Nejat ERDİM
Gezi eylemleri tüm Dünyanın dikkatlerini Türkiye’nin üzerine çekmiş durumda. Ülke içinde her kafadan ayrı ayrı sesler geliyor ve açıkçası bu karmaşa içinde kimse kimsenin ne dediğini ne dinliyor, ne de dinlemeye niyetli.
Hükümetin parlamentodaki sandalye sayısının çoğunluğuna yaslanıp kolaylıkla yasa geçirdiği bir zeminde doğrusu demokrasi arayışında olanların bu duvarı aşmaları pek olası değil.
Gezi parkı eylemleri ile ülkenin girmiş olduğu “türbülanstan” çıkması adına hükümetin ve de özellikle başbakanın sert ve buyurgan dili işi giderek çığırından çıkartan bir noktaya getirmiş durumda ve açıkçası bu üslup hem ülkeye zarar veriyor ve hem de hükümete.
Önce beyaz saray ve sonrasında AB parlamentosundan gezi olaylarından dolayı hükümet ve polisin tutumuna yönelik çok sert açıklamalar peş peşe gelmekte gecikmedi.
AB parlamentosunun kınama niteliği taşıyan mesajındaki vurgu açıkçası çok çarpıcıydı.
Parlamentonun ortak bildirisinde yer alan ifade de: “
"Avrupa Komisyonu İstanbul'da polis ve göstericiler arasında yinelenen çatışmalar endişe duymaktadır. Göstericilere karşı tüm aşırı ve orantısız güç kullanımı kınıyoruz. AB olarak ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü dahil olmak üzere temel haklar, garanti önemini hatırlamak istiyoruz. Herhangi bir sınırlama AİHS ve AİHM içtihatları ile tanımlanan sınırlar içinde olmalıdır."
Denilmekte ve Erdoğan hükümetine adeta bir ihtar verilirken doğrusu sayın başbakanın o alışık olduğumuz sert tepkisinin ülkeye yarardan çok zarar getireceğinden şüpheliyiz.
Sayın başbakan’ın bir an önce içine düştüğü öfke girdabından kurtulması ve “darbe paranoyasından” kendini sıyırması lazım, zira hükümetinin başta barış süreci olmak üzere daha birçok alanda vermiş olduğu hizmetleri heba etmeye hakları yok diye düşünüyorum.
Okyanusu geçerken kalkıp derede boğulmaya benziyor hükümetin hâlihazırda içinde bulunduğu durum.
Demokratik sisteme geçmek için çok ağır bedeller ödemiş bir ülkenin tekrar o karanlık ve kaos dolu günlere dönmek isteyebileceğine asla ihtimal veremiyoruz.
Yaşadıklarımızın muhteviyatında bir karşılıklı restleşme ve inatlaşmanın toplumu bugün bu noktaya getirdiği gerçeğini artık hem sayın başbakan ve hem de eylemciler anlamalı.
Tarafların birbirine “diz çöktürme” niyetleri varsa eğer biran önce bu çizgiden hızla uzaklaşmaları ve açıkçası günlerdir süren eylemlerin gerek hükümet ve gerekse toplum tarafından artık anlaşılır bir noktaya ve olgunluğa geldiğini görerek eylemcilerin toplumun daha fazla ve daha hızlı bir kutuplaşmaya doğru yol almaması için evlerine çekilmeleri en makul olanıdır diye düşünüyorum.
Sayın başbakanın da sert söylemlerini bir kenara bırakıp daha kucaklayıcı ve birleştirici bir dil kullanması gerekir; özellikle bu noktada yapılması düşünülen Ankara ve İstanbul mitinglerinin toplumda bir ayrışmaya yol açabileceğini gözden kaçırmamak lazım.
Yapılması düşünülen bu mitingler belki partisi için bir gövde gösterisi olacak ama insan düşünmeden edemiyor:”acaba bu gövde gösterisi kime karşı yapılmak isteniyor?”
Ülke’de herhangi bir seçim havası yok iken böylesi ucuz ajitasyonlara başvurmak kanımca sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır.
Dilerim ülkemiz bu kaotik ortamdan hasar görmeden çıkar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.06.2015
4.02.2015
19.05.2015
14.05.2015
9.02.2015
8.02.2015
4.04.2015
28.03.2015
24.03.2015
23.03.2015