Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Görmemişiz ne yapalım. Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a dokunulmuş olmasını tarihsel bir olay görüp sevindik. Üstüne düşündüğümde demokrasi yokluğunun bizi nasıl yabancılaştırdığını fark ediyorum. Nihayetinde bir insan cezaevine konuluyor. Çok eminim ki bizim gibilerin yattığı cezaevi koşullarında yatmayacak İlker Başbuğ. Diğer asker tutuklular da öyle aslında. Ama ne olursa olsun bir insan özgürlüklerinden mahrum kılınıyor.
Kuşku yok bir suç varsa kişi cezasını çekmelidir. Ama bizde bir terslik var. Devleti savunduklarını söyleyenler de, devletin hışmına uğrayanlar da cezaevinin yolunu tutuyor. Cezaevleri durmadan doluyor. Durumda bir sakatlık var.
Yakından baktığımızda sakatlık fark edilebilir; her durumda yine korunanın devlet olduğunu görebiliriz. Çünkü tutuklanan kişi gerçekte Genelkurmay Başkanı değildir, emekli Genelkurmay Başkanıdır. Bu dahi önemlidir bizim ülkemizde, buna kuşku yok, parmak sallayana parmak sallanmıştır, ama parmak sallarken değil, o parlak apoletlerini, o şaşalı üniformasını çıkardıktan, emekli olduktan yani vatandaş statüsüne geçtikten sonra. Oysa isnat edilen suç eskidir.
Parmak sallarken görevinden alınmış olsaydı bana göre sivil demokratik teamüllerin yerleşmesi açısından tutuklanmasından çok daha etkili bir siyasi fiil ortaya çıkmış olurdu. İşte o zaman korunanın devlet değil vatandaş, sivil demokrasi, sivil iktidar olduğunu anlardık. Ve asıl o durumda caydırıcılık işler ve görev başındayken devletin üst görevlilerinin suç işleme eğilimlerinin önü alınmış olurdu. Başka deyişle hukuka bağlı devlet memurları olduklarını anlarlardı.
Günah “ben devletim” zannıyla başlıyor
Bu zan da değil onlara verilmiş bir misyondur; bu misyonla eğitilirler ve en tepelere vardıklarında da devlet olduklarına hiç kuşkuları yoktur artık. Anayasa ve yasalarla, teamüllerle de zaten engin biçimde donanmışlardır, yani zan içinde değildirler, gerçekten de devlettirler.
Devlet otoritesi devletin hiyerarşik yapısının tepesine doğru çıktıkça billurlaşır, otorite merkezîleşir ve merkezîleştikçe de dokunulmazlaşır. Aşağılara, astlara daha kolay dokunursunuz üstlere ise daha zor. Neden? Çünkü devlet mutlak otorite anlamında merkezde, üstte olanlarda temerküz eder. Devlet otoritesi aşağıdan yukarıya değil yukardan aşağıya emir kumanda silsilesi içinde tesis olur. Yukarısı emreder aşağısı uyar.
Cumhurbaşkanlarının sorumsuz olmaları da bu nedenledir. Yoksa nihayetinde onlar da seçilmiştir, temsil mekanizması içinde vekâlet kullanmaktadırlar. Neden sorumsuzluk gibi farklı bir statüye tabi olacaklar ki? Oluyorlar ama, çünkü devleti temsil ediyor olmaları apriori kabul görüyor. Bu temsil bir ritüel olmanın ötesine geçen bir temsil üstelik.
Terslik de burada, tepede olanlara vekâlet veren vatandaşlara kolay dokunulabiliniyorken vekâlet alanlara kolay dokunulamıyor. Başbuğ şimdi artık vatandaş-generaldir ve ona dokunulabilinir, her vatandaşa kolay dokunmanın dayanılmaz cazibesi içinde.
Devlet-vatandaş ayrımı üstüne oturan klasik kamu hukuku anlayışının bizim gibi hukuk devletinin yerleşmediği bir ülkede böylesi sonuçlara yol açmasına şaşmamak gerek. Türkiye için henüz lüks gibi görünse de, hak ve özgürlükleri erk merkezli statüye ve hiyerarşiye dayayan bu klasik kamu hukuku anlayışı artık günümüzde aşınmıştır, özgürlükçü demokrasi anlayışıyla çelişmektedir. Kamu hukuku ve medeni hukuk arasındaki uçurum kapanmalıdır. Vatandaş-vatandaş arasındaki ilişkinin (civil law) hukukça korunma değeri neyse devlet-vatandaş ilişkisinde de devletin hukukça korunma değeri bunun üstünde olamaz. Kaldı ki, Devletin hakları diye bir şey de olamaz, vatandaşa karşı ancak yükümlülükleri olabilir.
Eski Genelkurmay Başkanı yargı önünde ama yenisi de devlet benim anlayışıyla sivil siyasete karışıyor, “Kürtçe eğitim olmaz” diyebiliyor. İşte suç ve günah da böyle başlıyor, yani sivil siyasete müdahale hakkını kendilerinde görmeleriyle. Bir kez bu sınır aşıldı mı nerede durulacağı artık hukuk meselesi değil güçle ve konjonktürle bağlı pratik bir mesele oluyor. Devleti koruma ve kollama gibi hem moral hem yasal dayanaklar da var zaten.
Burada eleştirilmesi gereken askerler değildir, onlara bu misyonu yükleyen sivillerdir. Anayasamızda “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” olan maddeler varsa, o anayasa ne nedenli özgürlükçü hükümler taşıyor olursa olsun birincil korunan vatandaş değil devlet olacak ve böylece bu anayasa ile vatandaş değil devlet kutsanmış olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012