Mustafa Öztürk
Öncelikle, topyekûn 2020 gazisi olan tüm insanlık ailesi namına cümlemiz için geçmiş olsun diyelim, 2021 yılı için de “gelen gideni aratmaz inşallah” diye temenni edelim... Yeni yıla adım attığımız şu günlerde sağlığı koruma kaygısıyla adeta paranoyaklaşmamız bir yana, salgın/pandemi tedbirlerinden dolayı ekonomik hayatın alt üst olması ve özellikle işçisinden küçük esnafına kadar her gün çalışmak suretiyle hayata tutunabilen milyonlarca insanın medar-ı maişet imkânlarının çok büyük ölçüde ortadan kalması gerçekten çok can yakıcı… Hâl böyleyken, kimi görgüsüzlerin birkaç günlük yılbaşı tatilini nasıl da keyifli geçireceklerine dair sosyal medya paylaşımları yapması çok daha can yakıcı... Daha doğrusu, insanlık evrimini henüz tamamladıkları anlaşılan sayısız insanımsıyla bir arada yaşamanın verdiği acı da işin cabası… Hiç şüphesiz bu zor zamanlar insanlık sınavı açısından adeta turnusol kâğıdı gibi… Herkes bugün yapıp ettikleriyle insanlık adına kaç paralık ederi olduğunu gösteriyor sadece… Elbet bu zor zamanlar da geçecek, tıpkı Kul Hüseyin’in, “Buna dünya derler hepsi geçer; hangi günü gördün akşam olmamış…” dediği gibi, elbet geçecek. O halde, belaya karşı proaktif bir eylem olarak sağlam bir sabır (direnç), nimete de her daim şükür…
Gelgelelim, yazının başlığındaki “Bir fikir kudret ve imkânla sınanmadıkça…” ifadesine, bu ifadenin devamı “sahici bir değer ve anlam taşımaz” diye tamamlanabilir. Aslında söz konusu ifade, “Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir” vecizesiyle de irtibatlandırılabilir. Fakat hususen belirtelim ki “Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir” demek, mefhum-i muhalif itibariyle “Herkes sınanmadığı günahın suçlusudur” demek değildir. Çünkü insan kınayıp ayıpladığı bir şeyi kendi hayat tecrübesinde yaşamadan, yani başkasında görüp kınadığı şeyle bizzat karşılaşmadan, nasıl davranacağını bilemez. Bu yüzden, başımıza gelmemiş haller hakkında ahkâm kesip insanları kınamak ve acımasız yargı cümleleri kurmak dinî-ahlâkî sakıncası bir yana “adamlık raconu”na bile terstir. Ortalama düzeyde vicdan sahibi olan bir kimsenin kendi başına gelip de cebelleşmediği, dolayısıyla başına geldiğinde nasıl bir tavır sergileyeceğini önceden kestiremediği birtakım kötü hallerden dolayı başka insanları kendi vicdanlarında boğup nefessiz bırakması ne dine, ne ahlaka ne de insanlığa sığar.
“Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir” düsturundan yola çıkıldığında, “Bir fikir kudret ve imkânla sınanmadıkça sahici bir değer ve anlam taşımaz” sözüyle anlatılmak istenen şey de az çok anlaşılır. Öte yandan, Saf 61/2-3. ayetlerde, “Ey müminler! Yapmayacağınız şeyleri ne diye söyler durursunuz? Yapmayacağınız şeyleri dillendirmeniz Allah nezdinde büyük bir nefretle karşılanır” diye beyan edilen husus, “Bir fikir kudret ve imkânla sınanmadıkça, sahici bir değer ve anlam taşımaz” sözüyle en azından bir yönüyle bağdaşır. Keza Ziya Paşa’nın “Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…” dizeleri de yine aynı durumu anlatır.
“Bir fikir imkân ve kudretle sınanmadıkça sahibi bir anlam ve değer taşımaz” sözünün gerçek hayattaki tezahürleri özellikle siyaset ve din alanlarında görülür. Türkiye’deki reel politik serencama göz atıldığında, muhalefet döneminde iken müthiş bir hararet ve iştiyakla dillendirilen fikirler ve vaatler ile iktidar döneminde ortaya konulan işler arasında yapılacak basit bir mukayese dahi size çok şey anlatır. Cumhuriyet dönemi siyasi tarihimiz, iktidar imkânından yoksun olunduğu zamanlarda namus, şeref gibi sahiplenilen fikirlerin iktidar kudretiyle sınandığında neye dönüştüğüne veya nasıl da buhar haline geldiğine dair sayısız kötü hatıralar barındırır. Özellikle muhalefet döneminde kimi zaman çok ajitatif bir mağdur diliyle en çok şikâyetçi olunan uygulamalara iktidar döneminde sahip çıkmak ve eskisinden daha fazla uygulama arzusuyla başka mağdurlar yaratmak, adeta siyasi tarih yasamız ve değişmeyen yazgımızdır.
Ne yazık ki artık cümle alemin diline pelesenk olan “eski mücahitler şimdi müteahhit oldu” sözünün de imlediği üzere İslamcılar söz konusu siyasi yasayı uygulama şampiyonları olarak tarih envanterine girmeyi çoktan başardılar. İşte bu yüzden yanarım yanarım da, 1990’lı yılların başlarında benim gibi birkaç “İslamcı” arkadaşla taşradaki en ücra köy kahvelerine gidip bu ülkenin daha özgür, daha refah, daha mutlu bir ülke olacağı hayaliyle ve aynı zamanda dinî-ahlâkî bir misyonu ifa hevesiyle “batak” veya “hoşkin” (hoşkil?) oynayan -not: “modernist” ve “tarihselci” diye etiketliyim; fakat yarım asrı çoktan devirmiş olmama rağmen okey bile nasıl oynanır hâlâ bilemedim- vatandaşların müstehzi tavırlarını sineye çek çeke bir şeyler anlatmak için didindiğimiz zamanlara yanarım…
“Bir fikir, bir iddia veya söylem yapıp etme imkânı ve kudretiyle sınanmadıkça gerçek bir anlam ve değer taşımaz” sözünün din alanındaki yansımalarına gelince, kuşkusuz bu bağlamda da çok şey söylenebilir; fakat gerçek hayat tecrübesinde hepimizin bildiği ve hemen her zaman da tanık olabileceği çok basit bir örnek bile meselenin anlaşılmasına kâfidir. Bilindiği üzere vaaz kürsülerindeki vaizlerin, minberlerdeki hatiplerin dilinden adeta bal damlar… Vaizler ve hatipleri dinlerken adeta “Riyâzü’s-Sâlihîn” adlı hadis kitabındaki tüm nebevi-ahlâkî öğretiler ete kemiğe bürünmüş, vaiz/hatip diye görünmüş” gibi algılarsınız; ama gerçek hayat alanına adım attığınızda vaiz ve hatibinden cemaatine kadar hemen hiç kimsede “Riyâzü’s-Sâlihîn”den pek bir şey kalmadığını tanık olursunuz. Bu tespiti nakzedecek çok güzel örnekler ve örnekliler de kuşkusuz vardır; fakat genel manzaramızın tasvir ettiğimiz şekilde olduğu da gün gibi ortadadır. “Vesselâmü alâ menittebea’l-hüdâ” (Taha 20/47)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2021
15.05.2021
8.05.2021
1.05.2021
24.04.2021
17.04.2021
3.04.2021
20.03.2021
14.03.2021
27.02.2021