Süleyman YAŞAR
Zengin ülkeler, fakir ülkelere gümrüklerini açmalarını isterler. Böylece zengin ülkeler ürettikleri malları fakir ülke pazarlarına kolayca sokarlar. Ama fakir ülkelerin tarım ürünlerini zengin ülkeler kendi sınırlarından içeriye sokmazlar. Yüksek gümrük duvarlarıyla kendi çiftçilerini korurlar.
Tabii bu arada fakir ülkelerin yeni kurulan fabrikalarını yok ederler. Yine sermayenin dolaşımını serbest bıraktırırlar. İstedikleri ülkede ucuz emeği, ucuz hammaddeyi kullanıp yine fakir ülke pazarlarına satarlar. Bir de elde ettikleri kazançtan vergi ödememek için şirketlerini vergi cennetlerine kurarlar. Böylece üretim yapıp kaynaklarını yok ettikleri, havasını, suyunu kirlettikleri ülkeye vergi de ödemezler. Yine zengin ülkeler fakir ülkelere silah satıp, savaş çıkartıp o ülkenin petrolünü, altınını, tarihî eserini ele geçirip satarlar. Sonra işte bu kapanan fabrikalar ve savaş nedeniyle fakir ülkenin işsiz kalan, ölümden kaçıp toprağını terk eden insanları zengin ülkelere sokmazlar. Yani malların, sermayenin serbest dolaşımını fakir ülkelere zorla dikte ettiren zengin ülkeler, fakir ülke insanının dolaşmasını yasaklar.
Gelelim bu kısa açıklamayı niye yaptığımıza…
Yaptık, çünkü Türkiye ölümden kaçıp topraklarını terk eden mültecilerle doldu. Türkiye ölümden kaçan bu insanları kabul etmekle iyi yaptı. Hattâ onlar için kimsenin yapmadığını yaptı. Ve zengin ülkelerin parmağını oynatmadığı bu ortamda mülteciler için tam 6,5 milyar dolar harcadı.
MÜLTECİLERİN GEÇİŞİNİ ENGELLEYEN DIŞİŞLERİ’NİN BİTMEK TÜKENMEYEN BİLMEYEN HATALARI
Ama Türkiye şimdi mültecilere engel olmaya başladı.
Nasıl mı?
Şöyle; ölümden kaçıp topraklarını terk eden insanlar Avrupa’ya gitmek istiyor. Türkiye engelliyor.
Niye engelliyor?
Çünkü Türkiye Avrupa Birliği ile 16 Aralık 2013’te aniden tuhaf bir geri kabul anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre; Avrupa belli olmayan yani keyfî bir tarihte Türklere vizesiz giriş sağlayacak. İşte bu keyfî tarih karşılığında Türkiye’den Avrupa’ya geçen mülteciler geri gönderildiğinde Türkiye bu mültecileri kabul etmek zorunda olacak. Dolayısıyla 16 Aralık 2013’te imzalanan ve 28 Haziran 2014’te yürürlüğe giren tuhaf bu geri kabul anlaşması nedeniyle Türkiye, Suriye’den Irak’tan gelen mültecilerin Avrupa’ya kara yoluyla geçişine izin vermiyor. Onlar da deniz yoluyla geçiyorlar. Ama pek çoğu ölüyor. Şimdi bu ölümler çoğalınca mülteciler Edirne’ye yürüdü. Ölmeden geçmek istiyorlar. İşte bu insani talebe Türkiye evet diyerek mültecilerin geçişlerine izin vermeli. Malların geçişine, sermayenin geçişine izin veriliyor da niye insanların geçişine yasak getiriliyor?
Bizim Dışişleri’nin bitmek tükenmek bilmeyen hatalarına, mültecilerin geçişinin engellemesine, artık bir son verilmeli.
Niye böyle bir tespit yapıyoruz…
Yapıyoruz, çünkü Dışişleri, 1/95 sayılı Gümrük Birliği kararına da, Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşması imzalayan her yeni ülkeye ilave onay şartını koyarak, bugün yaşanan ekonomik sorunlara neden olmuştu. Dolayısıyla hatada ısrar edilmemeli. Mülteci mevzuatını da Türkiye artık düzenlemeli. Ortada mültecilere uygulanacak bir kanun yok.
Kısaca, istediğinde bir gecede onlarca kanun çıkartan AKP, on dört yıldır artan mülteci sorununa rağmen mültecilere ilişkin bir tek kanun çıkartamadı. İşte şimdi AKP, Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilere engel çıkartıyor. Ey AKP’liler “Bırakınız geçsinler” niye engelliyorsunuz mültecileri.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016