Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Kürt aydını Avrupa’nın siyasi ve entelektüel birikiminden, bu birikimin sunduğu olanaklardan en az yararlanmış yabancı ülke aydınları arasında sayılır. Bu durum, sürgünlüğün daha zor koşullarda yaşanmasına yol açtı. Aydınlarımız zor ve bunalım dolu yıllar yaşadılar. İllegal siyasi faaliyetin sonuna gelinmişti ve illegalitenin örttüğü kusurlar, ve yeteneksizlikler, artık gizlenemiyordu. Derken, dağılmanın eşiğine gelmiş örgütlerde, iç hesaplaşmalar, başladı.. Acı veren olaylar yaşandı. Başarısızlık ve dışlanmışlık hissiyle intihar eden aydınlar, siyasetçiler oldu.
Yaşananlar bir bakıma PKK karşısında siyasi bir yenilgiyi de ifade ediyordu. Derken, Kürt aydınları PKK’yi eleştirmeye ve olup bitenlerden onu sorumlu tutmaya başladılar. PKK’yi Avrupa’daki yeni hayatı zorlaştıran, Kürt toplumunda aydınlanmayı istemeyen, aydın hareketinin önünü kesen bir örgüt olarak gördüler ve eleştirdiler. Oysa bu eleştirilerin haklı ama bir o kadar da, haksız olan yanları vardı. PKK Avrupa’daki aydınların ona rağmen siyaset yapmalarını elbette hiç istemedi, hatta siyasi manada aydınlara ‘bulaşmayı’ tehlikeli bulduğu ve aradaki mesafeyi korumaya çalıştığı bile söylenebilir.
PKK’nin zaman zaman otoritesini tanımayanları Avrupa başkentlerinde sokaklarda kovaladığı ve şiddet uyguladığı da oldu. Ama PKK, kendi saflarına çekmek için, Kürt aydınlarının peşinden hiç koşmadı. PKK’nin çalışma usulleri, şiddet tercihi, ideolojik yapılanması buna zaten cevaz vermiyordu. PKK bu yüzden Avrupa’ya giden Kürt aydınını değil, asıl olarak Kürt köylüsünü, yani canını zor bela kurtarıp Avrupa’ya kaçan savaş mağdurlarını örgütlemeyi tercih etti. Bekaa’ya, Kandil’e giden Kürt köylüsüydü, ama Avrupa şehirlerinde on binlercesi sokaklara dökülenler de ağırlıklı olarak köylüler ve savaş mağduru ailelerdi.. Hâl böyle olunca, Türkiye’den giden Kürt aydınlarının büyük bir bölümü, mensubu oldukları ve yönettikleri örgütlerin giderek yok oldukları veya etkisiz hale geldikleri bir süreçte, işin kolayına kaçıp, uzak mesafe Kürt milliyetçiliğine sarıldılar. PKK’den daha Kürt ve Kürdistani duruşa sahip olduklarını göstermeye çalışmak ve uzak mesafe milliyetçiliğine sarılmak bir çıkış yolu olarak görüldü.
Bugün, ceplerinde AB pasaportu taşıyan, Fransalı, Almanyalı, Amerikalı, İsveçli, Norveçli, Britanyalı uzak mesafe Kürt milliyetçileri var. Uzak mesafe Kürt milliyetçileri, PKK’nin demokratik özerklik talebini beğenmiyor, dahası PKK’yi büyük Kürdistan davasını ebediyen söndürmek için, Türk devletinin icat ettiği bir hareket olarak görüyorlar. Kürt-uzak mesafe milliyetçileri bugünü yüzyıl öncesinin gözlükleriyle okuyorlar. Öyle olunca da siyasi tutumlarını Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı ilkesine göre belirliyorlar. Bu evrensel hakkın geçen yüzyılın başında Kürtler’e tanınmamış olmasını, bugün de Kürt sorununda temel problem olarak görüyorlar. Kürt meselesinde başka çözüm yollarının olabileceği gerçeğini kabul etmiyorlar.
Uzak mesafe Kürt milliyetçilerinin yazdıklarını okuduğunuzda, PKK’nin gücünü üçe beşe katlayan, ama bizim bilmediğimiz farklı bir Kürt ulusal hareketi olduğunu sanırsınız. O yazılarda, Kürt siyasi hayatının vitrininde olan hemen herkesin Kürtlüğünden-Kürdiliğinden şüphe edilir, eleştirilir. Bir yazı yazmış ve mesela on defa Güney Kürdistan, ama bir defa da Kuzey Irak demişseniz, ne işbirlikçiliğiniz kalır ne inkârcılığınız! Uzak mesafe Kürt milliyetçilerinin popüler olan isimleri, Benedict Andersen’in sözünü ettiği küresel imkânlardan yararlanıyor ve bol bol seyahat ediyorlar. Türkiye’ye girişlerinde herhangi bir engel artık bulunmuyor. Yaz tatillerini genellikle Türkiye’de geçirirler. Ama, Welat (Ülke) ne yapalım ki, denizi olmayan bir Welat olduğu için, uzak mesafe Kürt milliyetçilerimiz, tatile, Güney ve Ege sahillerine giderler. Güney Kürdistan’ın kuruluşunu sevinçle karşılayan uzak mesafe Kürt milliyetçileri arasında, yeni kurulan Kürdistan’dan geçmişteki hizmetlerinin karşılığı olarak diyet talebinde bulunanların sayısı, hiç de az değildir. Ama bu diyetler çoğu kez ödenememiştir, ve Kürdistan yönetimi diyet ödeye ödeye çıldırma noktasına geldiği ve çıldırmak istemeyenler, YNK’den ayrılıp GORAN-Değişim adıyla yeni bir parti kurduğu ve bu parti Kürdistan yönetiminin diyet ödemelerine şiddetle muhalefet ettiği için, Hewler’den Avrupa’ya tam bir hayal kırıklığı içinde ve eli boş dönmek zorunda kalan uzak mesafe Kürt milliyetçilerinin sayısı hiç de az değildir. Güney Kürdistan onları siyasi manada da, az çok hayal kırıklığına uğratmış gibidir. Güney Kürdistan’ın ulusal politikalarını yumuşak ve etkisiz bulurlar. Kürt hükümetinin politikalarını belirleme şanslarına sahip olsalar, şiddeti PKK gibi yegâne seçenek gördüklerinden ve kutsadıklarından değil, ama sahip oldukları fikirler nedeniyle, Ortadoğu’da kapsamlı bir Kürt savaşı çıkarmaları işten bile değildir. Uzak mesafe Kürt milliyetçisi olarak gördüğüm Kürt aydınlarını bir gün Mehmet Uzun’a sordum. Verdiği cevabı, gelecek yazıya bırakıyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012