Atilla YAYLA
Demokratikleşme paketini, durduğunuz yere göre, yarısı dolu veya yarısı boş bir bardak olarak görebilirsiniz. Her iki pozisyon da demokratikleşme konusunda bir hassasiyetiniz olduğunu gösterir. Elbette böyle bir hassasiyete sahip olmayan çevreler de var. Çoğu ulusalcı ve bir kısım milliyetçi bu noktada.
Demokratikleşme hem mevzuat ve yapılanma hem de zihniyet bakımından bir süreç meselesi. Bir anda olup bitmiyor. Hiçbir zaman sona ermiyor. Değişen şartlar, ortaya çıkan yeni problemler, eski problemlerin yeni şekillere bürünmesi, önemli aktörlerin değişmesi yeni demokratikleşme adımlarını gerektirebiliyor. Türkiye uzun zamandır bu süreçte. Demokratikleşme yolunda ilerleyiş son on yılda hızlandı. 2010 referandumundan sonra daha da hızlanabilirdi. Ancak, Kürt problemini çözme teşebbüslerinden sonra en mühim hamle bu paketle geldi.
Yeni demokratikleşme paketi genelde olumlu karşılandı. Barajın düşürülecek olması, siyasî partilerin teşkilatlanmasının kolaylaştırılması, hayat tarzlarının korunmasına vurgu, andın kaldırılması, kısıtlı Kürtçe eğitimin yolunun açılması, Süryanilerin Mor Gabriel Manastırı'nın gasp edilmiş arazilerinin iade edilecek olması gayet yerinde. Bu nedenle hükümeti tebrik etmeliyiz. Ancak, paketin eksiklerinin ve yanlışlarının da olduğu kanaatindeyim.
İlk olarak, hâkimlik- savcılık, polislik ve askerlik mesleklerinde başörtüsü yasağının muhafaza edilmesini yanlış buluyorum. Bu tavır, maalesef, yasakçı zihniyetin dolaylı olarak onaylanması anlamına geliyor. Konu çok tartışıldığı için ayrıntılara girmek istemiyorum. Yasağın ahlâka, insan
haklarına ve hukukun hâkimiyetine aykırı olduğu zaten kanıtlandı. Yapılması gereken yasağın alanını küçültmek değil, yasağı tümden kaldırmak. Yanlış yanlıştır. Yanlışın azı da yanlıştır çoğu da yanlıştır. Başörtülü kadınların negatif ayrımcılığa uğratıldığı
alan daraltıldı ama böyle bir alan hâlâ var.
İkinci olarak, Alevilerin problemlerinin çözümü, yani tanınmalarının ve eşitliklerinin tamamlanması doğrultusunda neredeyse hiçbir adım atılmadı. Sadece küçük bir jest sergilenerek Nevşehir Üniversitesi'nin adı Hacı Bektaş-ı Veli'ye çevrilecek dendi. Benzer bir jestin 3. Boğaz Köprüsü için niçin yapılmadığını anlamak zor. Biliniyor ki Aleviler bu konuda hassas. Köprünün adının bir Alevî büyüğünün adına veya Barış Köprüsü'ne çevrilmesi çok şık olurdu. Hükümet böyle bir adım atmayı gerilemek, taviz vermek, tükürdüğünü yalamak olarak görmemeli. Tam da tersine, toplumsal muhabbeti artırma yolunda bir çaba, bir gönül tamiri, beraber yaşama arzusunu kuvvetlendirme teşebbüsü, toplum kesimlerinin birbirine saygı ve ihtimam gösterdiğinin işaret olarak anlamalı ve anlatmalı. Şurası açık bir gerçek, köprünün adının değiştirilmesinin topluma bir bütün olarak kaybet-
tireceği hiçbir şey yok, ama kazandıracağı çok şey var.
Cemevlerinin statüsü meselesi de daha fazla gecikmeden çözülmeli. Bu konuda Sünni camiada ne yazık ki kuvvetli önyargılar ve temelsiz korkular egemen. Cemevlerine ibadethane statüsünün tanınması Müslümanlığı zayıflatmaz, güçlendirir. Müslümanları bölmez birleştirir. Engellenmek ve dışlanmak Alevileri başka ve İslam'ın dışına uzanabilecek arayışlara itebilir. Günün birinde bazı Alevilerin Aleviliğin İslam'ın dışında bir din olarak tanınması talebiyle ortaya çıkmasına yol açabilir. Bunun vuku bulması Müslümanlığı güçlendirir mi, zayıflatır mı?
Siyasî partilerle ilgili değişiklikler yerinde ama meselenin özüne dokunmaktan uzak. Mevcut Siyasî Partiler Kanunu'nun en büyük mahzuru, siyasî partilere ideolojik bir kılıf giydirmek istemesi. Kanuna göre, bütün partiler Atatürkçü olmak zorunda. Bu siyasî çoğulculuğu öldürüyor. Partileri devletleştiriyor, aynı ana partinin şubeleri hâline getiriyor. Dolayısıyla, bir anlamda bir tek parti rejimi oluşturuyor. Kuşkusuz, hayat bu kalıba sığmıyor. Sınırlı da olsa bir çoğulculuk doğuyor ve yaşıyor. Ancak, böyle sert bir ideolojiyi
tüm partilere dayatan bir siyasî partiler kanunuyla sağlıklı bir demokrasi kurulamaz ve yaşatılamaz.
Bu yüzden SPK Atatürkçülükten arındırılmalı.
Son olarak, paket Rum vatandaşlarımız arasında hayal kırıklığı yarattı. Heybeliada Ruhban Okulu yine açılmadı. Bunun sebebinin Yunanistan ile mütekabiliyet meselesi olduğu söyleniyor. Mütekabiliyete takılmak büyük hata. Böyle bir tavır, kendi vatandaşlarımızı rehin almak anlamına gelir ve ahlâkla da hukukla da bağdaşmaz.
Yazının başında da işaret ettiğim üzere demokratikleşme bir süreç. Başbakan'ın başka paketler de olacağını ifade etmesi hükümetin ilerde yeni paketler hazırlama taahhüdü olarak kabul edilebilir. Umulur ki açıklanan paketin hayata aktarılması için gerekli mevzuat yenilemesi süratle gerçekleştirilir. Umulur ki bahsettiğim eksikleri ve yanlışları giderecek yeni paketler gecikmeden gündeme gelir.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019