizer'ı yendiği maçı da aynı hamasi duygularla izledik komşumuzun ekranından. Bir kahramanımız vardı artık. Boksla, sporla uzaktan yakından ilgisi olmayan milyonların gurur duyacağı bir sporcuları çıkmıştı…
İşte bu şöhret bulutlarının altında ıslandığı bir demde yolu Türkiye'ye düştü Muhammed Ali'nin. 1976 yılıydı ve Necmettin Erbakan'ın Milli Selamet Partisi kısa süreli bir hükümet ortaklığından diğerine geçiyordu. Rahmetli Erbakan'ın misafiri olarak İstanbul'u gezdi.
Sultanahmet Camii'nde namaz kıldı, Ayasofya Camii önünde kendisini görmek için toplanan coşkulu kalabalığı görünce bu defa gözyaşlarını tutamayan “İslam'ın yumruğu” oldu. İlk defa bir maç için değil, sırf kendisinin İslami kimliği için toplanmış bu saf kalabalığı bütün samimiliğiyle selamladı.
Merhum Erbakan ile kucaklaştığında ilk defa bir 'beyaz' liderle kucaklaştığını söyleyecek, 1964 yılında Müslüman oluşunun ardından önce duygusal, sonra fikri olarak Müslümanların gayri resmi sözcülüğünü üstlenecekti.
Boks lisansını iptal ettirenlerin Yahudi lobisine mensup olduğunu söylüyordu. Filistin davasını sırtlanıyor, Ortadoğu turundayken uğradığı Beyrut'ta “Amerika Birleşik Devletleri'nin Siyonizmin ve emperyalizmin kalesi” olduğunu haykırıyordu. İki gün sonra ise şöyle diyordu:
“Kendi adıma ve Amerika'daki Müslümanlar adına Filistinlilerin vatanlarını kurtarma ve Siyonist işgalcileri kovma mücadelesini destekliyorum.”
Ayasofya meydanında toplanan kalabalığı görünce Muhammed Ali'nin gözleri nemlenmişti
Dahası, 1985 yılında 700 Müslüman Kardeşler üyesini hapse tıkan İsrail'e onları kurtarmak davasıyla gitmiş, ülkedeki en yüksek seviyedeki yetkililerle bu meseleyi müzakere etmek istediğini söylemiş, ancak “İsrailli yetkililer ringe çıkmaya cesaret edememişlerdi.”
1980 yılına geldiğimizde Hindistan'da görürüz Muhammed Ali'yi. Siyonistlerin Amerika'yı ve dünyayı “kontrol” ettiğini söyleyecek kadar -birileri açısından –ileri gider. İranlıların o sırada Batı basınında İslam'a karşı bir nefret kampanyasına yol açan Tahran'daki ABD elçiliğini işgalini kınar kınamasına ama hemen arkasından şunları ekler:
“Kötü olan din değildir, insanlardır. Bütün güç, biliyorsunuz ki Siyonistlerde. Amerika'yı da, dünyayı da onlar kontrol ediyor. Siyonistler İslam dinine hakikaten hasımlar. Nerede bir Müslüman hata yapsa hemen dinlerini suçlarlar.”
*
3 Haziran itibariyle ebediyete uğurladığımız Muhammed Ali, yalnız rakiplerini değil, emperyalizm ve Siyonizmi de yumruklarıyla hırpaladığı ve İslam'ın hem Batı'da hem de ülkemizde alabildiğine bastırıldığı, aşağılandığı ve Müslümanların sindirildiği bir devirde kendi gazetesinde “Allah is greatest”, yani “Allahu ekber” dediği için de İslam aleminde sevilmiş, ringlerde attığı yumruklara olduğu kadar yumruk gibi beyanlarına da kırılan gururlarının onarılışı gözüyle bakmışlardı.
Velhasıl bizi o soğuk Ocak sabahının karanlığında komşumuz başçavuşlara götüren tılsım buydu.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları





























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017