Ali Türer
Bir önceki yazımızda değerler eğitimi üzerinde durmuştuk. Etik ile ahlak kavramları arasındaki farka bakmıştık. Ahlaki davranış derken, özgür bireyin bilinçli, istemli davranışını kastettiğimizin altını çizdik. Eğitim sürecinde değer önermeye evet, ölçme değerlendirmeye hayır demiştik.
Bilgi, algı, aksiyon arasındaki ilişkide erdemin rolü ve yeri üzerinde durmazsak analiz eksik kalacaktı. Bugün bunu yapacağız ve eğitim yoluyla erdem sahibi nitelikli birey yetiştirmenin önemine işaret edeceğiz.
Gerçek ile algının kesiştiği noktada “doğru” nedir, doğrunun ölçütleri, standartları nelerdir? Bu soru önemli, ama önce “gerçek” ile “doğru” kavramlarına açıklık getirmek, bu kavramlar arasındaki ilişkiye bakmak gerekiyor.
“Gerçek”, dış dünyada bizden bağımsız olarak var olandır. “Doğru” ise bireyin gerçekliğe ilişkin verdiği karardır, yargıdır. Yağmakta olan yağmur bir gerçekliktir. Buradan “yağmur yağıyor” bilgisini çıkarırsınız. Bu bilgi gerçeğin kendisi değildir. Yağmura bakan birden fazla kişinin bu cümleyi kurarken aynı algıya dayalı aynı bilgiyi ürettikleri söylenemez.
Çıkarılan bilgi, bilgiye dayalı üretilen yargı, gerçekliği yansıtıp yansıtmadığına (gerçekle olan ilişkisine) bağlı olarak anlamlı, anlamsız, doğru ya da yanlış olabilir. Bu kavramlar değerlendirme süreci ile ilgili kavramlardır. Her yargı cümlesi bir önermedir.
İleri sürülen önermeler ile ilgili nitelemeler, yargılar da sonuçta birer değerlendirmedirler. Zihnin algıya dayalı ürettiği bilgi; gerçeği yansıtmaya yakın durduğu oranda “doğru”, gerçekliği yansıtmaktan uzaklaştığı oranda da “yanlış” olarak tanımlanır.
Gerçekliğin ölçme ile saptanamadığı ya da kasıtlı saptırıldığı yerde ön yargı, inanç devreye girer. Orada artık konu bilgi alanı ile ilgili olmaktan çıkar. Zihindeki tasarımın ön kabule, ön yargıya ya da inanca uygun düşüp düşmemesi ancak “tutarlılığın” ölçütü olabilir, “gerçek” ya da “doğru” olmanın değil.
Algılama mekanizmamızın kendine özgü yol haritaları var. M. Wertheimer, W. Köhler gibi algı üzerine çalışan psikologlar Gestalt’çılar olarak anılırlar.Gerçekliği aslında hep biyolojik ihtiyaçlarımızın, ön kabullerimizin, ön yargılarımızın, inançlarımızın, gelenek göreneklerin süzgecinden geçirerek algılıyoruz. Doğa ve yaşam ile ilişkimizde hep bir denge-uzlaşma, bütünlük arayışı içindeyiz. Gerçekliği, biyolojik ve toplumsal doğamızın ihtiyaçlarına dayalı olarak çarpıtıyoruz, yani işimize geldiği gibi algılıyoruz.
İşte burada eğitim süreci içinde olgunlaşan vicdan, erdem, fazilet gibi duygu ve kavramların önemi ortaya çıkıyor. Gerçekliği bir biçimde çarpıttığımızın bilincinde olmak, etik bakımından önemlidir. Çünkü gerçekliğin çarpıtılmış hali, bireysel, sosyal, ekonomik, toplumsal yaşantımızı etkiliyor. Böylece sadece doğaya değil, kendi yaşantımıza da müdahale etmiş oluyoruz.
Davranışlarımıza yön veren ilke ve amaçlarımızı hangi değerler şekillendiriyor?
Ahlakın eyleme dönük yüzüne “erdem” diyoruz. Bunu isterseniz daha kısa yoldan insanın yaratılışındaki iyi olana sahip çıkması, “aksiyona dönük sağduyu” (aklı-selim) ya da iyi niyetle desteklenmiş “olumlu bakış açısı” diye de tanımlayabilirsiniz. İsterseniz daha geniş anlamıyla günübirlik hırsların, çıkarların, zaafların, önyargıların ötesinde insanın kendini aşması, evrensel bir tutum içinde olma durumu olarak da tanımlayabilirsiniz. Bireyin ahlaki karakteri, eylemine yön veren bu ruh halinde ortaya çıkıyor.
Gerçek, bilgi, bilgiye dayalı zihninde üretilen tasarım (program) ve aksiyon arasında sıkı bir ilinti var. Değerin erdem, fazilet hali gerçeğin algılanış halini de belirliyor ve eylemde (aksiyonda) ortaya çıkıyor.
O yüzden karakterini anlamak için bireyin eylemine bakmak gerekiyor.
Din erkine dayanan inancı, dogmatik ideolojiyi eylemin kılavuzu haline getiriyor. Pozitivist bilimi inanç haline getirirken, kendini uyanık sanan faydacı (Pragmatist) bilgiyi de değeri de aksiyondan çıkarmağa çalışıyor. Varoluşçu ise aksiyonu erdem bilip, üzerindeki her türlü etkiye itiraz ediyor.
Gerçeğin bilgisini göz ardı edip yaşama sürekli ön yargılar, dogmalar ya da günü birlik çıkarlar, haz beklentileri üzerinden müdahale ederseniz, o müdahalelerin faturası dönüp dolaşıp yine size
çıkıyor. Hırs, şiddet, saldırganlık, tamah ister psikolojik, ister ekonomik, toplumsal inanç ya da ideoloji temelli olsun yaşamın doğal akışına, gerçekliğe ters düştüğü oranda karmaşa, huzursuzluk ve şiddete yol açıyor.
Eylemlerimiz ilkelerimizle tutarlı olduğu ölçüde yaşamla aramızda denge kurabilme olasılığımız artıyor, daha güvenilir oluyoruz. Edindiğimiz bilgilerle ön yargılarımızı, ilkelerimizi, değerlerimizi gözden geçirebildiğimiz ölçüde yaşama geçmede elverişli bir programa sahip oluyoruz. Kendimizi geliştirme, yenileme imkânı buluyoruz.
Gerçeğin bilgisini elinde ışıldak haline getirmiş erdem sahibi insan nitelikli insandır, bu insan eylemi ile hem kendini, hem de toplumu geliştirir.
Eğitim aynı zamanda nitelikli insanı yetiştirmek için düzenlenmiş toplumsal eylemdir. Bu eylemin meyvesi uzmanlaştığı mesleği ile yaşama bağlanmış, kendini ve yaşamı dönüştüren insandır. İnsanı belirli ön yargılarla, belirli kalıplara göre yetiştirirseniz belki size itaat eden bir grup insanı etrafınızda toplayabilirsiniz. Fakat buradan başarı öyküsü çıkmaz, giderek çürüme çıkar.
Oysa gerçeğin zihinde temsiliyle erdemin buluştuğu yerde yaratıcı fikir doğar. Ahlak aslında eğitim yoluyla elde edilmiş, insanın eyleminde ortaya çıkan ilim halidir.
Devletin ortaya çıktığı sınıflı toplumlardan bu yana, eğitim sistemlerinin amacı erdemli insanı yetiştirmek olmuştur. Ama erdem sahibi insan yetiştiriyorum diye insanı bir kalıba sokamazsınız. Eğitime tabi tutulmuş birey erdemin gerektirdiği tutarlılık durumunu, ona göre düzenlenmiş eğitim sürecinin içinden kendisi çıkarmalı.
Eğitimci olarak sizin sorumluluğunuz bu tür insanı ortaya çıkaracak eğitimin nasıl olması gerektiğine karar vermek ve hazırlamak olmalıdır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024