Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Ölümü Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının 39. yıldönümüne denk gelen günde yitirdiğimiz Halit Çelenk için yazacaktım bu yazımı, ama basında geniş yer aldığını görünce yazılanları tekrar etmek istemedim. Halit Çelenk’e mesleği nedeniyle “avukat” denir ama o siyasi mücadelesini hukuk silâhıyla yapan bir sosyalist, iyi bir demokrattı. Halit Çelenk adı kamuoyunda Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının savunmanı olarak biliniyor olsa da aslında onun çalışma odasındaki dava dosyaları solun ve hatta demokratların devletle, “müesses nizamla” kavgasının tarihidir. Hatta gençlik yıllarımızda Halit Çelenk en basitinden bir eylem nedeniyle karakola düştüğümüzde dahi gece yarısı kapısını çaldığımız yürekli bir savunmanımız, ağabeyimizdi. Her zaman kibar, alçakgönüllü, dost canlısı bir insandı.
Üstlendiği büyük davalardan biri ve yanılmıyorsam belki de sonuncusu Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) davasıydı. Bu davada bizi yalnızca savunma değil büyük katılımlarıyla yüreklendiren hukukçular ordusunun çok özel bir yeri vardır. Halit Çelenk ağabeyimizi sevgi ve saygıyla anıyorum.
Müesses nizam, çözüldükçe kendini korumak için her türlü hile ve desiseye başvuruyor. Bunun sonucu çok “özel” günlere doğru gidiyoruz. Nedeni ise artık ortada.
Kangren olmuş hastalıklı bir dokuya müdahale ediyorsunuz, yaraya neşter atıyorsunuz, cerahat, iltihap patlıyor sonra yaranın derinliğini görüp geri çekiliyor, yalnız etrafını temizlemekle yetiniyorsunuz. Açık yara öylece ortada duruyor ve durum müdahale öncesinden daha da tehlikeli vaziyet arzediyor, yarada yeni mikroplar ürüyor ve tedavi eskisinden daha radikal müdahaleleri gerektiriyor. İçinde bulunduğumuz durum tam budur işte.
Çözümsüzlük...
Ya da çözüme dair umutların çok zayıflaması.
Geriye dönüp baktığımda Habur’dan PKK’lıların girişinin ne büyük talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Çözüm umutlarında çıta öylesine yükseltilmiş oldu ki, eğer bu girişler olmasaydı Kürt sorununun çözümü için sonrasında atılan adımların her biri umut çıtasını milim milim yükseltebilirdi, öyle olmadı aksine atılan her adım Kürtler tarafından “oyalama” olarak algılandı. Üstelik devletin Öcalan’la görüştüğü artık neredeyse resmen açıklanmış olduğu halde, Kürtler açısından en önemli taleplerden biri yerine gelmiş olduğu halde...
Atılan adımlar çözüm umutlarını arttırmadığı gibi öte tarafta MHP başta olmak üzere çözüme karşı olanların AKP’yi hedef alan milliyetçi saldırılarını da arttırdı, amaç AKP’yi içinden tahrik etmekti. Kabul edilmeli ki etkili de oldu. Bu seçimlerde AKP’nin MHP’yi silmeyi hedeflemesi yalnızca oylarını arttırma isteği nedeniyle değil kendi iç istikrarını koruma nedeniyledir aynı zamanda.
Dünün değil bugünün koşullarında Kürt sorununu çözmek değil, bundan vazgeçtim, ama çözüme dair umut yaratacak çözümler var mı? AKP’nin var mı? CHP’nin var mı? PKK’nin var mı? Yok.
Umudun bittiği yerde çılgınlık başlar.
Başbakan Erdoğan’ın koruma konvoyuna saldırı ve bir polisimizin öldürülmesi ardında bir provokasyon aramaktan önce bu durumun gerisinde bir çılgınlık psikolojisinin yattığı görülmeli. Çılgınlık hali intiharları, kendini veya ötekini yakıp yok etme dürtüsünü yaratır. Her tür şiddeti besler. Batsın bu dünya...
Bu toplumsal psikolojiden, histeriden yararlanacak öylesine çok akbaba var ki bunun üstüne istediğiniz kadar siyasi yorum yapabilir ve komplo teorileri inşa edebilirsiniz, hepsi de doğru olur üstelik, ama çözüm getirici olmaz.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, barışa ramak kalmışken “Birileri yine kanayan yaraya dokunuyor, oluk oluk kan akıyor” diyor, umut vadeden sözlerle konuşmak istediğini ama bunun bu koşullarda mümkün olmadığını söylüyor. Sağduyulu olmasıyla öne çıkan Aysel Tuğluk’un devamında söyledikleri ise çözümsüzlük psikolojisinin yarattığı gerilimi arttırıcı sözler. Özetle “sizlerle birlikte çözüm olmuyorsa biz çözeriz” anlamında. Fakat şu sözü meseleyi çok doğru özetliyor:
“Bu statüsüzlük durumu daha fazla devam edemez.”
Geldiğimiz noktada meselenin özü bu gerçekten. Ne var ki “statüsüzlük” durumu yalnız Kürt sorunu için değil, o da içinde demokrasimizin statüsüzlüğünü söyler. 28 nisan tarihli “Hegemonya krizi “ başlıklı yazımda bu durumu ele alıyordum ve bitirirken bu statü belirsizliği veya “kararsız denge” durumu nedeniyle seçim öncesi ve sonrasında provokatif olayların sökün etmesi hiç şaşırtıcı olmaz diyordum. Çok çabuk ve keskin geldi.
Umarım DTK seçimi boykot kararı almaz. Böyle bir karar barış ve demokrasi için bir facia olur.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Üzgünüm
7.05.2012 - Gerçek muhalefetin ayak sesleri
3.05.2012 - Hasan Tahsin gerçekte kimdi
30.04.2012 - Sıcağı sıcağına...
28.04.2012 - Tarihe doğru uzun yürüyüş
26.04.2012 - Umudun gücü...
23.04.2012 - Dürüstlük üstüne
21.04.2012 - Ölüm sınırına gelindi
19.04.2012 - ‘Silahsız kuvvetler darbesi’
16.04.2012 - Bir dokun bin ah işit...
14.04.2012
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































gül ocaklı
bu coğrafyada etkin dinleme yapamıyoruz. ezber yargılarımızla asıyoruz kesiyoruz yapıştırıyoruz.öyle yorumlar dinliyoruz ve okuyoruz ki şaşırıyor,öfkeleniyoruz... sanırım bütün sorunları düşünmeyi öğreneceğimiz ,birbirimizi daha iyi anlamak için içgörümüzü geliştireceğimiz za man çözeceğiz.