Ümit KARDAŞ
“Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir.” Ingmar Bergman
22 yıllık AKP iktidarı döneminde adeta katliamlar zinciri şeklinde yaşanan facialarda 55.284 insan hayatını kaybetti. Kuşkusuz çok sayıda insan da yaralandı, engelli olarak hayatına devam etmek zorunda kaldı. Aşağıda belirttiğim facialarda çok sayıda insan kaybı yaşandı. Bunların dışında 2002-2025 döneminde daha az sayıda insan kaybı yaşanmış olsa da çok sayıda deprem, maden ve yangın faciası gerçekleşti.
2001 yılında 644 kişinin ölümüyle sonuçlanan Van depremi, 2014 yılında 301 madencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Soma faciası, 2018 yılında 25 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Çorlu tren faciası, 2020 yılında 117 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan İzmir depremi, 2021 yılında 97 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Batı Karadeniz sel felaketi, 2022 yılında 42 madencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Amasra maden faciası, 2023 yılında 53.000 insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Hatay- Kahramanmaraş-Adıyaman depremi, 2024 yılında 29 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Beşiktaş gece kulübü tadilat yangını.
En son 2025 yılı Ocak ayında yaşadığımız 78 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan otel yangını. Otel sahibi ve yönetiminden başlayan hukuki, ahlaki, vicdani sorumluluk; denetimden sorumlu bürokrasiden yürütme erkine ve ilgili turizm bakanına kadar uzanıyor. Ayrıca itfaiyenin bulduğu eksiklikler tamamlanmadan otel yönetiminin uygunluk belgesi istemi üzerine denetleme yapan şirket yetkilileri de sorumlu durumda. İtfaiyenin tespit ettiği eksikliklerden sonra Turizm Bakanlığı’nın yaptığı denetim sonucu düzenlenen rapor da önem kazanıyor.
Rasyonel toplumlar, ranttan önce insan hayatına değer verip şeffaflığı, denetlenebilirliği, hesap vermeyi ilke edindiklerinden önleyici tedbirlerle ölümleri ve hasarları azaltabiliyor, kendi yurttaşının yaşam hakkını koruyabiliyorlar.
Bizim ülkemizde bugün uygulanan siyasi-bürokratik-ekonomik düzen içindeki ilişki şekli, iktidar erkinin rant dağıtarak çıkar sağlaması olarak yaşanmakta. Çete olarak örgütlenmiş mafyöz gruplar da bu ilişkiler yumağına eklemlenmiş durumda.
Çıkar grupları başkasının hayatını, haklarını hiçe sayarak ve iktidar gücüne yamanarak kolay kazançla zengin olmayı her türlü ahlaki değerin üstünde görmekte. Siyasi, şahsi, ekonomik ikbal özellikle yöneticilerin ve onlara yamananların vicdanını köreltmekte.
Bu durum karşısında açıklık, şeffaflık, denetlenebilirlik olmayınca, liyakata ve uzman görüşüne değer verilmeyince, insan hayatını ve onurunu koruma, hakikati, adaleti savunma suç sayılınca utanma duygusu yerini pişkinliğe, vicdan ve haysiyet kaybına bırakmakta.
Yetki ve sorumluluk sahipleri kendilerini sorumsuz kılmak için sorumluluğu yetki sahibi olmayanlara atma telaşına girerek, özeleştiri yapıp sorumluluklarının gereğini yapacaklarına yargısal süreçlere müdahale etme çabasına girmekteler.
Sistemin yarattığı bu katliamı “kaderin planı” diye açıklamak hakikati akıl ve vicdan dışı bir gerekçeyle örtbas etmek olur. Yangın öncesi gerekli tedbirleri alsaydık, görevimizi yerine getirmiş olsaydık faciayı önleyebilirdik muhasebesi vicdanları sızlatmalı.
Batı ve Doğu siyaset kültüründe bu tür ağır sonuçları olan olaylar yaşandığında sorumluluğu kabullenerek istifa etme geleneği var. Siyaset-bürokrasi-ekonomi-medya alanındaki ahlaki çözülme ve kalite düşüklüğü “burada olmaz, burası Türkiye” dedirtiyor.
Güney Kore Başbakanı Chung Hong-won, 16 Nisan 2014’te yaşanan 276 öğrencinin hayatını kaybettiği feribot kazası nedeniyle; “Kayıp ailelerinin çığlıkları yüzünden hala geceleri uyuyamıyorum”; diyerek görevinden istifa etme erdemini gösterdi.
Japonya Başbakanı Naoto Kan, Mart 2011’deki büyük deprem sonrası hükümetin kriz yönetiminin yetersiz olduğu eleştirileri üzerine, Ağustos 2011’de istifa etti.
Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, 2013 yılı Kasım ayında bir alışveriş merkezinin çatısının çökmesi sonucu 54 kişinin ölümüne neden olan faciadan bir hafta sonra siyasi sorumluluğu üstlendiğini belirterek görevinden istifa etti.
Norveç Adalet Bakanı Knut Storberget,77 kişinin hayatını kaybettiği Oslo’daki çifte saldırıda yetersiz kaldığı özeleştirisiyle istifa etti.
Makedonya Ulaştırma ve İletişim Bakanı Mile Janakieski, gölde tekne faciası sonucu 15 turistin ölmesi üzerine etik sebeplere dayanarak istifa etti.
Donanma üssünde meydana gelen patlamada 13 kişi ölünce Güney Kıbrıs Rum yönetiminden Savunma Bakanı Costas Papacostas, Genelkurmay Başkanı Petros Tsalikidis ve Dışişleri Bakanı Marcos Kipriyanu istifa etti.
Bizde yaşanan her türlü insani facianın siyasi sorumluluğunu üstünden atarak örtbas etme ve bunu araştıranları hain ilan etme kurnazlığı ve aymazlığı nasıl bir kültürden ve dini referanstan neşet ediyor. Bu nasıl bir standarttır ki hiçbir etik değeri barındırmıyor.
Yargının bugün getirildiği durum karşısında ve daha önceki emsaller ( Gölcük depremi, Soma maden faciası, Çorlu tren kazası, Hatay-Kahramanmaraş depremi soruşturmaları ) ortadayken bu çok önemli soruşturmanın akıbeti de belirsiz gözüküyor.
Türkiye’nin, dünyada az görülür bir şekilde katı merkeziyetçilikle ve otokratik, tek kişiye dayalı mutlak yetki sistemiyle yönetilmesinin, sonuçların ağır yaşanmasında rolü büyük. Bu nedenle denetim ve denge mekanizmasının kurulması, merkezin yetkilerini bölgelere devrederek sorumluluğu paylaşması zorunlu.
İnsan onuruna saygı duyan bir zihniyet ve rejim inşasına ihtiyacımız var. Umudumuzu ve hayallerimizi kaybetmişsek, farklı olanları ötekileştirip empati yapamıyorsak nasıl huzur içinde, vicdanımız rahat yaşayabiliriz!
Türkiye temsil krizinden çıkabilmiş değil. Parti içi demokrasinin olmadığı , lider kültünün egemen olduğu bir siyasi yapılanmada temsil , temsil edileni bozarken, temsil etme yıkıma ve ölüme neden olan bir şiddete dönüşmekte.
Müzakere- uzlaşı geleneği olmayan, şiddet ve ölüm yoluyla imha ederek sorun çözme geleneğine sahip olan Türkiye çatışma, gerilim ve ölümlerin yaşandığı ülkelerin başında geliyor.
Türkiye bu kısır döngüden nasıl çıkacak ? Tarihsel, siyasi, toplumsal birikim kırılmaz çekirdeğe dönüşmüş, ülkenin zaten az olan entelektüel gücü yok edilmiş, sermaye gücü tüketilmiş, kamusal müzakere alanı boğulmuş, siyaset çözüm yeri olmaktan çıkmış durumda.
Her kişi kodların dışına çıkıp zihinsel sıçramasını yapmadan , bu sıçramaya rehberlik edecek entelektüel güç öne çıkmadan, bu sıçramayı destekleyecek sınıfsal güç olmadan değişim hayal.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
12.02.2025