Mustafa Öztürk
Türkiye özellikle siyaseten ve ahlaken çok dramatik bir serbest düşüşe tanıklık ediyor. Uçaktan atlayınca nasıl düşülüyorsa, aynen onun gibi bir düşüş hâli bu… Serbest düşüş hâlinde olan, siyasi iktidar; üstüne düşülecek ve düşenin yarattığı enkazın altında ezilecek olan da topyekûn millet vte memleket… Serbest düşüşün göstergelerine dair birkaç kelam etmek gerekirse, her şeyden önce kurumsal yapı ve işleyiş itibariyle devlet hayli laçkalaşmış durumdadır. Ülkede neler olup bittiği konusunda ana akım basın/yayın organları ile TÜİK gibi bazı kurumlar ise adeta “Çavuşesko Termometresi” gibi çalışmaya başlamıştır. Hatta bir grup akademisyenin enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda TÜİK verilerine aykırı rapor hazırlaması, suç duyurusuna konu olmuştur. Özgürlükler alanında G. Orwell’in distopik kâbus senaryosundaki “Büyük Birader sizi izliyor” sloganını anımsatan bir atmosfer oluşmuştur. Her bir vatandaşın elektrik faturasından, satın aldığı cep telefonuna kadar sayısız tüketim kaleminden kendisine pay, hatta paydan da pay (vergiden de vergi) tahsis edilen TRT kurumu siyasi iktidarın ideolojik propaganda aygıtına dönüştürülmüştür. Üstelik bütün bunlar 84 milyonun gözü önünde yaşanırken, “CEHAPE zihniyeti vaktiyle devlet kurumlarını partiye hizmet organları gibi çalıştırdı” demekten de geri durulmamıştır.
Öte yandan, genel hukuk alanında, bir bakanın “Bence suç” ifadesinde karşılık bulan “hükm-i karakuşî”ye aşinalık oluşmuş, haliyle kimi yargı mensupları siyasi iradenin teveccühüne mazhariyetle ikbal devşirmek için durumdan vazife çıkararak keyfî soruşturmalar açmaya başlamıştır. Din ve dindarlık alanında ise özellikle genç kuşakların tiksintiyle karşıladığı genel bir tablo oluşmuştur. Din, iman, kitap gibi sembolik sermayeler kültürel kutuplaşma ve bu sayede mütedeyyin kitlelerin istim tutmasını sağlama yolunda sonuna kadar kullanılmış, fakat pandeminin de etkisiyle toplum özellikle iş/aş konusunda ciddi rahatsızlık emareleri gösterince din, iman, kitap üzerinden yürütülen kimlik ve kültürel kutuplaşma siyaseti artık pek işe yaramaz olmuştur. Çünkü bir yanda Allah’ın her günü ülkenin dört bir tarafından “iş/aş” diyerek intihar eden insanların acı haberleri gelirken, öbür yanda siyasi iktidarın kayırmasıyla dört beş ayrı kurumdan on binlerce liralık maaşlarla abad olanların haberleri duyulur olmuştur.
Dış politikaya gelince, vakti zamanında “komşularla sıfır sorun” noktasından başlayıp bugün “sorunsuz sıfır komşu” noktasına yahut “Eyy” siyasetiyle sözde posta koyulan dış güçlerle şimdi ezile büzüle yeniden diyalog kurma yollarını arama safhasına ulaşılmıştır. Mesela, geçmişte atarlı çocukların küsmesi gibi Mısır’a küsülmüş, bugün ise ezik halde Mısır’la barışmanın yolları aranır olmuş, bu arada ister istemez “rabia”nın da son kullanım tarihi dolmuştur. Yine geçmişte AB ülkelerine “Eyy” diye tek tek posta konulurken, bugün AB üyeliğinde kararlılık beyanında bulunma ihtiyacı duyulmuştur. Bütün bunlara ilaveten şimdi bir de yeraltı dünyasından meşhur bir şahsın -ki bu şahıs daha üç beş sene öncesine kadar siyasi iktidar lehine mitingler düzenleyip muhalif çevreleri “kanlarıyla duş alacağız” diye tehditler savurduğunda saygın iş adamı olarak lanse edilirken şimdi birdenbire organize suç örgütü liderliğinden kırmızı bültenle aranır hâle gelmiştir- devlet içerisindeki mafyatik yapılanmaların kirli çamaşırlarını orta yere dökmeye başlamıştır.
İşte serbest düşüş dediğim hâl, böyle bir hâldir. Düşüşten sonraki safahatta ehemmiyet arz eden husus, tarumar olmuş her şeyin bir an önce nasıl toparlanacağını planlayabilmektir. Bu noktada üç temel öncelikten söz edilebilir. Birincisi, demokratik kültürün hem devlet katında hem toplumsal alanda alabildiğine zenginleştirilmesi, kısıtlanan özgürlüklerin behemehal geri getirilmesi, kültürel kamplaşma ve kutuplaşma dilinin ebediyen terk edilmesi, özellikle siyasette karşılıklı nezaket dilinin azami düzeyde geliştirilmesi, laikliğin adamakıllı ikame edilmesi ve sağdan ya da soldan, hayat tarzına takıntılı laikçiliğin lanetlenmesi, Diyanet’in sürekli olarak siyasi iradenin ne dediğine bakarak söylem üreten bir kurum olmaktan çıkarılması ve aynı zamanda tek mezhebin resmî temsilcisi rolünden azade kılınması hayati öneme sahiptir. Öte yandan, sözde dinî grup ve cemaatlerle kapalı kapılar ardında siyasi pazarlıklara girmek gibi kirli işlere yeltenilmemeli, asalaklıktan başka bir işlevi olmayan pek çok cemaatin pervasızca şımarmasına da asla izin verilmemelidir.
İkinci önemli husus, hukuk ve yargıda siyasi iradenin doğrudan veya dolaylı müdahalesine açık olan tüm alanların kapatılması, yargı organlarının tam bağımsız ve tarafsız şekilde çalışmasını sağlayacak formüllerin mutlaka bulunması ve dolayısıyla her bir vatandaşın yolu adliyeye düştüğünde, burada adalet ve hakkaniyetten başka bir sonuçla karşılaşılmaz güvenini hissedeceği bir hukuki zeminin oluşturulmasıdır. Üçüncü ve en önemli husus ise devletin tek bir şahsın aklına, fikrine ve hâlet-i ruhiyesine tevdi edilmesinden başka bir anlam taşımayan “cumhurbaşkanı sistemi”nden mümkün olan en kısa zamanda vazgeçilip eski aksaklıkları adamakıllı gözden geçirilerek tadil/takviye edilmiş parlamenter sisteme geri dönülmesi, meclisin itibar ve işlevinin iade edilmesi ve sonuçta devletin kurumsal ortak akılla ve kurumların birbirini dengeleyip denetlemesi tarzında yönetilmesidir. Kaldı ki yüksek yargı organlarından YÖK ve üniversitelere kadar devletin hemen her kritik kurumunda artık kabak tadı vermiş olan nepotizm (dayıcılık), favoritizm (iç gruba ayrıcalık) ve kronizm (eşi dostu kayırmacılık) gibi müzmin siyasi/idari hastalıklarımız da ancak bu şekilde tedavi edilebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2021
15.05.2021
8.05.2021
1.05.2021
24.04.2021
17.04.2021
3.04.2021
20.03.2021
14.03.2021
27.02.2021