Yıldıray OĞUR
Bugün Uludere’nin arkasındaki uluslararası komployu açıklayacak Başbakan. Belgeleriyle. Arena’da 100 bin kişinin önünde söz verdi. Tabii işin uluslararası komplo olan kısmı Uludere katliamı değil. Onun milliliğinden başta hükümet olmak üzere kimsenin şüphesi yok. İstihbaratı milli kaynaklar verdi, milli Heron’lar gördü, milli F-16’lar da vurdu. Milli amaçlar için yapılmış, milli bir hata. Parası verildi, Emine Hanım da ziyarete gitti zaten. Beş saniyelik kararı kimin verdiği hakkında beş aydır soruşturma da sürüyor. Milli sabır lütfen...
Bundan gayrısını soran, “sen hakkıyla soruştursaydın, özür dileseydin de o çok korktuğun hiçbir gizli servis istismar edemeseydi” diyen, merak eden, uluslararası komplonun parçası, ısrar eden nekrofil, sinefil hatta sefil.
Komplofil Başbakan’ın eline gelen istihbarat raporlarına göre “Uluslararası komplonun içinde PKK, BDP, CHP ve bir de bir kısım medya” var. Medyanın o kısmının içinde galiba, yok yok mutlaka biz de varız. Kambersiz komplo olmaz.
(Bu arada ben Uludere katliamı olduğu gün evde olduğumu ispatlayabilirim. Ömrümde savaş uçağı uçurmadım. Bilgisayar oyununda bile insansız hava aracı kullanmadım. Zaten yüksekten korkarım Allah’a şükür hâlâ Ahmet’le Mehmet’i de ayırabiliyorum.)
Başbakan’ın bu aralar konuşmalarını Banu Avar yazıyor olabilir, Uludere çıkışına “tam Kemalist gibi konuştu” diye destek veren Mümtaz Soysal da.
Ama zaten bu aralar Başbakan’ın çevresinde onların uluslararası komploculuktaki yüksek tecrübelerine ve birikimlerine pek de ihtiyaç duyulmuyor anlaşılan.
Başbakan’ın konuşmalarını yazan bir danışmanının Twitter hesabına yazdıklarını okuyalım mesela:
“Devam eden psikolojik operasyona bakınca, Uludere’yi kullananların sadece PKK olmadığı, daha büyük bir şenlik ateşinin yakıldığı görülüyor.”
“Ergenekon’un boşluğunu, kamuoyunu istediği gibi yönlendirme vazifesini, Ahmet Altan ve Taraf’ı başarıyla kullanan çevreler yapıyor.”
“20 yıldır, ateistlerden vicdan dersi almak, onların gündemine ve kuyruğuna takılıp gitmek, Müslümanları biraz olsun incitse ya artık..”
Başbakan bu devreleri yanmış prompter’ın yerine yine bildiğini mi okusa acaba?
Ama mesele o kadar kolay çözülebilecek gibi de görünmüyor. Başbakan’ın yakın çevresine ve MİT’e yakın bir Ankara temsilcisi geçenlerde ciddi ciddi Taraf’ın durumunu şöyle tarif etmişti yazısında:
“Taraf’ın Yazı İşleri Müdürü Kerem Altan, Yasemin Çongar’a mektubunda, ‘Biliyorum uzun zamandır memnun değildin istihbarat servislerinin bir o yana bir bu yana çekiştirdiği, herkesin kullandığı, dış mihrakların maşası olmuş böyle bir gazetede çalışmaktan’ diye tarif etmişti durumu.”
Kerem’in uyduruk haberlerle dalga geçtiği kara mizah yazısından ciddi ciddi alıntı yapan kişi Türkiye’nin en iyi haber alan Ankara temsilcilerinden biri. Banu Avar’ın Zaytung’un haberiyle Sierra Leona’daki hain Türk Büyükelçi’ye söylediklerine gülmeyin yani artık.
Ama zirve o da değil. Başbakan’a yakın medya grubunun iki numaralı gazetesinin genel yayın yönetmeninin “Les Ottoman’ın havuzunun başında oturuyordum” diye başlayan yazısı var daha. Goebbels okusa kesin Der Angriff’e başardı.
Herkese adlar takan yazar Taraf’ın arkasında İshak Alaton olduğunu yazdı. Gayet mantıklı. Hem zengin hem Yahudi. Komplolarda başrol oynamak için biçilmiş kaftan. Meğer İshak Alaton “Yaşlı kurtmuş”, “Bir numaraymış” başta CHP, hepimizi Wodoo bebeği gibi kontrol ediyormuş. Çok sevdiklerine de Ortaköy sırtlarındaki evinin yakınlarında ev veriyormuş. Tekrar düşündüm de İshak Alaton’un bendesi olmak kulağa hiç de fena gelmiyor. İshak Bey’le yıllara dayanan evdeki kombi kadar yakın ve sıcak ilişkimizi düşününce hem de.
İktidarın zirvelerindeki komplo seviciliğe örnek çok. Ama zamanımız az. Başbakan her an kürsüye çıkabilir.
Başbakan bugün parti grubunda herhalde önce “Bu milleti silmek için sinsice bir plan” dediği Sezaryenle ilgili elindeki belgeleri açıklayacak. Ne bileyim belki MİT’in aylardır peşinde olduğu Jül Sezar’ın annesi Aurelia Cotta’nın evladını Sezaryenle dünyaya getirmediğine ilişkin hastane kayıtlarını açıklar.
Ben Trojan marka kondomlardan da çok şüpheleniyorum. Truva gibi bu ülkenin kalbine yerleştirilmiş bu sinsi ithal ürünler de mutlaka toplanıp incelenmeli.
Gülmeyin. Hatta korkun. Kapısında iki tane güvenlikçinin beklediği İstanbul’un ortasındaki bir gazeteden bu kadar kötü istihbarat alan bir devlet neler yapmaz ki?
Mesela Uludere’de 35 kaçakçıyı PKK’lı zannedip vurur.
Sonra o katliamı kürtaja benzetir.
Yapmayın diyenleri de ajan ilan eder.
Bu işin sonu kötüye gidiyor.
O yüzden Başbakan konuşmaya başlamadan ben tedbirimi alayım.
Taraf’ın koordinatlarını veriyorum: 40°59′ kuzey, 29°02′ doğu.
Misak-ı Milli sınırları içindeki Kadıköy’deyiz. O Türk bayraklı koca balonun karşısı. Kaçakçılıkla değil, gazetecilikle meşgulüz. Sınır aşmaya çalışmıyor, soru soruyoruz. Elimizde gördükleriniz muhtemelen mouse. Yok bilemedin televizyon kumandası.
İkna olmazsınız ellerimizi usulca kaldırıp Heronlarınıza el sallayabiliriz.
Ama ne olur vurmayın...
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025