Ümit KARDAŞ
Türk siyaseti bazı partiler dışında ağırlıklı olarak Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı şeklinde ikiye bölünmüş durumda.
Koalisyon yapmış olmasalar da; iktidarı temsil eden Cumhur İttifakı’nın bileşenleri AKP, MHP, Büyük Birlik Partisi, Vatan Partisi olarak muhafazakâr-milliyetçi-ulusalcı bir birliktelik oluşturuyor. Bu birliktelik “Cumhur” kelimesine vurgu yapmakla genç Cumhuriyetin bugüne kadar etkisini gösteren tekçi, milliyetçi, otokratik niteliğine sahip çıktığını göstermekte.
Parlamenter sistemden vazgeçip, yasama-yürütme-yargı arasındaki kontrol ve dengeyi altüst ederek, siyasi literatürde yer almayan antidemokratik bir partili cumhurbaşkanlığı sistemini uygulamaya sokan Cumhur İttifakı tercihini otokrasiden yana kullanmış durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan siyasi gelişmeler sonucu tek otorite olma özlemini bu ittifaka dayanarak sağlamış durumda. Bu nedenle devlet partileri olarak niteleyeceğimiz MHP ve Vatan Partisi’nin desteğine ihtiyacı bulunmakta, politikalarını bu partilerin ideolojik, tekçi, milliyetçi, ötekileştirici politikalarına göre şekillendirmekte.
Söz konusu partiler de buna karşılık, Erdoğan’ın kendi tabanını konsolide etme politikalarına ses çıkartmamaktalar. Ortaya çıkan bu durum AKP’yi kuruluş programından uzaklaştırıp, yönünü saptırarak otokrasinin alt yapısını oluşturma, muhalefeti ve eleştirel bütün düşünceleri yasaklama noktasına getirdi.
Cumhur İttifakı, içerde muhalefet partileri sözcüleri dahil, farklı fikirlere sahip olanları hain ilan edip, araçsallaştırdığı yargı yoluyla cezalandırma yoluna giderek, Kürtleri bastırıp HDP’yi kriminalize etmeye çalışarak, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Ahmet Altan gibi entelektüelleri siyasi suç icadı yoluyla tutuklayıp susturarak iç barışı dinamitlemiş durumda.
Adil yargılanma hakkının yok edildiği, faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkarılmadığı, kadınların ve çocukların cezaevlerine doldurulduğu, medeniyetsizlik işareti olan çok sayıda cezaevleri açılması olgusuyla övünüldüğü, yargısal denetimi olmayan KHK tasarruflarıyla işinden uzaklaştırılan yüzbinlerce insanın mağdur edildiği bir kabus hali yaşanmakta.
Adalet, özgürlük, insaniyet, etik, estetik gibi yüksek insani değerlerin yerlerde sürüklendiği, hukukun işlevini yitirdiği, gücün isteğinin ve keyfiliğinin kurmaca bir hukukla meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir çöküş haliyle karşı karşıyayız.
Cumhur İttifakı iktidarı içte bu çöküşü yaşatırken dışta uyguladığı bölgesel savaşlara ya doğrudan ya da paramiliter güçlerle dolaylı olarak katılma politikalarıyla da Türkiye’yi yalnızlaştırmış durumda.
Diplomasiyi akıllıca ve etkin bir şekilde kullanmama, bölgesel çıkar çatışmalarına savaş yoluyla katılma, komşu ülkelere ve AB’ye meydan okuyarak Osmanlı tehlikesi algısı yaratma dış politikanın çıkmazları.
Dış politikada takip edilen yol askeri harcamaları arttırarak ekonominin dengelerini de bozmuş durumda. İnsanlar ekmek mi silah mı ikilemiyle karşı karşıya. F-35 projesine finansman katkısı sağlamışken, Rusya’dan S-400’leri alıp monte edememenin oluşturduğu riskler, ekonomik zararlar siyasi sorumluluk gerektirecek kadar vahim.
Kendi iç barışını sağlayamayan, demokrasisini güçlendirmeyen, hukuku egemen kılmayan, adaletsizlik üzerine oturan bir devlet iktidarının dış politikada ister diplomasiyle ister güç kullanma yoluyla başarılı olma ihtimali bulunmamakta.
Hukukun tüm evrensel ilkelerinin çiğnendiği, tapunun hukuki güvence sağlamadığı, mülkiyet hakkının özünün yok edildiği, müktesep hakkın geçerliliğini yitirdiği, hukuk güvenliğinin kimse için geçerli olmadığı bir yerde sermayenin kalıcı bir yatırım yapmayacağı, var olanın ülkeden gideceği yaşanan bir gerçek.
Yukarıdaki tablo karşısında; Erdoğan-Bahçeli-Perinçek üçlüsünün Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini desteklemeleri otokrasiyi ve hukuksuzluğu savunmak anlamına gelmekte.
Bu nedenle muhalefetin Cumhur İttifakını artık “OTOKRASİ İTTİFAKI” olarak adlandırması ve bu nitelemeyi kullanması daha etkili olacaktır. Böylece bu ittifak gerçek niyeti ve uygulamalarıyla örtüşecek şekilde anılacaktır.
Otokrasi İttifakı’nın karşısında kendini “Millet İttifakı” olarak adlandıran muhalefetin öncelikle milliyetçi çağrışımlara açık bu nitelemeden vazgeçip, otokrasinin karşısına “DEMOKRASİ İTTİFAKI” olarak çıkıp bu ittifakı daha kapsayıcı hale getirmesi gerekmekte.
Kuşkusuz ittifakı genişletmek ve iktidarı otokrasiden geri almak Kürtlerin önemli bir bölümünün temsilcisi olan HDP’nin bu ittifaka katılmasıyla mümkün. Ancak CHP’nin ürkekliği, İYİ Parti’nin tabana yönelik endişeleri durumu zorlaştırmakta.
Muhalefet, iktidar bileşenlerini gerçek nitelikleriyle adlandırıp kendini otokrasinin karşısına demokrasi ittifakı içine yerleştirirken demokrasinin içini doldurmalı. Nasıl bir demokrasi?
Çoklu, çoğulcu, katılımcı, özgürlükçü, hukuk güvenliğine ve hukukun üstünlüğüne, etik ve estetik değerlere dayalı, barışı güvenceye alan bir demokrasi. Bu çağrıya icabet eden her siyasi parti ya da örgüt bu ittifak içinde yer almalı. Etnik kimliği, inancı, felsefesi, siyasi görüşü, dili, cinsel tercihi ne olursa olsun bireyler bu ittifakta kendini bulmalı.
Türkiye toplumunun geleceği otokrasiyi savunanlara karşı demokrasiyi savunacak olanların ferasetine ve cesaretine bağlı.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025