Halil BERKTAY
[2 Ocak 2020] Dağ taş anti-emperyalizm oldu son zamanlarda. Sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da, anti-emperyalizmden geçilmiyor. Çin’de Xi Jinping, Rusya’da Putin, Macaristan’da Viktor Orban, Filipinler’de Duterte, Brezilya’da Bolsonaro, Myanmar’da bir zamanların demokrasi simgesi Aung San Suu Kyi’yi artık tamamen esir almış gözüken (ve tabii Çin destekli) generaller, bu yeni ve ucuz janrın ilk akla gelen temsilcileri.
O kadar kolay ki. Üç basit adımda tarif edebilirim. (a) Başlangıç. Rastgele herhangi bir proje ortaya at, bir duruş benimse, ya da belirli bir uygulamaya giriş. İllâ uluslararası alanla, dış politikayla, Büyük Devletlerle, ABD, Rusya ve Çin’le ilgili olması da şart değil. (Hattâ tersine, özellikle onları ilgilendirmemesi, zira destansı ama desteksiz meydan okuyuşlarımızın sonunda nasıl pörsüyüp kâh şunun kâh bunun ne kadar kanadı altına girmemizle noktalandığını ihsas etmemesi kuvvetle tercih edilir.) Bunun dışında, ister hukukla ilgili olabilir, ister köprü ve kanal mühendisliğiyle, ister eğitim ve öğretimle, ister otomotiv sanayisiyle. (b) Dikkat edeceğin tek koşul var. Hayır, sakın gerçekten doğru ve yararlı olması değil. Bilâkis, en azından tartışmalı, belki tümüyle yanlış olması, dolayısıyla toplumda ciddî bir itiraz görmesi. İşte o zaman (c) kolları sıvar, milliyetçilik kalkanının ardına saklanıp beka, dâvâ, ulusal çıkarlar, hainler, Batıya asimile olmuşlar, bu ülkeye ait olmayanlar… bombardımanına girişirsin.
Eskiden bunun Kemalistçe adı “ya sev ya terket”çilikti. Soğuk Savaş döneminde “kökü dışarıda akımlar”dan dem vurulur, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırılırdı. “İşgal” deseniz, 1960’larda da Mahir Çayan’ın “gizli işgal” teorisi solun bir kesiminde pek modaydı. Huntington’ın dünyaya neo-con bakışının, “medeniyetler çatışması” ve “bundan sonraki düşman, İslâm” önermelerinin Batı Çalışma Grubu ve benzerleri eliyle ithal edildiği son vesayet döneminde, “başörtülüler Suudi Arabistan’a” kılığına dahi büründü.
2002’de AKP iktidara geldi. 2012-13’te rota değişmeye başladı. 2016’da başkanlık sistemine geçildi. Ama (2002-2012 arasını atlarsak) eski Atatürkçü, yarı-askerî demokrasimizden günümüzün bir başka tür yarı-demokrasisine, bir temel fikir hiç değişmedi. Özetle: Halk için, halka rağmen. Milleti “biz” temsil eder, ne isteyip ne istemediğini “biz” biliriz. Demokrasi ve çoğulculuk mu dediniz? Boşversenize. Doğrular “bizim” tekelimizdedir. Dolayısıyla “bize” karşı çıkan, millete karşı çıkıyor demektir.
Çeşitli örnekleri apaçık gözlerimizin önünde. (1) Bizatihi rejim. Başkanlık sistemi. Meclisin yetkisizleştirilmesi, başkan yardımcılarının dahi sonradan atanması, başkanın kendisi hariç seçimle gelen hiçbir yüksek görevli kalmaması, Türkiye’nin “başdanışman”larla yönetilir olması. Herşeyin olağanüstü merkezileşmesi, doğrudan doğruya bürokrasinin felce uğraması,
Külliye’ye sormadan en ufak bir şeyin yapılamaz olması.
(2) Basın. Alabildiğine mutlaklaştırılmasına çalışılan bir medya tekeli. Öyle bir “dar çizgi”cilik ki, zaman içinde verilecek taze haber, konuşulacak kimse, dâvet edilecek misafir yorumcu bırakmıyor. Çünkü sapmaya, “inhiraf”a sıfır tahammül söz konusu. Falanca gelsin ama… ya sakat bir lâf ederse? Bu yüzden, Türkmedya, Milliyet, Hürriyet… neyi tutarlarsa kuruyor ellerinde. Tirajlar 30-40 binlerden beş binlere, 200 binlerden 15-20 binlere düşüveriyor. Kimse okumuyor yani, bir noktadan sonra. Fakat ne gam? Okutmak değil okutmamak, alternatif mecra bırakmamak, toplumu haberdar değil habersiz kılmak, asıl mesele.
(3) Sınır ötesi harekâtlar. Fırat Kalkanı. Zeytin Dalı (Afrin). Barış Pınarı. Şimdi belki Libya. ABD’ye karşı ve rağmen yapılıyor gözüktüğünde Rusya’nın kısmî himayesinde. Rusya’ya karşı ve ragmen yapılması ise, henüz gelmedi gündeme.
(4) Tuhaf ve çok uzun süren tutuklamalar, mahkûmiyetler, tahliye kararlarının tersyüz edilmesi. Büyükada insan hakları aktivistleri. Enis Berberoğlu. Rahip Brunson. Bir dizi Alman gazeteci. Cumhuriyet yayın kurulu. 1128’ler bildirisinin imzacıları. Altan kardeşler (ve özellikle Ahmet Altan). Osman Kavala. Ve hepsine, her seferinde eşlik eden medya suçlamaları. Yargısız infaz denemeleri.
(5) Her türlü hukuk kalıntısına saldırı. AİHM’nin hemen hiç kale alınmaması (son Osman Kavala kararında olduğu gibi). Yok sayılması. Görevli mahkemenin topu Adalet Bakanlığı’na, yani idareye atması. Yüksek Seçim Kurulu’na zorla İstanbul belediye başkanlığı seçimini yenileme kararının aldırtılması (ama sonra feci biçimde geri tepmesi). Anayasa Mahkemesi’nin ise özel bir şiddet ve hoyratlıkla hedef alınması. Özellikle 1128’ler konusundaki 8-8 kararının topa tutulması. Hattâ üniversitelerin, AYM’yi kınama bildirileri çıkarmaya zorlanması. Şimdi buna bir de Wikipedia yasağına ilişkin 10-6 kararının eklenmesi.
(6) Muhalefeti ve özellikle yeni parti girişimlerini yıldırma çabası. Son yerel seçimlerde kullanılan propaganda tarzı. HDP, CHP ve İYİ Parti’den sonra, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın başını çektiği oluşuma karşı, özellikle iktidara iyice yanaşmış bulunan Vatan Partisi ve diğer ulusalcı çevrelerce “Amerikan emperyalizmine hizmet” suçlamasının yöneltilmesi.
(8) Kanal İstanbul ve yerli elektrikli otomobil. Neden bizatihî anti-emperyalist projeler, pek anlayamadımsa da. Belki şöyle bir ekonomizm mantığı: Bir zamanlar Sovyet Bilimler Akademisi yayınları pek modaydı Türkiye’de. Bunlardan biri de A. Arzumanyan’ın Dünya Kapitalizminin Bugün Buhranı kitabıydı (Sol Yayınları, Orhan Suda çevirisi). Orijinal başlığıyla söyleyince daha tumturaklı oluyor/du: Krizis mirovogo kapitalizma na sovremennom etap. Çok bilimsel geliyordu kulağa. Gerçi biraz ironik tabii: Sovyetler Birliği gitti; buhranı giderek derinleşen ve yıkıma sürüklenen o dünya kapitalizmi gene ayakta kaldı. Her neyse, İçinde bir yerde, Sovyetler Birliği’nin ve diğer sosyalist ekonomilerin varlığı ve planlı büyümesinin, Amerikan emperyalizmi ile diğer kapitalist ülkelerin yatırım alanını daralttığı, dolayısıyla kapitalizmin genel buhranının keskinleşmesinde önemli bir faktör haline geldiği yazıyordu. Herhalde İstanbul Kanalı ve yerli otomobil de benzer bir açıdan kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeleye katkıda bulunuyor olmalı?
Fakat bırakalım bu kısmî açıklamaları. Büyük resme; tek tek ağaçlardansa kuşbakışı ormana bakalım. Saydığım şu sekiz alanın her biri, 1-0, ak-kara ikilemlerinin konusu. Ortak temel şu: Türkiye tehdit altında. Aleyhimize binbir çeşit komplo tezgâhlanıyor. Dolayısıyla bekamız, medyasıyla, hukukuyla, mahkemeleriyle, polisiyle ve trolleriyle güçlü, merkeziyetçi bir başkanlık sistemi etrafında yekvücut olmaya; Cumhur İttifakı’nı itirazsız kabullenmeye; icabında insan haklarına, özgürlüğe, çoğulculuğa ve hukuk devletine de pek aldırmamaya; pek ikna olmayanları ise şu veya bu şekilde “ülkeye ait değil” konumuna itmeye bağlı.
Solun eski anti-emperyalizmi gayet teorik ve teorisistti. Bu öyle değil. Son derece anlık ve pragmatik. Her can sıkıcı meseleye saniyesinde uyarlanabiliyor. Bir tür “kendin yap” ya da “yap-işlet-devret” anti-emperyalizmi. Ama işte bu niteliğiyle belki daha bile kalıcı. Değişik ellerde nesilden nesile geçmeye ve her dönemde kendine yeni sahipler bulmaya aday görünüyor.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024