Ümit KARDAŞ
Güney Afrika, 1948 ile 1990 yılları arasında nüfusun yüzde 15’ini oluşturan beyazlar tarafından ırksal ayrıma dayanan Apartheid rejimiyle yönetildi. Apartheid rejiminde beyazlar en üst kademede yer alırken, Asyalılar, Renkliler (Coloured) ve Siyahiler ötekileştirilmiş kesimleri oluşturuyordu.
Uzun yıllar boyunca beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika'da Siyahilere ve diğer beyaz olmayan etnik gruplara karşı uygulanan ayrımcılık, 1948 yılı genel seçimlerinden sonra resmileşerek sürdü.1958 yılından itibaren yasalarla da desteklenen Apartheid rejimi, insanların kökenlerine göre sınıflandırılmaları sonucu, beyaz azınlık dışında kalanların devletin sağladığı sağlık ve eğitim hizmetleri gibi sosyal hizmetlerden daha az yararlanmaları gibi ırkçı uygulamalara zemin oluşturdu.
Bu süreçte Güney Afrika'da apartheid rejimine karşı Anti-Apartheid Hareketi oluşturuldu. Nelson Mandela liderliğindeki Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) başlattığı direniş süreci sonunda rejim 1990’ların başında son buldu.
Çağ dışı yönetime son vermenin, tüm ırkların eşit haklara sahip olduğu yeni bir ülke kurmanın en önemli aracı ise sıfırdan yeni bir anayasa inşa etmekti. 1994-1997 yılları arasındaki anayasa yapım süreci, halkın da 2 milyon önergeyle katıldığı bir demokrasi şenliğine dönüştü.
Bugün Güney Afrika, Apartheid rejimiyle değil, yazılma süreci ve içeriğiyle herkese örnek olan tabular rasa üzerine sıfırdan yazılan demokratik anayasasıyla anılıyor. Güney Afrika, sıfırdan inşayı sürece halkı da katarak siyasi ve toplumsal aktörlerle birlikte başardı.
Güney Afrika Anayasasını yazan Kurucu Meclis’in üyesi Geoffrey Quinton Michael Doidge 2009 yılında kendisiyle söyleşi yapan Serkan Köybaşı’na sürece giden yolu ve yaşananları şöyle anlatıyor:
“Hükümet Mandela’yı 10 Şubat 1990’da salıverdi… 1990’da barış anlaşması imzalandı, ANC ‘askeri örgüt olmayı bırakıyoruz’ dedi. İnsanlara, silahı bırakın, diyecektik ama insanlar bize ‘neden bırakalım ki, hala özgür değiliz!’ diyeceklerdi. Biz de ‘hayır, görüşmeler için alan açmalıyız’ dedik, o yüzden kendi insanlarımızla konuşmak zaman aldı… Geçici Konsey adı verilen, bir nevi bir geçici kabine kuruldu. Bu kabine bizi 1994’teki seçime götürdü. Sorun şuydu, iki şiddet dönemi vardı: Kodessa başarısız olduğunda şiddet vardı, çok partili müzakere forumu başarılı olacak gibi göründüğünde daha da fazla şiddet oluştu. 3. Kuvvet denilen bir örgüt vardı ve bu örgüt şiddeti destekliyordu. Amacı müzakere sürecini durdurmaktı… Ama o sırada devlet başkanı olan F.W De Klerk ve ANC’nin lideri Mandela, şiddeti açıkça kınadı ve bunu biz değil 3. Kuvvet yapıyor dediler. Müzakerelere sürmenin yolu 3. Kuvvet’i izole etmekti.”
Doidge, Anayasanın inşasına gitmeden önceki evreyi de şöyle anlatmakta:
“ANC’nin halkın nasıl oy vereceği, seçim sistemiyle ilgili veya parlamentonun nasıl çalışacağına dair görüşleri çok netti. Bunları taslak anayasaya koydu. Görüşmeler başladıktan sonra masadaki bütün taslak maddeler tartışılmaya başlandı. Ve buradan çok partili bir uzlaşma forumu doğdu. Aynı şekilde değiştirilemez altı ilkeye burada karar verildi. Çünkü ihlal edilemez temel hak ve özgürlüklerimiz vardı. 1994’e kadar geçici hükümet iş başındaydı. 1994’te geçici anayasa yürürlüğe girdi ve 1996’ya kadar yürürlükte kaldı. Bu süreç boyunca halkın nasıl katkı yapacağı da tartışıldı. Akademisyenler ve sivil toplum örgütlerine sürekli ‘nasıl yapalım’ diye sorduk. İşin büyük kısmını akademisyenler ve sivil toplum örgütleri halletti.”
Güney Afrika’daki ilk demokratik seçimler 1994’te yapıldı. Halkın çoğunluğunun hayatında ilk kez oy kullandığı seçime yüzde 86 katılım oldu. Eski rejimde hiçbir hakları bulunmayanların partisi olan ANC yeni anayasa yapma vaadinde bulunarak yüzde 62.65 oyla iktidar oldu. Parlamento’ya seçilen 490 üye, görevi iki yıllık bir süre içerisinde anayasayı hazırlamak ve onaylamak olan bir Kurucu Meclis (Constitutional Assembly) oluşturdu.
1995 Ocak ayında halkın görüşlerini almak için geniş kapsamlı bir iletişim kampanyası başlatıldı.. Kırsal alandaki nüfus yoğunluğu , “siyah” halkın hiç bir zaman siyasi hak kullanmamış olması, eğitim eksikliği, ekonomik ve kültürel farklılıklar gibi engellere rağmen süreçte amaç halkın bilinçli katılımını sağlamak olarak belirlendi ve 10 aylık bir süreçte yoğun bir katılım sağlandı.
Televizyonda, radyoda, ulusal-yerel basında ve afişlerde yer alan reklam kampanyalarında, “tarihe izinizi bıraktınız, şimdi sıra fikrinizi belirtmekte” ve “anayasal haklarınıza karar vermek sizin hakkınız” gibi insanlara bu fırsatın önemini anlatan sloganlara başvuruldu. Bu kampanyalarda özel reklam ve iletişim şirketlerinden yararlanıldı. Süreç sonunda yetişkin halkın çoğuna ulaşıldı. Yaklaşık 2 milyon dilekçe toplandı, elemeler sonucu bunlardan 11 bin öneri çıkarıldı.
İnsanların anayasa yapım sürecine dair daha az bilgiye sahip olmalarının muhtemel olduğu kırsal kesime yönelik olarak hem kurucu meclisin faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapmak hem de halkın fikirlerini almak için kamuoyuna açık sempozyumlar düzenlendi. Sempozyumlar çerçevesinde yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte atölye çalışmaları düzenlendi.
Burada güdülen amaç, katılanların belirli bir konu üzerinde tartışmalarını sağlayıp uzlaştıkları ilkeleri gözlemlemek, bunların anayasada temsil edilmesini sağlamak ve bu vesileyle halka uzlaşma kültürünü aşılamak oldu. Böylelikle sürecin daha açık ve daha şeffaf algılanması da sağlandı. Partiler arasında, kültürel ve etnik farklılıklara dayanan, çok derin zıtlaşmalar aşıldı, aynı masada yer alıp ortak bir proje çerçevesinde görüş alışverişi yapmaları sağlandı.
Doidge söz konusu söyleşide, Anayasa yazımının çeşitli unsurlara bağlı bir süreç olduğunu şöyle anlatmakta:
"Her ülkenin kendi öncelikleri, kültürü, gelenekleri ve tarihi var. Ve bir anayasa bunların hepsini kapsar. Bizim anayasamızı okuduğunuzda da tarihimizi yazmış olduğumuzu göreceksiniz. Biz anayasamıza bunları koyarken geçmişte baskıyı yapanlar da, baskı görenler de şunu söyledi: ‘Geçmişimizi içeren ama bundan sonra birlikte geleceğe nasıl yürüyeceğimizi de gösteren bir metin üzerinde anlaşalım.’ Bir çok ülke bizimle irtibata geçti. Kendilerine şunu söyledik: ‘Bizim için yöntem bu oldu. Modelimize bakın, size nelerin uyduğunu tespit edin.’ Sonuçta, biz de başka ülkelerden çok şey öğrendik. Kanada’ya, İrlanda’ya, Avustralya’ya ve başka köklü demokrasilere gittik. İngiltere, Norveç, Danimarka ve İsveç’te aynı deneyimi olan örgütlerle görüştük. Ve geri döndüğümüzde getirdiklerimizi ortaya koyduk ve kendi kendimize dedik ki: Bütün bu ülkelerde demokrasinin temel unsuru haklar bildirgesi."
Süreç içerisinde televizyon programlarına katılan Kurucu Meclis üyelerine sivil toplum tarafından sorular yöneltilmesine imkân tanındı. Bu süreçte özellikle radyo etkili bir şekilde kullanıldı, bu şekilde hem şehirli hem de kırsal kesime ulaşılabildi.. Televizyonda 11 dilde anayasa üzerine eğitici sohbet programı yapıldı, bu programlara uzman kişiler çağrıldı, ayrıca kişisel sorulara cevap verecek bir “anayasal diyalog hattı” oluşturulup, yayınlanan programa bu konuda uzman insanlar davet edildi.
Güney Afrika’da, 22 Kasım 1995’te biten 10 aylık süreç sonunda ilk Anayasa taslağı yayınlandı ve ikinci aşamaya geçildi. İkinci süreçte müzakereler öncelikli olarak tartışma yaratan ve çok seçenekli ele alınan maddeler üzerine yoğunlaştı. Bu süre içinde yaklaşık 250 bin dilekçe daha alınarak çözülmesi gereken 68 konu üzerinde çalışmalar devam etti. Sürecin sonunda genel bir uzlaşmaya varılarak yeni Anayasa metni, 8 Mayıs 1996 tarihinde Kurucu Meclis tarafından kabul edildi.
Anayasa metni, Kurucu Meclis’te kabul edildikten sonra Anayasa Mahkemesi’nce onaylanıp Cumhurbaşkanı Mandela tarafından imzalandı. Mandela bu süreci şu sözlerle noktaladı: “Halk artık özgür olmakta özgür."
Doidge Anayasanın uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin rolünü şöyle vurguluyor:
“Kontrol mekanizmaları öyle iyi işliyor ki, Anayasa Mahkemesi sadece anayasa hakkında bir role sahip değil, aynı zamanda anayasanın koruyucusu. Bu yüzden parlamentoda da, yürütmede de, hepimizin anayasaya uyduğumuzu kontrol etmek zorunda. Bunun yanında, Mahkeme üyeleri de anayasaya uymak zorunda. Bu bizim anayasamızın çok güçlü bir yanı. Eğer Anayasa Mahkemeniz anayasaya uymazsa, bir başka yetkili mahkeme ‘Bu Anayasa Mahkemesi üyeleri kontrolden çıktı’ diyebilir. O yüzden kontrol mekanizması her yerde geçerli.”
Demokratik bir süreç sonunda sıfırdan inşa edilen Güney Afrika Anayasasının felsefesi ne, barışı ve farklılıklarla birlikte yaşamayı sağlama yönünde neler içeriyor? Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları











































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
17.10.2025
1.10.2025
7.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
7.08.2025
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025