Haberler gösteriyor ki, aylardır her taraftan sürdürülen provokasyonlar "başarıyla" sonuçlandı ve uzun zamandır "buza yatan" süreç bitti... Hiç kimse başkasına bok atmasın... İktidarıyla, muhalefetiyle, PKK'siyle, HDP'siyle herkes adım adım benzin taşıdı bu iğrenç savaşa... Elinize sağlık savaş baronları... Elinize sağlık "devrim süreci" çağrıcıları... Ellerine sağlık "Dolmabahçe anlaşmasını" sabote eden "başkan"... Eline sağlık mahallelerde tünel kazıp savaşmalarını halka önerenler...Tek suçsuz Kürdüyle, Türküyle barış isteyen halktır... Maalesef bu iğrenç savaşta ölecek olanlar da halkların çocukları olacak hep olduğu gibi...

...

Bomba yağdırmayı ve efelenmeyi bilenler; silahsız insanları öldürmeyi, kendi bölgelerindeki yatırımları, baraj inşaatlarını sabote etmeyi bilenler; yaklaşık 6 Milyon seçmenin tercihini kazanmasına rağmen kendisini silahtan ve kandan ayırmayı beceremeyenler ağır aksak da olsa yürüyen ve yetmemesine rağmen analara biraz nefes aldıran barış sürecini sürdürmeyi bilemediler ve yüzlerine gözlerine bulaştırdılar... Durumun özeti budur...

Seçimlerden önce, "Tencere dibin kara, seninki benden kara... Yahu bu ülkede birileri barajı aşsa noolur, aşmasa noolur... Birileri tek başına iktidara devam etse noolur, etmese noolur... Midem bulanıyor vallahi... Çek kuyruğunu gitsin..." diye yazmıştım...

Şimdi isteyen istediğine suçu yüklesin... İki ucu boklu değnek... Hoca Nasrettin yaşasaydı, herhalde hepsine "haklısın" derdi... Meyhanede yaygın laftır... "Barın önünde ya da arkasında oturduğuna göre değişir neyi gördüğün" derler... Şurada yazanlara bakıyorum da, hepsi nalıncı keseri... Suç hep ötekinde... Bir de taraftar topluluğu var ki, mübarekler her futbol amigosuna taş çıkartırlar... yaptıkları da "kendi kendine ajitasyon"dan öte bir şey değil... Herkes "takımını" destekleyen yazıları okuyor çünkü...

...

İki ucu boklu değnek dedim... Bir kaç ayrıntıyı dışarda bırakırsak, iki kampa ayrılmış durumda Türkiye... AKP ve etrafındakiler, PKK-HDP ve etrafındakiler... Bu iki kampın liderleri ve sözcüleri karşı tarafın yalanlarının üzerine inşa ediyorlar polemiklerini... Yine iki tarafın amigoları da bu argümanlarla buralarda ağız dalaşındalar... Yeterince malzeme var... Çünkü her iki kampta da yeterince yalan var... Demirtaş yalan söylüyor "süreci AKP bozdu" derken, AKP yalan söylüyor "HDP bozdu" derken... Çünkü her ikisinin söylemi de yalan ya da en hafif deyimle "yarı-doğru"... İşin doğrusu çok açık... İki kampın da antrenörleri el birliğiyle ağır aksak da olsa süren sürecin içine ettiler... Şimdi iki tarafın savaşan gençlerinin sırtından kahramanlık yapıyorlar...

"Sana savaş yaptırtmayacağız" meydan okumasının etkili olması için, hemen arkasından "sana ülkede silah taşıtmayacağız, adam öldürtmeyeceğiz" gelmeli... Hadi bunu ilk lafın sahibi demez, biliyoruz... Her iki tarafın amigoları birlikte söyleyebiliyorlar mı... Hodri meydan...