Atilla YAYLA
Mısır ile Türkiye arasında benzerlikler var mı? İki ülke anlamlı bir genel karşılaştırmaya tabi tutulabilir mi? Birçok yorumcu, küçük kıyaslamalar yapmakla beraber, Türkiye ile Mısır'ın birbirinden çok farklı olduğunu, bu yüzden, benzetme ve karşılaştırmalarda fazla ileri gidilmemesi gerektiğini söylüyor. Ancak, bu bir olgunun tespiti midir yoksa bir temenninin dile getirilmesi midir, belli değil. Bana öyle geliyor ki, daha çok temenni. Kimisi aynı felaketlerin burada yaşanmayacağı umudunu muhafaza etmek için, kimisi, oryantalist bir yaklaşımla, Arapların her halükârda bizden 'aşağı' olduğuna inandığı için, kimisi de Mısır'a M. Kemal gibi 'Tanrının lütfu ve tek başına tarih yazan, bir ülkenin kaderini belirleyen bir lider' gelmediği için karşılaştırma yapılamayacağını söylüyor.
Şüphesiz, aralarında dinî, kültürel ve tarihî ortaklıklar da olsa, bir ülkenin bir başka ülkenin tıpkısının aynısı olması çok istisnai bir durum. Türkiye ile Mısır arasında tam bir çakışmadan elbette söz edilemez. Bununla beraber, daha fazla bilgi toplayıp derinlemesine düşündükçe, aslında iki ülkenin ilk bakışta sanılabileceğinden çok daha fazla benzeştiğini görmek mümkün.
Her iki ülke de Batı emperyalizmiyle muhatap oldu. Türkiye hiçbir zaman tam bir koloniye dönüşmedi. Mısır uzunca süre koloni olarak kaldı. Her ikisinde de kolonyalist güçlerden bir şekilde kurtulmanın peşinden baskıcı rejimler kuruldu. Nasır'ın Kral Faruk'u devirmesiyle Mısır cumhuriyetçi bir diktatörlüğe dönüştü. Aynısı Türkiye'de daha erken vuku buldu; Osmanlı hanedanı tasfiye edildi ve bir diktatoryal cumhuriyet kuruldu. Mısır'da diktatörler Nasır, Sedat, Mübarek sırasıyla ilerledi. Türkiye'de M. Kemal, İnönü sırasıyla. Bu diktatörlükler bir şekilde Batıcıydı (Batılı değil), Batı'nın demokratik uygarlığının altında yatan ve bugün bizzat kendisinin inkâr etmekte cimri davranmadığı değerleri kabul etmek yerine Batı kültürünü kılık kıyafet, yeme içme, müzik ve sosyal ilişkilerde taklide ve topluma zorla empoze etmeye yöneldi. Kuşkusuz, Türkiye bu bakımdan daha ileri gitti.
Batıcı diktatörlükler, her iki ülkede de, zamanla, toplum içinde kendilerine bağlı tabakalar oluşturdular. Bu çevreler devlete eklemli oldukları için toplumdan gasp edilen kaynakları kullanma imtiyazına sahiptiler. Bu sayede daha iyi eğitim gördüler, dil öğrendiler, Batı'daki çeşitli mahfillerle bağlar oluşturdular ve yüksek hayat standartlarına sahip oldular. Toplumun geri kalanını, özellikle geleneksel dindarları hakir görme alışkanlığı edindiler. Kendilerini ülkenin gerçek sahibi ve toplumun lütufkâr efendisi saydılar.
Türkiye diktatörlüğün en azından bazı yanlarından kurtulma sürecine nispeten erken sayılacak bir tarihte girmeyi başardı. Bu yönüyle Mısır'a belki elli yıl fark attı. Yerli diktatörler ya doğrudan ya da çok parti görünümünde bir tek parti rejimini uzun süre yaşatmak istiyordu. Bu yüzden, kendiliğinden, rejimin kontrolü dışında doğan partilere izin vermediler. Kendilerinin sahte çok partili siyasî sistem oluşturma teşebbüsleri de başarısız kaldı. Mısır'dakiler bu bakımdan daha başarılıydı. Mübarek, görünürde çok partili özünde tek partili bir sistem kurmayı başardı. Ancak, Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında karşılaştığına benzer bir manzarayla Mısır Arap Baharı denen süreçte karşılaşınca diktatörlük dayanamadı. Mübarek rejimi çöktü ve demokrasiyi inşa çalışmaları başladı.
Mısır halkı Ocak 2011'de diktatörlüğü çökertti ama diktatörlüğün oluşturduğu sosyal yapılanma, bürokratik kadrolaşma ve zihniyetin Mübarek gibi bir anda ortadan kaybolması beklenemezdi. Ordu, bürokrasi, yargı, akademik çevreler, medya büyük ölçüde eski rejimin uzantılarının kontrolündeydi. Onlara kalsa Mübarek rejimini çok partili görünen bir ortamda sürdürmek isterlerdi. Ancak, bu en azından kısa vadede imkânsızdı. Normal olarak, seçimlerde dindar tabakalar ağırlık koydu ve bir İhvan adayı iktidara geldi. Bu eski rejim kalıntıları yanında İslamofobiden malul Batılı çevrelerin de tahammül edemeyeceği bir şeydi. Aynen Türkiye'de Menderes'in iktidara gelmesinin ertesi günü ona iktidarı kullandırtmama ve en kısa zamanda darbeyle indirme çabalarının başlaması gibi Mısır'da da eski sistemin kalıntıları Mursi'nin önünü tıkamak için açık ve örtülü her yola başvurdu. Sonunda kısmî bir iç ve geniş bir uluslararası desteğe sahip darbeyle Mursi iktidardan indirildi.
Bütün bu benzerliklerden çıkartılabilecek sonuç şudur: Mısır'ın demokrasiye ulaşması zaman alacak ve muhtemelen Müslüman Kardeşler'in öncülüğünde gerçekleşecek. Demokratik mekanizmalar ve süreçler kullanıma açık tutulduğu sürece Müslüman Kardeşler asla silaha başvurmamalı. Siyaset yanında eğitimi ve sosyal örgütlenmeyi de kapsayacak bir faaliyetler dizisini sabırla sürdürmeli ve geniş bir demokratik koalisyon oluşturmaya çalışmalı. Yerli kolonyalistleri geriletmenin ve yenmenin en garantili yolu bu. Türkiye'nin mazlum ve mağdur insanları başarabildiğine göre Mısır'ın mazlum ve mağdurlarının da başarmaması için hiçbir sebep yok.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019