Atilla YAYLA
İfade özgürlüğünün ne olup ne olmadığını bazılarına bir türlü anlatamadım. Dilim döndüğünce, kalemim yazdığınca ve somut bir olay üzerinden bir kere daha anlatmaya çalışayım.
İfade özgürlüğü bireyin özellikle kamusal meselelerle ilgili görüşlerini bir cezaî yaptırımla karşılaşma tehlikesi ve uygulaması olmadan dile getirebilmesi hakkıdır. Pozitif değil negatif niteliklidir. Bu şu anlama gelir: Bir birey, erişebildiği, kullanımına açık yol ve araçlarla fikirlerini açıklamaktan hukukî yaptırımlarla desteklenecek şekilde caydırılmıyorsa, engellenmiyorsa ifade özgürlüğüne sahiptir. Başka bir deyişle, ifade özgürlüğü kişinin fikir ve kanaatlerini uygun gördüğü ve kullanabildiği araçlarla dışa vurabilmesidir. Bu araçların neler olacağı genel ortama ve kişinin imkân ve kabiliyetlerine bağlıdır. Bir kimsenin ifade özgürlüğüne sahip olması için kimsenin ona bir herhangi bir araç sağlama yükümlülüğü yoktur. Yani ifade özgürlüğü pozitif bir hak değildir. Onu pozitif hak olarak kabul edersek asla yeterli ifade özgürlüğü seviyesine çıkamayız, teorik olarak da olsa insanları bu hakka sahiplik bakımından eşitleyemeyiz.
Meselâ, yıllarca bir gazetede çok yüksek maaşlar alarak yazan bir köşe yazarı şu veya bu sebeple gazetesi tarafından işten çıkartıldığı zaman bu onun ifade özgürlüğünün engellendiği, çiğnendiği anlamına gelmez. Sadece bir iş ilişkisini ve dolayısıyla kolay ve tatlı gelirlerini kaybettiği anlamına gelir. Hâlen iki televizyonda program yapan ve her an yazacak bir yer bulma imkânı olduğu hâlde sanki ona yazdırmak ahlâkî ve hukuki borcuymuş gibi kendisini işten atan gazeteyi suçlayan bu gazetecinin ifade özgürlüğünün ihlâl edildiğinden bahsetmesi sıkıldığımız anlarda bizi güldürerek rahatlatacak bir komiklik olmanın ötesine geçemez.
İfade özgürlüğü felsefî bir ilke olarak yüksek bir değer taşımasına rağmen pratikte her problem bu ilke açısından kolayca ve tutarlı şekilde izah edilemeyebilir, çözülemeyebilir. Bir defa, tek özgürlük-hak ifade özgürlüğü değildir, başka haklar ve özgürlükler de vardır. Örneğin, sözünü ettiğim gazetecinin toplumsal baskıyla eski yerine dönmeye çalışması mülkiyet hakkının ihlâli sonucunu verebilir. İkincisi, korunması gereken sadece ifade özgürlüğü değildir, başka değerler de vardır; kişilik haklarını korunması bunlardan biridir. İkisinin çatıştığı durumlarda birini diğerine feda etmek yerine makul bir denge kurmaya çalışmak gerekir. Söz gelişi, bir kadının izni olmadan alınan çıplak fotoğrafları rızası dışında milyonlarca insanın ulaşabildiği sanal mecralarda servis ediliyorsa, kişinin mahremiyet hakkının korunması en az ifade özgürlüğü kadar önem taşır. Bu durumda orantısız tepkiye ve kolektif cezalandırmaya gitmeden mağdurun kişilik haklarını korumanın bir yolu bulunmalıdır. Bu ise elbette sanal medya şirketlerinin yerel hukuk makamlarıyla işbirliğine bağlıdır.
Türkiye'de hemen her kesimde sergilenen çifte standartlılık ifade özgürlüğü alanında da görülüyor. Bazıları, sevmedikleri yayın organlarının veya kişilerin ifade özgürlüğünün ihlâl edilmesini görmezden gelebiliyor, hatta bazen onaylayabiliyor. Son örnek YSK'nın Ahaber televizyon kanalına 45 yayın durdurma cezası vermesi. Bakıyorum, ifade özgürlüğü için mangalda kül bırakmayan kimileri bu olay karşısında kulaklarının üstüne yatmış durumda. YSK bir kamu kurumu. Cezaların gerekçesi yasaklara uyulmaması ve partilere haberlerde eşit yer verilmemesi. Tamamen yersiz gerekçeler.
Bir defa, yasaklar ihlâl edilmişse bile, somut zarar gören bir kimse olmadığına göre, buna sembolik veya makul bir ceza düşünülmesi gerekir. Partilere eşit yer vermemenin ceza sebebi yapılması ise çok saçma. TRT söz konusu olsa bu gerekçenin bir mantığı olabilir. Çünkü TRT bir kamu kurumu ve herkesten alınan paralarla oluşan fonlara dayanarak yayın yapıyor. Özel televizyon ise adı üstünde özel. Neden özel bir televizyon herkese eşit yer vermek zorunda kalsın? Diğer televizyonlar aynı kıstasla nerede duruyor? Meselâ Doğan medyası ve Cemaat medyası AK Parti'ye seçim süreci boyunca diğer partilerle eşit yer verdi mi? Yoksa söz konusu televizyon hükümete yakın olduğu için mi cezalandırılıyor?
Ahaber'e verilen cezalar açıkça ifade özgürlüğüne aykırıdır. İfade özgürlüğü sadece imtiyazlı kişilerin ve kesimlerin değil herkesin hakkıdır. Bu olayla ifade özgürlüğünü savunduğunu iddia edenlere samimiyetlerini kanıtlamak için bir fırsat çıktı. Buyrun arkadaşlar, meydan sizin.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Emekli Amirallerin Bildirisi Neden Yanlış?
16.04.2021 - 23 Nisan 100’üncü Yılında Niçin ve Nasıl Kutlu Olsun?
24.04.2020 - Hükümetin Ekonomi Politikasındaki Temel Hata
12.02.2020 - Unutulan ve Unutturulan Mümtaz’er Türköne
13.11.2019 - Su Fiyatları Niye Artırılmalı?
28.07.2019 - Neler Haktır Neler Hak Değildir?
28.05.2019 - Demokratik totaliterizmin kısmî bir örneği: Amerikan totaliterizmi
22.05.2019 - Seçimi sınırları içinde tutmak
14.05.2019 - Seçim sistemimizi ıslah etmeliyiz!
12.05.2019 - AK Parti’nin Yersiz Telaşı
18.04.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları


















































































Fatma Öztürk
Sayın Baransu iyi bir gazeteci ama gerçekten yazısını neden yazdığını anlamadım benım annemde dersımde sağ kurtulanlardan annem bize hiç bir şey anlatmazdı evde dersimle ilgili konuşulmazdı,nedenı tum sulalesı katledılmış hiç bir meşru nedeni yok üstelik nüfüs kutuğunde hiç bir kayıtları yok.Devlet senı ve sulalenı hiç yaşamamiş gösterıyor,ne yazıkkı TBMM`de nufus kayıtlarını açıklamıyor annem 1938 de 9 yaşında tüm olayları hatırlıyor ama konuşmıyor .Kim takiye yapiyor?