Ümit Fırat
14-15 Ekim 1989 tarihlerinde Paris’te düzenlenen Kürt Konferansı'na katıldıkları için Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) üyesi 7 Kürt milletvekili, partilerinden ihraç edildiler. Bu ihraçlar üzerine, bazı SHP milletvekilleri de ihraç edilen arkadaşlarıyla dayanışmaya girerek partilerinden istifa ettiler. Önce “Yeni Demokratik Oluşum” adı altında bir araya gelen milletvekilleri, yeni bir siyasi parti kurma çalışması başlatarak, 7 Haziran 1990’da Halkın Emek Partisi (HEP)’nin kuruluşunu gerçekleştirdiler. HEP, 14 Eylül 1993’te Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı, ama partililer siyasi yolculuklarına yeni partiler kurmak suretiyle devam ettiler.
Sıralayacak olursak; ÖZDEP, 25 Haziran 1992 kurulup, 23 Kasım 1993 kapatıldı. Demokrasi Partisi (DEP), 7 Mayıs 1993’te kurulup,16 Haziran 1994 kapatıldı. Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 11 Mayıs 1994’te kurulup, 13 Mart 2003 kapatıldı. Demokratik Halk Partisi (DEHAP), 24 Ekim 1997’de kurulup, 19 Kasım 2005 feshedildi. ÖZGÜR PARTİ, 6 Haziran 2003’te kurulup, 26 Haziran 2007 feshedildi. Demokratik Toplum Partisi (DTP), 9 Kasım 2005’te kurulup, 11 Aralık 2009 kapatıldı. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ise, 3 Mayıs 2008 tarihinde kuruldu, 11 Temmuz 2014’te yapılan kongresinde yaptığı isim değişikliği ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak faaliyetlerini sürdürürken, aynı zamanda HDP’nin kurucu bileşenleri arasında da yerini aldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Barış ve Demokrasi Partisi, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek gibi partilerin bir araya gelmesiyle 15 Ekim 2012’de bir çatı partisi olarak kuruldu.
HDP’nin kurulurken BDP’nin aktif olarak faaliyetini de devam etti. 28 Nisan 2014 tarihinde BDP’li milletvekillerinin partilerinden istifa ederek HDP’ye üye olmalarına kadar geçen süre boyunca da adeta yedek bir parti görünümünde kaldı. HDP’nin katıldığı ilk seçim olan Mart 2014 mahalli seçimlerinde, BDP tabanından beklenen ilgiyi göremedi ve oy kaybı yaşandı.
22 Haziran 2014’te aceleyle düzenlenen olağanüstü kongrede, HDP’ye daha fazla BDP görüntüsü verilmesi amaçlanmış olmalı ki, Selahattin Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanlığına getirildi; çok kısa bir süre sonra da partinin cumhurbaşkanı adayı ilan edildi. Diğer Eş Genel Başkan ise Figen Yüksekdağ oldu. Parti kuruluşuna ve yönetim organlarının teşkiline dair üyelerin görüşlerine pek başvurulmadığı için, seçildiler demeyip getirildiler ifadesini kullanmayı daha doğru buluyorum.
HDP, esas olarak Abdullah Öcalan’ın yıllardır gerçekleştirmeye çalıştığı bir çatı partisi projesi olarak kuruldu. O aşamada PKK/KCK dışındaki bazı Kürt politik çevreleri, bunun bir devlet projesi olduğunu da ifade ettiler. Nitekim dönemin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Abdullah Öcalan da bu iddiaları doğrular nitelikte açıklamalarda bulunmuşlardı. HDP’nin sadece Kürtlerden değil, Kürtler dışındaki çevrelerin de destek ve katılımını sağlayabilecek legal bir parti olması düşünülerek, radikalleşen “Kürtlerin ehlileştirilmesi” de diyebileceğimiz bir “Türkiyelileşme” süreci hedeflenmekteydi.
Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13 oy aldı. İşte bu noktada, HDP’nin kendini yönetebilme rüştünü ispat etmesi ve etkili bir politik güç olmayı başarabilmesi için bir tercih yapması bekleniyordu. Silahlı eylemlerle arasına ciddi bir mesafe koyması ve PKK’ya silahlı mücadeleyi terk etmesi gerektiği çağrısında bulunması bekleniyordu. Silahlı bir örgütün gölgesinde kalınarak parlamento faaliyetlerine etkin olunamayacağı açıktı.
HDP’ye oy veren önemli bir seçmen çoğunluğu da böylesi umutlarla sandık başına gitmişlerdi. Ancak partinin görünürdeki yöneticilerinin, böylesi bir stratejik hedefi benimseyecek inisiyatife sahip olup olamadıkları pek bilinmiyordu. Oysa Öcalan ve PKK/KCK, HEP-DEP süreci sonrası kurulan partilerin hiçbirine bağımsız davranabilme inisiyatifi vermedi. Nitekim PKK/KCK’nin savaşı yeniden başlatmasına, HDP yönetimi hiçbir ciddi tepki gösteremedi.
Öte yandan HDP oluşumundaki radikal-sol bileşenlere mensup temsilciler de kendi tabiatları gereği partiyi radikalleştirmeye çalışmaktaydılar. Öyle ki, “Seni başkan yaptırmayacağız!” gibi bir talihsiz sloganın yaratıcısı olduğu söylenen Sırrı Süreyya Önder, yeni anayasa görüşmeleri için, 30 Aralık 2015’ta Eş Genel Başkanlarını ziyaret etmek isteyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, “Kaçak çay içer gidersiniz!” cevabı vererek söz konusu randevu talebinin iptalini sağlayabildi. Netice itibariyle, çatışma sürecinde problemin çözüm tarafında olmak için pozisyon almak yerine, kendilerini problemin bir parçası haline getirdiler.
Ceza kanunlarında suç sayılmayan ama günlük hayatta yanlış bulunan davranışlar vardır. HDP’li bazı yöneticilerin kimi eylem ve sözleri suç olmasa da gerilimi tırmandırabiliyordu. Örneğin, parti Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın “Sırtımızı PYD’ye, YPG’ye yaslıyoruz…” sözleri elbette suç değildi, ama çok defa yaptığı gibi yersiz ve densizce kullanılan ifadelerdi.
Kendisini “Kürt Özgürlük Hareketi” olarak tanımlayan bir yapı, kendisi için bir statü sağlamak uğruna, devrimci halk savaşı adı verdiği ve 10 ay süren hendek savaşlarını başlattı. Binlerce insan hayatını kaybetti. Başta tarihsel ve kültürel mirasları olan kentleri olmak üzere, sahip oldukları pek çok değerleri geriye dönüşü mümkün olmayan bir şekilde yok edilen Kürtler, siyasi olarak da hiçbir şey kazanamadı. Kazanılmış birçok demokratik mevzi kaybedildi.
HDP, demokratik siyaset alanını değerlendirebilecek bir yapı değildi. Böylesi bir durumda kendisinden önleyici bir inisiyatif alması beklenen HDP hiçbir şey yapamadı. Kandil ve Öcalan vesayetinden kurtulmak yerine, onlardan gelen taleplere uymayı tercih etti. Halbuki, sivil ve legal siyaset, her şeyden önce demokratik siyasete inanmayı, bağımsızlığı ve inisiyatif sahibi olmayı gerektirirdi.
Geçtiğimiz günlerde HDP’nin 6’ncı kuruluş yıldönümü ile yayınlanan bir video filminde Selahattin Demirtaş’a yer verilmemesi nedeniyle, HDP içerisinde ve Demirtaş’a sempati duyan birçok insanda tepkiler ortaya çıktı. Demirtaş gibi bir liderin öyle kolay kolay üzerinin çizilemeyeceği türünden eleştiriler yapıldı.
Demirtaş’ın tutuklu olarak yargılanmasını onaylamak mümkün değil elbette. Ne var ki, bir insanın çok ciddi bir haksızlığa uğramış olması ve de halen bu haksızlıktan dolayı mağduriyetinin sürüyor olması, nezaket içerisinde kalmak suretiyle kendisine yönelik eleştirilerden muaf tutulmasına gerekçe teşkil etmez. Bu vesileyle, Demirtaş’ın ve HDP’nin 2014-15 sonrasındaki bazı söz ve davranışları hakkındaki bazı eleştirilerimize, bugünkü yazıda yer kalmadı. Gelecek yazılarımızda kaldığımız yerden devam edeceğiz.
İyi haftalar dilerim.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
26.12.2018
18.12.2018
15.12.2018
29.11.2018
20.11.2018
14.11.2018
6.01.2018
30.10.2018
23.10.2018