Sinan ÇİFTYÜREK
Mesut Barzani önce ABD’de ardından da Çek ve Macaristan gibi bazı Doğu Avrupa ülkelerini ziyaret ediyor. Yapılacak görüşmelerde birçok konu ele alınacak ama esas meselenin, bağımsızlığa uluslararası destek sağlamak olduğu anlaşılıyor! Zaten basın da, “Barzani bağımsızlık arayışında”, “çantasında Kürt devleti ile gitti” benzeri haberleri öne çıkarttı. Öncelikle Kürt siyaseti bağımsızlığın neresinde? Bu önemlidir.
I - Güney Kürdistan’da, içerisinde farklılıklar barındırsa da genel siyasal yönelim, Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanarak federasyondan bağımsızlığa adım atmak olarak özetlenebilir. Dün otonomi diyen Güney, bugün genel olarak bağımsızlık diyor ve en ısrarlı savunuculuğu da KDP ile lideri dile getiriyor. ABD’de Atlantik Konsey Enstitüsünün düzenlediği panelde konuşan Barzani, “Belirli bir tarih veremem ancak, bağımsız Kürdistan yolda” diyor ve devamla “IŞİD’le savaş, referandumun ertelenmesine neden oldu. Halen savaş halinde olan bir ülkeyiz. Bu savaş bitince referanduma gideceğiz. Hiçbir şey Kürtlerin kendi kaderini tayinini engelleyemez” diye de ekliyor. Bağımsızlık yönünde açıklamalar, KDP’nin diğer yönetici kadrolarından da gelmektedir. KDP’li Kemal Kerkukî de, “bağımsız Kürdistan devletini kurmamız gerekiyor. Topraksa toprak, halksa halk, kültürse kültür… Geçmişimiz, tarihimiz var” diyecekti.
Bağımsızlığa mesafeli duran YNK’de ise IŞİD işgali sonrasında önemli gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. YNK içerisinde farklı eğilimler olsa da genel rota bağımsızlığa çevrilmiş görünüyor. Barzani ABD’ye gitmeden önce ziyaret ettiği Talabani’den “bağımsızlık ilanında arkanızdayız” mesajını aldığı basına yansıdı.
Bağımsızlık ve kanton tartışmalarında YNK yöneticilerinden gelen açıklamalar da Talabani ile paraleldir. YNK yöneticilerinden ve Kürdistan Bölgesi Başkan yardımcısı Kosret Resul, Kürtlerin bağımsızlık talebi sorusu üzerine, “Kürtlerin kendi devletini kurma hakkı olmalıdır. Ayrıca Kürdistan halkının minimum talebi konfederasyondur” diyerek bağımsızlığı destekleyecekti. YNK’nin Politbüro üyesi Sadi Ahmed Pire de kanton tartışmasında “gerilememiz ve ‘kanton’ gibi oluşumları düşünmemiz için hiçbir sebep yok. Bir adım atılacaksa bu konfederasyon veya bağımsızlık olmalı” demişti.
Bununla birlikte YNK’de halen mesele tam olarak çözümlenmiş sayılmaz çünkü İran’ın derin etkisi var. YNK’li Kerkük valisi Necmettin Kerim bunların başında geliyor. Güney Kürdistan siyaset kurumları Kerkük dahil bağımsızlığa odaklanmışken Kerim“yetkileri artırılmadığı taktirde Kerkük’te özerklik ilan edeceğini” söyleyerek Kerkük’ü İran politikası doğrultusunda özerk tutma çabası gerilime yol açmakta. Öyle ki Kerim’in açıklamasına karşı KDP Başkanlık Konseyi Başkanı Salih Delo “eğer öyle bir girişim olursa gerekirse güç kullanarak karşı durdururuz” şeklinde tepki verecekti. Ayrıca tam da dışarda bağımsızlığa destek turu yapılırken YNK Genel Sekreter Yardımcısı Berhem Salih’in beraberinde bir heyetle İran ziyareti de sıkıntılıdır.
Güneyin bağımsızlık adımında yüzleştiği kimi iç sıkıntılar kendisiyle sınırlı değil diğer parçalardan da bağımsızlığa mesafeli duran hatta bağımsızlığı olumsuzlayan tutumlar da söz konusu. Bunların başında da KCK gelmektedir.
KCK yetkilileri son yıllarda sıklıkla “Irak’ın bölünmesi tehlikelidir”, “ulus devleti reddediyoruz”, Duran Kalkan’ın, “Güney Kürdistan'da merkezi diktatörlük yaşayamaz. Bu bölgeyi demokrasi birleştirir ve yaşatır. … Yani 'Güney Kürdistan'ı Erbil'den yöneteceğiz, sadece yönetim Erbil'de olacak' dememek lazım. Şengal, Kerkük, Germiyan, Duhok ve Süleymaniye de kendini yönetmelidir. Böyle olursa Kerkük de Kürdistan'a katılır" sözlerine Barzani ve Güneyli yöneticiler sert tepki göstermişti.
Parçalarda çözüme ilişkin görüş ve hedeflerimiz farklı olabilir ki bunlar yeni de değildir. 1970’lerde Güney Kürdistanlı partiler otonomi derken PKK dahil Kuzeyli yapılar bağımsızlık veya federasyon diyorlardı. Şimdi tam tersi; yarın ne olur şimdiden kestirilemez, burada önemli olan farklılıklarımızı birbirimize karşı kullanmamak! Önemli olan farklılıklarımızdan düşmanın yararlanmasına izin vermemek! Önemli bağımsız Kürdistan ilanının tıpkı dün federasyonun ilanının yarattığı moral gibi tüm Kürdistan’da yeni bir moral ve dinamizme vesile olacağını üzerinde ortaklaşmamızdır. Nihayet önemli olan 40 milyonu aşkın nüfusuyla devletsizliğin aşılmasıdır.
Elbette uluslararası destek önemlidir; ama esas önemli olan dört parçasıyla Kürt halkının ve siyasetinin dinamik desteğidir. Kimimiz özerklik, kimimiz federasyon ya da kanton savunabiliriz ama bunlar Güney’in bağımsızlığını desteklemeye engel olmamalı. Hele hele ikinci bir Lozan olayı hiç ama hiç yaşanmamalı.
Nihayet önemli olan; “Lozan’da Kürtlerin kaderleriyle ilgili tartışma devam ederken Mustafa Kemal’in önerisiyle Kürdistan mebusları ulusal kıyafetleriyle Meclis’e gelip, Lozan’a bir telgraf çekme kararı aldılar. Telgrafta ortak meclis ve ortak devlet vurgusuyla ayrı bir Kürt devletinin kurulmasına karşı olduklarını” belirten (Ümit Kardaş) bir konuma Kürt halkının bugün yeniden düşmemesidir.
Bu açıdan Barzani başkanlığındaki Güney heyeti bağımsız Kürdistan için destek ararken, “ulus devlet istemiyoruz, devlet kötüdür”, “küçük devletçiklere hayır” çıkışları sadece Güneylilere değil tüm Kürdistan davasına zarar verir.
Kürdistan’ın bağımsızlığı herhangi bir Asya ya da Afrika ülkesinin bağımsızlığına benzemez. Öncelikle jeopolitik konumu ve bölgesinde dört devlet arasında bölünmüş olmanın genişlettiği düşman cephesiyle somutta Arap, Türk, Fars ırkçı milliyetçiliğinin kuşatması altında bulunuyor. Dolaysıyla Kürt siyasetinin içerisinde birden fazla elin olmasının yanı sıra uluslararası güçlerin de bölgenin üç önemli ulusunun yarattığı güç dengeler nedeniyle Kürdistan bağımsızlığına sahip çıkmaları hep sancılı olmuştur, şimdi de öyle görünüyor. Somutta bakarsak;
II - ABD ve Batı Avrupa, bir ileri bir geri politikasını sürdürmektedirler.
ABD ve AB devletleri ne diyor, ne diyecek? Şüphesiz bu önemlidir. Batı’nın özelde de ABD’nin politikası son 20 yıldan beri geliştirdiği Avrasya üzerindeki egemenlik stratejisinden bu yana sadece Ortadoğu’da değil genel Asya ‘da yeni sınırların çiziminden somutta da bağımsız Kürdistan’dan yanadır. Fakat Türkiye, İran ve Arap rejimlerini doğrudan ilgilendiriyor olması nedeniyle bağımsız Kürdistan meselesinde açıktan yana tutum alamıyor. Benzer bir ikilemi Avrupa ülkeleri de barındırıyor.
Bu cepheden görünen şudur; Güney Kürdistan’ın defacto olarak bağımsızlığa yönelen her adımı resmen olmasa da fiilen desteklenirken, hatta Macaristan gibi devletlerin bağımsızlığı tanımalarını teşvik ederken kendileri bağımsızlığı resmen desteklemek için halen koşulların oluşmadığını düşünüyorlar.
Denilebilir ki emperyalist Batı ve özelde de ABD halen hem nalına hem mıhına misali davranıyor. Basını ve sivil kurumları “bağımsız Kürdistan’a az kaldı”, “Kürdistan devleti yolda” derken; ABD yöneticileri ise temkinli konuşuyorlar; “Irak’ın toprak birliğinden yanayız”, “Irak başbakanı Abadi’ye bir şans daha verin” diyorlar.Aynı ikili tutumu ABD’nin silah verme politikasında da görebiliyoruz.
Doğu ekseni statükonun devamında ısrarlı. Emperyal çıkarları gereği değişimini hedefleyen ABD ve AB’nin aksine; Rusya, Çin gibi küresel güçler ile İran ve Türkiye gibi bölge devletleri mevcut sınır ve statükonun devamında ısrar ediyorlar.
İran’ın birinci önceliği Kürtlerin varlığının bile inkâr edilerek tümüyle asimile edilmeleridir. Bunun artık başarılamayacağı netleşince, bir yanda işgal ettiği Doğu Kürdistan’ın küçük bir kısmında uyduruk Kürdistan Eyaleti kurarak, “bakın bende de federal Kürdistan var” türünden muhtemel gelişmelere ön hazırlıklı olmak istiyor ve bunu tamamlayan bir tutumla da Irak’ın bölünmez birliğinde ısrar ediyor. Bunları aşan gelişmeler yaşanırsa yanı İran, Kürtlerin bağımsızlık hamlesini engelleyemeyeceğini görürse bu kez yeni karşı hamle olarak “madem bağımsız Kürdistan kuruluyor o zaman bir değil Süleymaniye ve Erbil merkezli iki ayrı Kürdistan olsun” tezini dillendirmeye başlar, başladı bile.
Türkiye’nin pozisyonu İran’dan farklı değil, özünde benzer; hatta daha katı ve ırkçı bir politika izliyor Kürt meselesinde. Türk devleti dün, Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı bir yana federasyonu hatta geri bir özerkliği bile “kırmızı çizgisi”nin ihlali sayıp tutum almıştı. Türkiye, Güney Kürdistan’ın bağımsızlığına karşı duruşunu koruyor ve bu Güney ile de sınırlı değil; Kuzey üzerinden Rojava’yı da baskılamak istiyor. Fakat gelişmeler bağımsız Kürdistan’ı kaçınılmaz kılarsa, bu durumda hem son Osmanlı bakiyesinde etkinlik kurabilmek hem de bölgede Sünni ekseni güçlendirebilmek için yanında saf tutmasını sağlamaya dönük egzersizler de yapmakta. Denilebilir ki Türk devleti Kürdün sırtında bölgede emperyal hedeflere yönelebilir yeniden. Yeniden diyoruz çünkü daha önce bu denendi ve Suriye ile Rojava’daki gelişmeler üzerinden çökmüştü.
Araplara gelince; mesele Kürdistan’ı işgal altında tutan iki devletle sınırlı değildir. Suriye ya da Irak’ın “bölünmez birliği” olunca 22 Arap devleti saf tutabiliyor. İsrail on yıllardır Filistin halkına kan kusturuyor, bazen Mısır, Suriye veya Ürdün’e saldırırken Araplar İsrail’e karşı birleşmeyi başaramadılar bugüne kadar ama iş Kürtler olunca ortaklaşabiliyorlar. 22 Arap devleti var 23.’sü olan Filistin yolda; ama 40 milyon nüfusuyla Kürtlerin bir devlet kurmasına karşı duruyorlar!
Bütün bunlara rağmen Güney bağımsızlığa hazırlanıyor. KDP, YNK Peşmergelerinin ulusal orduya dönüştürülmesi, Peşmerge bünyesinde “Şengal Êzidi Kürtler Birliği”, “Türkmen Peşmerge Bölüğü” gibi adımların geliştirilmesi; başta Kerkük olmak üzere fiilen denetim sağlananKürdistan kentlerinin referandumla resmiyete dönüştürülmesi; enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara doğrudan pazarlanması arayışları… üzerinden sürdürülmektedir.
Güney, bağımsızlık hazırlığını sürdürürken öncelikle tüm parçalardan Kürdistanlıların desteğini alması önemli olmanın ötesinde hayatidir. Yukarıda belirttiğim gibi ikinci bir Lozan’ı yaşanmamalıdır. Güney’in bağımsızlığını desteklemeliyiz!
III - Barzani’nin bağımsızlığa uluslararası destek arayışını desteklememiz üzerine, Türkiye sosyalist hareketinden “komünistler ne zamandan beri ulusal kurtuluş hareketlerinin emperyalizmden destek arayışlarını desteklediler” diye söylediklerini duyar gibiyiz! Üzerinde geçmişte epeyce durduk burada özetleyeceğim.
20. yüzyılın ilk yarısında özellikle de Sosyalist Blok’un İkinci Dünya Savaşı’nın ardında kurulmasıyla birlikte Asya, Afrika başta olmak üzere dünyadaki ulusal bağımsızlık mücadeleleri, belirleyici olarak emperyalizme karşı siyasal hat üzerinden gelişerek ulusal devletlerin kuruluşuyla sonuçlandılar. Bu meseleyi “Ulusal Soruna Somut ve Tarihsel Yaklaşım, Halkların kurtuluşu sosyalizmdedir” (S. Çiftyürek) adlı kitabımda ayrıntılı irdelemiştim.
Sosyalist Blok’un küresel bir güç olduğu; Dünya komünist hareketinin güçlü olup her yerde iktidara yürüdüğü; uluslararası işçi hareketi ve sendikal mücadelenin büyük dinamizmi barındırdığı; Bağlantısızlar Hareketinin bugünkü gibi sadece ismen değil küresel siyasette özellikle BM’de etkin olup her önemli uluslararası kararda çoğunlukla Sosyalist Blok ile davrandığı koşullarda; Asya ve Afrika’da bağımsızlığa yürüyen ya da bağımsızlık desteği arayan her ulusal kurtuluş hareketi Sosyalist Blok ve Bağlantısızlar Hareketi’ne gidiyor gerekli desteği de alıyordu. Ulusal kurtuluş hareketleri belirttiğim siyasal iklimde nefes alıp emperyalizme karşı direnebiliyorlardı.
Bu küresel siyasal güç dengeleri 1990’lı yıllara gelindiğinde büyük oranda değişti. Sosyalist Blok dağıldı, Dünya komünist hareketi zayıfladı, küresel işçi sınıf mücadelesi daraldı, Bağlantısızlar Hareketi ismen var; ama fiilen etkisizleşti ve önemlisi ulusal kurtuluş hareketleri Asya ve Afrika’da belirleyici olarak şeklen de olsa çözümlendi. Geriye Avrupa’nın kimi ilhakları, bölgemizde Kürdistan ve Filistin ile Asya’nın az sayıda bağımsızlık mücadelesi veren halkları kaldı.
20. yüzyıl sonu 21. yüzyıl başında çözümlenmemiş az sayıda ulusal kurtuluş hareketleri, mevcut küresel siyasal iklimde uluslararası destek ararken emperyalist ABD ya da AB’nin kapısını çalmak durumunda kaldılar, kalıyorlar. Filistin, Kürdistan, Kuzey İrlanda, 9 Temmuz 2011’de bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, Srilanka, Moro ulusal kurutuluş mücadelesi …! Belirtmediklerim dahil günümüz ulusal kurtuluş hareketleri illa ki bir biçimiyle ABD’nin, İngiltere, Fransa’nın ve bunların etkinliğindeki BM üzerinden çıkış aramak çizgisine gerilediler. Bu fotoğraf öngördüğümüz ve savunduğumuz bir fotoğraf değil fakat bugünkü küresel siyasetin fotoğrafı özetle bu.
İşte Barzani’de bu küresel siyasal iklimde tıpkı Filistin liderleri gibi, tıpkı diğerleri gibi uluslararası destek arayışındayken içerde köstek değil destek olmalıyız. Türkiye sosyalistlerini de nasıl ki emperyalizmle ilişkilerine rağmen Filistin’in bağımsızlığını destekliyorlarsa aynı gerekçelerle Kürdistan’ın bağımsızlığına da destek olmaya çağırıyoruz. Yanı Filistin’e destek Kürdistan’a köstek siyasetini aşmaya çağırıyoruz.
Sonuç olarak;uluslararası güçlerin, BM’nin, Bağımsız Bağlantısızlar Hareketi’nin bağımsız Kürdistan’a ilişkin alacakları tutum önemlidir; ama asıl olan Kürtlerin etnik ve inanç farklılığıyla Kürdistanlıların alacağı tutumdur. Uluslararası güçlerin tutumunu etkileyecek olan da bu olacaktır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018